Hafızla kış konuşmaları öykündüğüm
bir iklimde saklı mademki usta kalem Şükrü Erbaş’ın Ömür Hanımla Güz
konuşmaları…
İklimler seferberliğini ilan etti,
kadim dostum can yoldaşım hafız ve iklimlerin buklelerine yağan çiy tanesi gibi
akan sel gibi yağmurun da güftesi mademki içimde ç/ağlayan o şelale.
Hüznümü kısa keseceğim ve mutlak bir
mutluluk da dilemişken Tanrıdan.
Söylencelerin nazarında esen yel
gibiyim.
İçimde saklı yalnızlığın gizemine
dokunan bir el gibi kalemimin manevi varlığında hissettiğim o gaipten gelen
coşkum ve ilhamın nazarında seken bir kuş gibiyim çalan şarkının da andığı
üzere Arnavut Kaldırımlarında solan bir papatya çimentoyu delip geçen gücü
rahmetin ve işte Rabbin varlığı ve hikmeti her gördüğümde her duyduğumda
Rabbimi hissediyor olabilmenin huzuru ve İlahi Aşkın mahareti.
Kem gözler var oysa benim yolunu
gözlediğim bir yârim var…
Yâdım mademki dünde kaldı yağan
yağmurun şimşeklerle olan dansı ve işte içinde saklandığım o mukavva kutu ve
damarımda akan kanın hız kesmediği gibi yüreğimin de mürekkebinde saklı
yazılası şiirlerin hikâyelerin g/izi.
Bir mıntıka iken yerleşkem.
Bir rabıta ise kelamın dansı.
Bir revnak düş gibi bir acı gibi dik
başlılığımın açtığı o dar kapıdan geçecek olansa ruhum ve ruhumda saklı gönyem
belki de iletkim yüz ölçümüm en çok da kalemimi delici bir güçle A4 kâğıda
saplamanın verdiği haz ile haizi olduğum duyguları da kâğıda dökmenin verdiği
huzur ve haz ve işte kara kış çalmışken kapımı kardan adam yapacağım günlerin
özlemi var içimde bir de bir de…
Hani şarkılarda ç/ağlayan dokunaklı
sesi şarkıcının.
Hüznün hem bataryası hem angaryası
hem yaygarası iken Kardan Kadın diyebilmenin ön sözü:
Mademki kadın/erkek eşit ve işte
çağlayan kar taneleri yolu kâh Kardan Adama kâh Kardan Kadına denk düşen ve
gökten yağan rahmetin adı iken İlahi Mecrada uçuşan yüreğimin tutulduğu rüzgâr
ve aşkın İlahi çağrısı ile tüm ağrılarımın dindiği olsa gerek yarınların
garantisi.
Umut ektim ekeli.
Sevgi biçtim biçeli.
Mevsimlerden sarkan bir el gibi ölümü
def etmenin güncesi elbet Sığınağım elbet Sağanağım elbet İlahi Aşka meyyal her
an her duygu her şiir bir kuvözde saklı olsa da yeni doğmuş şiirin heyecanı
katlanırken şairin de yolunu gözlediği mutluluk gibi sabırla ektiği şükürle
biçtiği her yeni gün her kelime şiirin de kalesi iken sığınılası bir köşe bir
koşu sevdiğim bir koşu kendime kavuştuğum umudun tekkesi umudun teknesi.
Geçkin zamanların geçici sevdaları
zanlarla süslenmiş belaların tasası iken kendine yenik düşen beşerin yok iken
de ederi o azman nefsin ve işte nefesim yitene değin seveceğim.
Sevgili hafız, aşkın ayak izinde
rastlaştım kendimle acının bitiminde biteviye hırpaladığım kadar kendimi canım
yana yana ne yollar aştım sözcüklerim cayır cayır yanarken meğerse kendimleymiş
savaşım.
Bir na’şım yok benim sadece bilakis
nicesi.
Bir de aşım iken aşk ve çözeldiğim ve
çöktüğü ayaklarımın dizlerimi değil dizelerimi dövdüğüm ve nazarında insanların
bir o kadar cihanın, ben nazlı nazenin bir gelincik olsam bile zikrettikleri o
ki: dikenlerime yaslıymış başım ve yüreğim.
Dik alası acının.
Dilaltı iken şiirlerim tek ilacım.
Fıtratımdaki firak.
Mizacımda saklı nice duygu nasıl da
yeknesak.
Ötüşen kuşlar gibi bülbülle konuşup
güle konduğum bilfiil solduğum soluduğum aşkın kayrasında saklandığım kadar
özlemle andığım dünüm ve dünde kalan tüm anılarım.
Teselli babında yazıyorum mademki
hafız.
Tecelli edenle de vuku bulmaz mı
mucizeler?
Tırnak içinde saklı tutulası bir
aşkın hangarı ve içine sığamadığım o devasa parantez ve elimde devasa bir asa
nasıl ki hibe ettim ben duygularımı zimmetli olduğum kadar aşka ve yalnızlığa,
bak nasıl da saat tutuyorum.
Zati ahalisi ömrün.
Zinhar sevdiğim bir o kadar içimde
saklı o kördüğüm.
Koruma sadık közüme yanık tek
kodladığım iken tekil hanemde saklı o tek hece ile de varım ben efkâra varım
ben özleme hasret çektiğim kadar kendime açmaza her düştüğümde kâh şiir olur
uçarım kâh hikâye olur nam salar ruhum ve feveran ettiğim kadar fedaisi olduğum
duygularım ve firar ettiğim kadar bedenimden farazidir de benim dünyam tüm
yenilgilerim kimine göre bir kazanım kimine göre bir kayıp aşkın saltanatını
süren evrenden de uzanıp d/okunurum ben İlahi Ateşe içimdeki yangını büyütsün
diye evren daha çok severim daha çok da yenik düşerim içimde saklı gizil
benlere.
Ruhum coşkulu.
Endamım yitik.
Efkârımla dibi gördüğüm bir bitik hikâyede
yeniden başlarım hayata ve kulvarımda hüznün nezdinde estiğim kadar asarım
yüzümü astığım kadar resmimi eserim imge imge bir mevsimden ibaret değilim hem
ben nefsime yenik düşmediğim kadar tüketirken nefesimi yeniden doğduğumun
müjdesini verir yazdıklarım ve ölümün eşiğinde hüznün beşiğinde ansızın da hâsıl
olurken mucizeler hem izini sürerim aşkın hem de gizlenirim sırça köşkümde.
Bir nidada asılı sessizlik.
Surelerde saklı huzur ve metanet.
Sureti kati yüz vermediğim kadar
yalana.
Kolaçan dahi etmeden arkamı.
Yenik düştüğüm cihan ne ki, hafız?
Ben sadece mevsimlere meylederim.
Kışın soğuğunda doğan güneşim ruh
eşimse sevdalı şehir.
Coşkuma yenik düşerim ve servetimi
har vurup harman savururum lakin nasıl ki adı sevgidir haiz olduğum hazinemim
elbet coşarım elbet dalgalanırım elbet açarım elbet solarım da sönmesin yeter
ki İlahi Ateşin harı ve her hare benden bir parça kelamın da selamın da geri
döndüğü kadar en şık şıktır kalbimin seçimi nasıl ki aşk var ölüm yok…
Nasıl da aşikârdır inancın zirvesi ve
iman gücüme binaen bir de umut ve şiirlerim iken muadilim hüznüme yenik düşsem
de yere düşmeden ayaklarımı da yerden kesen İlahi Adaletin vakıf olduğu asaleti
tek solukta içime çektiğim kadar asi yüreğimde saklı iken en asil parçam
kalemle istişare etmenin de güncesinde saklı iken hafızla kış konuşmaları
mademki bunca yıllık hukukumuz var hafız yoktan var edene kurban olsun tüm
benliğim aşkın nakşında sevginin nesrinde şiire özet geçen duyguların da
tekelinde takatim kalmasa bile sürecektir mücadelem ve sonlanmayacaktır hem
sevgim hem yazma hevesim…
Bil mukabil, sevgili hafız kadim
dostum, baba yarım…
DİP NOT: Usta kalem Şükrü Erbaş’ ın
Ömür Hanımla güz konuşmaları eserine duyduğum hayranlık ve kazandığım
farkındalığın bir sunumudur kaleme aldığım bu yazı bu bağlamda içimden geleni
paylaşmak istedim.