Kandım senin yalan işine dünya
Ömrümce koşturdun boş bırakmadın
Gaye biraz mutlu olmaktı güya
Bana hep yek verdin şeş bırakmadın
Bilmem kaç kez çaldım gönül kapısı
Hiç açan olmadı kaçtı hepisi
Yapılmış üstüme halvet tapusu
Günlüme girecek eş bırakmadın
Azı tok günlerin çoğunluğu aç
Ellere hep verdin bana kaldı hiç
Yoksulluk meyini dedin hep sen iç
Soframa koyacak aş bırakmadın
Verdiğin mutluluk kuş olup uçtu
Dert ile kederler boyumu geçti
Yalnızlık bıkmadı hep beni seçti
Bağrıma basacak taş bırakmadın
Hüzünler çok derin neşelerse sığ
Ümit çoktan öldü umutsuzluk sağ
Bilirim taşımaz bu karı bu dağ
Üstüme salmadık kış bırakmadın
Böyle mi geçecek bu gençlik çağı
Gurbette tükendi ömrümün çoğu
Üstüme kapandı acı dert çığı
Aydınlığı geçtim loş bırakmadın
Zifiri geceler çevremi sardı
Ay ile yıldızlar sanki bir kördü
Uyuyabilseydim ümidim vardı
Onda da görecek düş bırakmadın
İhanet ordusu karargah kurdu
Dostlarım kalleşçe sırtımdan vurdu
Kime güveneyim hepsi de birdi
Sonunda düşecek peş bırakmadın
Neye el attıysam düş kırıklığı
Kimse duymadı bu sessiz çığlığı
Tek bende denedin tüm zorbalığı
Başıma gelmedik iş bırakmadın