Renklerin bir iklimi yok iklimlerin
de bir rengi.
İçtimadaki iç sesin meali:
Kâh şiire denk düşen kâh mihrabında
saklı iken mabedi.
Aşkın yokuşu dik ve derin
Aşina olduğumuz o kısık gülüşü
Bahşeden Rabbin sadık kulu olmanın
tadında saklı
Haiz olduğumuz iman gücünden de yok
iken ötesi.
Mağdur iklimlerden geldik bizler
Feyz aldığımız izler
Bazen bir gizin aslına rücu ettiği
Bazense o kekremsi sessizliğin
nezdinde saklı hicri
Sandıkların küf kokusu
Sayacın kırık ruhu
Yüreğin dibe çöken tortusu
Nazlı yârin solgun yüzünde
Açan güllerin öyküsü
Bazense düşen yüzünden bin parça
Hele ki kırıldığı yerden açarken o
yediveren gülü
Belki de kâinatın sekizinci öyküsü
Sekizin kerameti
Yedi tepenin selameti
Aşkın mizacı ve meali
Şairden gelen yanık kokusu
Kalemin bereketi
Sonsuzluğun bekâreti
Cezbedense yüreği
Zinhar aşkla hemhal bir nesir
Şairin de iç sesi iken yazılası her
şiir
Sandıklar kırık
Sandukalar firari
Şair yaralı
Şair sonsuzluğun meali
Şiarı aşk
Şarkıların solunda saklı o devasa
nakarat
Aşktan öte aşktan da üstün
Zinhar yalan şairin mutlu olduğu
Zanlar uçuşan
Şair sancılı
Sanrılar konan
Gerçeklerse şairin sağdıcı
Ve hayallere meyleden şairin yufka
yüreği
Azık bildiği kelam
Ardıç kuşlarına verdiği her selam
Şair de bir kuş
Öyle ya…
Defalarca ölen
Külünden doğan
Boğuntusu değil ömrün
Bozdurduğu hayalleri
Bozuk atan kimse
Sevgidir ve kalem nasıl ki
Şairin boynunu borcu
Şairin boynu
Sadece Allah katında kıldan ince
Kılıfında değil kalemi
Varsa yoksa yüreğinin nüktesi,
sözcüsü…