Sağdıcım Sen ki Ulu Hancım…
Otağım otladığım omzumdaki silahım
Solumdan yediğim vurgun
Meylettiğim istirham edilesi bir umut
iken
Yüreğim kırık tekerim
Getirdiğim tekbirin yok ucu bucağı
Ucu kırık kalemin alnına koyduğum o
tek damlanın
İlahi Sırdaşımın Güzergâhı
Meşk eylediğim hüzün
Delik cebim cepkenim
İhya edilesi hüzün mektebimde
Sarmalında gizemin
Sararan yaprakların dalından düşerken
Çektiği son nefes
İçine
İçimde
İştigal ettiğim kadar yalnızlığın
buğrası
Kayıtsız kaldığı kadar eşrafım
Endamlı bir meal ömrün savrulduğu
Savunduğum kadar umudu
Sarkacı hayatın
Sarnıcı içine düşülesi kuyunun
Varsıl itibarı
Mealimden seken her hece
Hercai değil yüreğin
Harcı âlemi yaşanası gizemin
Tekil tetikleyicisi
Zanların sanrısı
Sancıların uleması
Sırça köşkün ulağı
Sakit olsun bununla diyebilmenin
yankısı
Yâdım
Yarenim
Yağan yağmurum, matemim
Kök hücremde saklı o yemin:
Konuşlu olduğum Dergâhım
Dermanım
Davudi sesinde mısraların
Meylettiğim ikbalim
İhmal edildiğim
Tek mertebem
Tevazu yüklü bir teselli
Tecelli eden yarınlara
Tasvip etmediğim tüm yalanlara
İtibar etmediğim kadar yalnızlığa
Çöken çatının
İçimde oynayan çenginin
Çökertmesi gerçeklerin
Çökkün iklim
Çömezi olduğum hazzın
Haizi olduğum sarnıcın
Edindiğim o intiba
İnfilak etti edecek yüreğim
Meşrebim
Mizacım
Mahal verense sırlara varsa yoksa
itikadım
Sandığım sanmadığım
Sarnıcım sancılandığım
Sadık kaldığım sabrımın kutsandığı
ruhun
Telaşının sonlandığı
En ulu ulvi Sağanağım
Yağan rahmetin sonlanmadığı…