Berat Kandilinin Aydınlattığı Manevi Ortam

Berat kandilinin aydınlattığı manevi ortam

(İlyas KAPLAN,İlahiyatçı,Araştırmacı,Yazar)

 *

Yollardaki işaretler gibi hayatımızda da belirgin dönüm noktaları vardır. Bunlar, belirli günler, kandiller ve bayramlardır.

Berat gecesi hicri aylardan şaban ayının onbeşinci gecesidir.Berat Gecesi için Arapça eserlerde “şabanın ortasındaki gece”, “mübarek gece”, “rahmet gecesi” ve “sak (belge) gecesi” manalarına gelen terkipler kullanılmıştır.

Allah’ın affı ve bağışlaması ile günah yükünden kurtulacağı umularak bu geceye Berat gecesi denmiştir.Beratın özünde, günahlardan arınma ve Yüce Allah’ın rahmet ve mağfiretine ulaşma amacı vardır. 

Bu mübarek gecede eskiden, eskimeyen zamanlardan, dağların dağlara kavuştuğu, insanın insanı anladığı, yürekçe konuşulduğu zamanlarda…Güzel Anadolu’muz gelenek görenekleriyle, örf ve âdetleriyle insanı insana yurt kılar. Dar gününde omuz verir, acısını da sevincini de birlikte yaşardı.

Bu mübarek gecede… Eşin dostun hatırı sorulur, çoluk çocuğun yüzü güldürülür. Nice gelenek nesilden nesile aktarılır. İnsanlarımız; yardımlaşmak, gönül almak, hoş görmek düsturunu benimsediklerinden hem yöresel göreneklerde hem de dinî örf ve âdetlerde çeşitli gelenek zincirine sahipti. 

Bu gecede aileler, hem yardım amaçlı hem de gönül zenginliğinden kaynaklı görenekleri yerine getirirken toplumun huzuruna katkıda bulunurlar. Böylece toplumsal mutluluk sağlanmış olur. Bu güzel geleneklerimiz daha yoğun bir şekilde icra edilirdi.

Hele hele berat gecemiz, hem dinen hem de sosyal hayatta gelenekselleşmiş birçok uygulamayı beraberinde getirir. Hepimizde bir sevinç, içsel bir coşku bırakırdı. Bu gecede Osmanlıdan beri çeşitli gösteriler, törenler yapılır, zengin infak eder, bu geceyi fırsat bilip fakiri gözetirdi

Müslümanlar, heyecanla önce kandilleri ve en çok da sonra ramazan ayını beklerlerdi. Böyle gecelerde ibadet ve dua etmenin yanında çeşitli ritüeller gerçekleşirdi.

Bunlardan biri “kandil simidi geleneği”dir. Kadınlarımız haftalar önceden kandillerde ne yapılacağını konuşur, konu komşu bir araya gelir ve kandil gecesi için şekerler, çikolatalar, baklavalar, börekler, helva ekmekler, pişiler ve simitler hazırlarlardı.

Özellikle hamur işi bir şeyler yapmak ve konu komşuya dağıtmak âdeti yaygındı. Yakın çevremizde, cami önlerinde, namaz çıkışlarında, okul önlerinde, çarşı pazar yerlerinde, esnaf odalarında, dükkânlarda, gelene geçene hayır dua almak niyetiyle ikram edilirdi simitler.Sinilerde, tepsilerde ya da paketlenerek dağıtılırdı gelene geçene. 

Kimse almamazlık etmez. Bilinir ki o gün kandildir. “Allah kabul etsin.” derdi alan. “Afiyet olsun, yılına zamanına tekrar ulaştırsın Allah’ım.” derdi veren…

Kandil simidi, bizlere Osmanlı saray mutfağından gelme olup zamanla tat ve şekil değişikliğine uğramıştır. Çoğunlukla avuç içine sığacak büyüklüktedir ve yediğimiz günlük simitten farklıdır.

Pişmeye başlayınca hem tereyağının hem de susamın kokusu yedi mahalleyi ayağa kaldırırdı. Güzel davetlerle şenlenirdi gönlümüz kandil zamanları. Hem kutlu hem mutlu hem de bereketliydi kandiller.

Simit yanında çok şey paylaşılır aslında; dostluk, sevgi, merhamet, iyilik ve görgü göresek… Göresek demişken, örf âdetlerimiz, böylece, göre göre, yapa yapa çoğalır ve kemikleşirdi.

Kandiller, dinî gelenek ve görenekler toplumu bir arada tutarken aynı zamanda ruhsal iyileşmeyi, huzuru sağlardı… Kandil simidi kokusu etrafa yayıldığında, susamın, tereyağının ve mahlebin tadı damaklara yerleşirken belki de asırlarca sürecek bir iyilik, bir görgü hareketinin devamı sağlanırdı…Böylece şaban ayının ve berat ikliminin manevi ortamından yararlanılmaya çalışılırdı.

Kandiller ve benzeri geceler; iman, ibadet ve düşünce hayatımız bakımından kendimizi yenilememiz, geçmişimizi muhasebe etmemiz, geleceğimizi planlama ve ümitlerimizi tazelememiz için büyük bir fırsattır. Bu gece münasebetiyle, içimizdeki manevi duyguların sesine kulak vererek günahlarımıza tövbe etmeli, tüm Müslümanlar ve insanlık için Allah’a dua ve niyazda bulunmalıyız. 

Yüce Allah, bu gecede ilahi rahmetini bol bol indirmekte, rızık ve şifâ kapılarını sonuna kadar açarak, bizleri sonsuz ikramlarına davet etmektedir. Berat kandilinin aydınlattığı manevi ortam, bizlere dengeli bir hayat kurma bilinci sağlamakta, kendimizi gözden geçirme ve yenileme imkanı sunmaktadır. 

Yüce dinimiz İslam dünya ve ahiret, madde ve mana dengesine; akıl, düşünce, duygu ve bilginin ahenkli şekilde buluşturulmasına dayanır. Günümüzde ferdi ve toplumsal hayatımızdaki maddi ve manevi değerler dengesi bozulmuş, dünyevîleşme, bencillik gibi olumsuzluklar ruh sağlığımızı bozmaya başlamıştır. 

Oysa Yüce dinimiz İslâm, insanın maddî ihtiyaçları kadar ruhî ihtiyaçlarını da dikkate almış, onun devamlı surette Yüce Yaratanla bağlantı içinde olmasına önem vermiştir. 

Berat kandili hakkında birçok hadis vardır;

Şaban ayının 15. gecesi olduğunda o geceyi ibadetle geçirin, gündüzünde de oruç tutun. Çünkü Yüce Allah, bu gece güneşin batışından fecre kadar (olan sürede) dünya semasına rahmetiyle tecelli eder ve

“Tövbe eden yok mu, tövbesini kabul edeyim! Rızık isteyen yok mu, rızık vereyim! Şifa isteyen yok mu, şifa vereyim!.. Başka isteği olan yok mu, ona da istediğini vereyim”. der.

" Peygamber s.a.v.’den gelen bir rivayette ise "Allah Taala (c.c), Şa'ban ayının onbeşinci gecesi (kullarına rahmetle) nazar eder. Müşrikle, müşahin (kindar bencil) bu aftan yararlanamazlar."7 Merhum Elmalılı Muhammed Hamdi YAZIR’ın Hak Dini Kur’an Dili isimli tefsirinde belirtildiğine göre anne ve babasını incitenler, büyücüler, başkalarına kin besleyenler içki düşkünleri bu gecenin faziletinden yararlanamazlar”

Başka bir hadiste ise "Beş gece vardır ki onlarda yapılan dualar geriye çevrilmez. Bunlar Recebin ilk (cuma) gecesi, Şabanın ortasında bulunan gece, Cuma gecesi, Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı geceleridir .

Bu sebeple Müslümanlar bu geceleri hep ihya etmişlerdir Enes b. Malik (r.a.) Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem’i şöyle buyururken dinledim dedi:

“Allah Teâlâ şöyle buyurdu:

Ey Âdemoğlu! Sen bana dua ettiğin ve benden affını umduğun sürece, işlediğin günahlar ne kadar çok olursa olsun, onların büyüklüğüne bakmadan seni bağışlarım.

Ey Âdemoğlu! Günahların gökyüzünü kaplayacak kadar çok olsa, sonra da benden affını dilesen, seni affederim.

Ey Âdemoğlu! Sen yeryüzünü dolduracak kadar günahla karşıma gelsen; fakat bana hiçbir şeyi ortak koşmamış olsan, şüphesiz ben de seni yeryüzü dolusu bağışla karşılarım.” Hz. Âişe validemiz Peygamberimizi tanıtırken şöyle buyurmuştur:

 "Bu gece (Şaban'ın onbeşinci gecesi) Peygamber (s.a.v.)’i (odanın içinde) aramaya başlamıştım ki (O’nu) başını secdeden kaldırırken buldum.

Buyurdu ki: “Ey Aişe, Allah ve Rasulü’nün seni korkutmasından mı korktun? dedim. Hz. Aişe validemiz “Diğer hanımlarından birinin yanına gittiğini zannettim” dedi.

Peygamberimiz buyurdu ki Allah Teâlâ Şabanın 15.gecesinde (bu gecede) dünya semasına iner, Ben-i Kelb kabilesinin koyunlarının tüyleri sayısınca insanları bağışlar."

Berat kandili hakkında hadisler bu şekilde aktarılıyor.

Berat gecesi tüm dua kapıları açıktır ve kulların ne dertleri varsa hepsine çare verilir. Bu önemli gecenin gündüzünü zekat vererek geçiren kullara da büyük mükafatlar verilir

"Berat kandili Kuran'da geçiyor mu?" sorusu da son derece merak ediliyor. Berat kandili ya da diğer ismiyle Berat gecesi Kuran-ı Kerim'de ismen tamamen geçmiyor. 

Bazı alimler ve din adamları Kuran'da Berat gecesinin geçtiğini ve Duhan suresinde bahsedildiğini vurguluyor. Duhan suresinin ilk üç ayetinin Berat gecesine vurgu yaptığı ve berat gecesinden bahsettiği İslam alimleri ve din adamları tarafından aktarılıyor. 

Duhan suresi ilk üç ayetinde Allah:

*"Ha, Mim. Apaçık olan kitaba ant olsun ki; biz Kuran-ı mübarek bir gece içinde indirdik. Şüphesiz biz bir uyarıcıyız. Kendi katımızdan sadece bir emirle yapılan her işe o gece hükmedilir." buyuruyor.

*De ki, Ey kendilerinin aleyhine aşırı giden kullarım! Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Şüphesiz Allah bütün günahları affeder. Çünkü O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.

Bu ayetlerde berat gecesinin vurgulandığı İslam alimleri tarafından aktarılıyor. Zümer Suresi, 39/53 ,Duhan Suresi, 44/3.ayetinde geçen “mübarek gece” ifadesi İslam alimlerinin çoğunluğunun görüşüne göre Kadir gecesi olduğu düşünülmektedir. Ancak İkrime b. Ebû Cehil’in de dahil olduğu bir grup alim ise söz konusu ayetin Berat gecesine işaret ettiği kanaatindedirler.

Kur’an’ın tamamının Berat gecesi levh-i mahfûzdan dünya semasına indiği, Kadir gecesinde de âyetlerin peyderpey inmeye başladığı şeklinde bir yorum yapılmaktadır. Nitekim bazı müfessirler bu görüşü benimsemişlerdir (bk. Elmalılı, V, 4293-4295)

Bu rivayetlerle, Hz. Peygamber’in şâban ayına ve özellikle bu ayın on beşinci gecesine ayrı bir önem vererek onu ihya ettiğine dair diğer rivayetleri göz önüne alan bazı âlimler bu geceyi namaz kılarak, Kur’an okuyarak ve dua ederek geçirmenin sevaba vesile olacağını, bu geceye mahsus olmak üzere belli bazı ibadet ve kutlama şekilleri ihdas edip âdet haline getirmenin ise dinde yeri bulunmadığını söylemişlerdir.

Kaynakların belirttiğine göre Berat gecesine ait özel bir namaz yoktur. Ancak Fâkihî’nin (ö. 272/885’ten sonra) Mekkeliler’in bu geceyi Mescid-i Harâm’da ihya ettiklerine ve bazılarının 100 rek‘atlı bir namaz kıldığına dair rivayeti (bk. Abâru Mekke, III, 84) dikkate alınırsa bu namazın daha önceden de kılındığını söylemek mümkündür.

Peygamber efendimiz Berat gecesinde şöyle dua ederdi;

"Allah'ım! Azabından affına, gazabından rızana sığınıyorum, senden yine sana ilticâ ediyorum. Senin şanın yücedir. Sana yaptığım senayı, senin kendine yaptığın senaya denk bulmuyorum. Sana layık bir surette hamd etmekten acizim"

Bu gecede Kur"ân–ı Kerim okunmalı; okuyanlar dinlenmeli; uygun mekânlarda Kur"ân ziyafetleri verilmeli; Kelamullah"a olan sevgi, saygı ve bağlılık duyguları yenilenmeli, kuvvetlendirilmeli.Peygamber Efendimiz (sas)"e salât ü selâmlar getirilmeli; O"nun şefaatini ümit edip, ümmetinden olma şuuru tazelenmeli.

Kaza, nafile namazlar kılınmalı; varsa o geceye ait nakledilen namazlar, onlar da ayrıca kılınabilir; kandil gecesi, özü itibariyle ibadet ve ibadette ihsan şuuruyla ihya edilmeli.

Tefekkürde bulunulmalı; "Ben kimim, nereden geldim, nereye gidiyorum, Allah"ın benden istekleri nelerdir" gibi konular başta olmak üzere hayatî meselelerde derin düşüncelere girmeli

Geçmişin muhasebe ve murakabesi yapılmalı; ve şimdinin ve geleceğin plân ve programı belirlenmeli.

Günahlara samimi olarak tevbe ve istiğfar edilmeli; idrak edilen geceyi son fırsat bilerek nedamet ve inabede bulunulmalı.Bol bol zikir, evrad ü ezkar  yapmalı.

Mü"minlerle helalleşmeli; onlarla irtibatımız cihetinden rızaları alınmalı.Küs ve dargın olanlar barıştırılmalı; gönüller alınmalı; kederli yüzler güldürülmeli.

Kişi kendine ve diğer Mü"min kardeşlerine hattâ isim zikrederek dualar etmeli. Üzerimizde hakları olanlar aranıp sorulmalı; vefa ve kadirşinaslık ahlâkı yerine getirilmeli.

Berat gecesini idrak ettiğimiz bugünlerde hepimiz Yüce Allah’ın Kur’an’da kendisinden ümit kesmememizi isteyen ve bizleri affedeceğini müjdeleyen mesajına kulak vermeli ve kendimize çekidüzen vermeliyiz.

İlahî! "Her hikmetli iş nezdimizde bir emir ile o zaman ayrılır" buyurduğun mükerrem Şaban ayının 14. gecesi en büyük tecellin ile; bildiğimiz bilmediğimiz, Senin bildiğin bela ve musibetleri bizlerin üzerinden kaldırmanı diliyoruz. Şüphesiz Sen, sonsuz güç ve kuvvet sahibisin! Lütuf ve ihsanı bol olan Rabbimizsin!

"Ya Rabbi, cezandan affına sığınırım, gazabından rızana sığınırım, senden sana sığınırım, Zatın yücedir, seni övmek için kelime bulamıyorum, Sen kendini övdüğün gibisin."

Allahım! Seyyidimiz, Efendimiz Hazret-i Muhammed'e, âline, ashabına, evlâdına, ezvâc-ı tâhirâtına salât ü selâm eyle! Dualarımızı Habibin hürmetine kabul eyle!

 

---

*Tirmizî, “avm”, 39; İbn Mâce, “İāmetü’-alât”, 191).

*İbn Mâce, “İāmetü’-alât”, 191.

*Vuslat.org.tr

*Fâkihî, Abâru Mekke (nşr. Abdülmelik b. Abdullah), Mekke 1407/1986-87, III, 84-87.

*İbn Vaddâh, el-Bidaʿ ve’n-nehy ʿanhâ (nşr. M. Ahmed Dehmân), *Dımaşk 1400/1980, s. 46.

*Gazzâlî, İʾ, I, 203.

*Zeynüddin el-Irâkī, el-Muġnî (Gazzâlî, İʾ kenarında), I, 203, dipnot 1.

*Zemahşerî, el-Keşşâf, III, 499-500.

*Fahreddin er-Râzî, Mefâtîu’l-ġayb, XXVIII, 237-238.

*Nevevî, el-Mecmûʿ, IV, 56.

*Kurtubî, el-Câmiʿ, XVI, 126.

*İbn Kesîr, Tefsîrü’l-urʾân, VII, 232.

*İbnü’l-Hâc, el-Medal, [baskı yeri yok] 1401/1981 (Dârü’l-Hayret), I, 299-313.

*Aynî, ʿUmdetü’l-ārî, Kahire 1392/1972, IX, 150.

*Keşfü’-unûn, II, 1591-1592.

*Îżâu’l-meknûn, I, 108.

*Ali el-Kārî, el-Esrârü’l-merfûʿa fi’l-abâri’l-mevżûʿa (nşr. Ali es-Sebbâğ), Beyrut 1391/1971, s. 461-462.

* “et-Tibyân fîmâ yeteʿalla bi-leyleti’l-adr ve leyleti’n-nıf min şaʿbân” (nşr. M. Seyyid Nidâ), Eʾü’ş-şerîʿa, IX, Riyad 1398, s. 372-378.

*Ali Mahfûz, el-İbdâʿ, Kahire, ts. (Dârü’l-kitâbi’l-Arabî), s. 286-288.

Elmalılı, Hak Dini, VI, 4293-4295.

*Hasan Hüsnü Erdem, Berat Gecesi Hakkında Bir Tedkik, Ankara 1959, s. 3-11.

*M. Zâhid el-Kevserî, Maālât, Humus 1388, s. 60-64.

*Abdurrahman el-Cezîrî, “es-Sünne: leyletü’n-nıf min şaʿbân”, ME, I/1 (1940), s. 586-591.

*Ayşe ÜNÜVAR

*Halit ÜNAL, TDV. İslam Ansiklopedisi, İst.-1992, V/475-476 2

* Elmalı, Hak Dini Kur’an Dili VI/4293-4297) Eser Kit.İst.1971 5 Duhan Suresi, 44/1-3 6 İbn Mace, İkâmetü’s-Salât, 191 ( I, 444) Hadis No:1388. 4 ُ

( Berat Kandilinin Aydınlattığı Manevi Ortam başlıklı yazı redfer tarafından 24.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu