Ah…bir Şarkı Söyleyebilse Fatıma

*

ah…bir şarkı söyleyebilse Fatıma

 

 

akşam indi

kurşun sesleri köyün boğazında kısıldı kaldı

yankılarını yitirmiş

gösterişli bir sessizlik

kapladı sokakları

eğildi toprağa doğru bir incecik sis

örttü sonra evleri karanlık peçesiyle

 

ölüm korkusu aktı köyün damarlarından

sessizlik açlığını giderdi bu ürpertiyle

nehirler gözyaşlarıyla susuzluklarını

 

bebeler avlanıyor Gazze'de

analar emziremeyecek artık çocuklarını

analar ninni söylemeyecek artık

beşikler suskun

beşikler kırgın

 

siz Gazzeli bir çocuğun

bir köşe başında sıkıştırılmış halde

çaresizliğini gördünüz mü

sürmeli gözlerindeki çaresizliği

 

siz Gazeli Fatıma'nın

daldaki bir eriği yerken

dürbünlü tüfekle böğründen vurulduğunda

dağı taşı delen ağıtını duydunuz mu hiç

dağı taşı delen o ses ağıttır

Fatıma'nın ağıtı

 

inen karanlık örterken kızıl kumaşlarla kurbanların yüzünü

ölümden kaçan kurbanlar sürüsü düşerken yollara

arkada binlerce asker

peşinde ölüm ve kan

kalleş siyonistlere esir düştükleri anı gördünüz mü

kanıyorken  içinde fıkır fıkır sorular

 

nerde dünya

nerde insanlık

 

o güzelim sürmeli gözleri kapanırken Fatıma'nın

memelerindeki süte kan karışır

ağzındaki erik yere düşer

dağların bağrı yanar da

sizin yüreğiniz niçin yanmaz

ağız boşluğunu kanla doldurur o

ekşimiş erik tadıyla

FRatıma'nın kanlı gözyaşıyla

anaların ağıtıyla

Gazzelinin feryatlarıyla

 

Gazze sokaklarında çocuklar gezmiyor artık

her sabah Gazze'de bir çocuk uyanır

kalleş siyonistten daha hızlı koşmalı yoksa ölecek

Gazze'de her sabah uyanır bir çocuk

katilinden daha hızlı koşmalı

aksi takdirde öldürülecek

 

vahşi hayvan çiftliklerinde beslenen İsrailliler

sakinleştirici verilerek sürülür Gazze sokaklarına

ve avına başlar

sabilerin ne kaçabilme

ne de kurtulma şansı var

batılı efendilerin oyunu bu

batılı efendiler seyreder uzaklardan

Gazzeliyi vurmanın dayanılmaz zevkini yaşarlar

gelişmiş silahlarıyla

her savaş aletiyle

yepyeni ölüm yaratırlar

 

ah…

bir şarkı söyleyebilse Fatıma

denizlerde bir inciydim ben bir vakitler

kabuklar içinde

pırıl pırıl dalgalar kükrer

ben şakırdım

 

ah…

bir şarkı söyleyebilse Fatıma

ormanlarda bir çiçektim ben bir vakitler

rüzgarlar öfkeyle ulur

ben şakırdım

 

ah…

bir şarkı söyleyebilse Fatıma

tohum tanesiydim sürülmüş tarlalarda ben bir vakitler

saban toprağın kalbine girer

ben şakırdım

tek bir ses nerde hani

duyulmaz  oldum

ah…bir şarkı söyleyebilsem

 

artık yarış

katille Gazeli çocuk arasında

Gazze'de her sabah bir çocuk koşar

peşinde katil sürüsü

çocuk hızlı koşamaz

ayaklarında derman yok

dertlenir güçsüzlüğüne kızar

yeniden dener

ama yine hızlı koşamaz

Gazzeli çocuk ölüme yazgılı

nereye kaçsa siyonist

nereye saklansa ölüm

 

katillerin uzağı yakın eden uzak menzilli silahları var

ölüm kusan silahları

Gazze'de artık koşmanın önemi yok

Gazze'de çocuklar kendi hikayesini yazamıyor artık

hikayeyi yine batılı efendiler yazıp tamamlayacak

çocuklar koşacak

siyonistler avlayacak

 

Gazze'de çocuklar var hala

gözü yaşlı analar var hala

birkaç tane de olsa

bir umut var hala

kan ve zafer

kan ve sevinç

umutlar kazanacak  elbet bir gün

 

Fatıma'nın vurulduktan sonra

o sonsuz uçuruma düşerken

çığlığını duydunuz mu hiç

göğsünden vurulup yerde süründüğünü gördünüz mü

o çaresizliğe tanık oldunuz mu

ya bir babanın pusuda sıkıştırıldığına

Fatıma'nın daha ısırmadan

ağzından düşen kanlı eriğin tadını bildiniz mi hiç

 

düğün yüzüğünü

ışığı gölgeyi zeytinlikleri

dutlukları bahçeleri bahçe duvarlarını

Fatıma'nın uykusuna düşüne girenleri

yan pencereden

kırmızı karanfil atanı gördünüz mü hiç

 

gökyüzü bir koyu mavi ormanken

neden her şey değişiverdi

durdurdular yol ortasında Fatıma'nın ailesini

kalbi bir mavi kuşcağızdı az önce

mendili göğsünde yatarken bembeyaz

bir akşamdı

 

kurşuna dizdiler Fatıma'nın ailesini

cana kıymanın adı kalleşlik değil de ne

duvar dibine aktı kanları

kalleş İsrailliden korkuyor çocuklar

kaçıyorlar ceylan yavrusu gibi

artık, Gazze'den öte memleket yok

ölümden öte yol yok

 

bir sabah vakti

ceylanların suya indiğini görürseniz

bir kayanın arkasına saklanın

ceylan sizi görmesin

insandan çok korkuyorlar çünkü

su içerken

o sürmeli gözlerdeki korkuya izleyin dikkatle

 

ceylanlara kıymak neymiş görün

mendil de alın yanınıza

insan olan ağlar çünkü

ve burası Filistin

 

redfer-İlyas Kaplan

 

 


( Ah…bir Şarkı Söyleyebilse Fatıma başlıklı yazı redfer tarafından 25.02.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu