Süslü Kurbağa
SÜSLÜ KURBAĞA
Annem bir masal anlatmıştı ben küçükken yaralı bir kuş hakkında . Masalı pek sevmemiştim o zamanlar ama yeni yeni anlıyorum o kuş benmişim.
Hayata hazırlıyor muş beni annemin masaları . Başım dik olsun ve sırtımda yük olmasın diyeymiş.
Yaşım bugün vardı kırk beşe yolu yarılayalı çok olmuş. Ismarlama duygulardan kaçınmanın zamanını geçirdiğimin idrakını yaşıyorum ...
Ne hayallerim vardı hiç birini gerçekleştiremedim. Koca bir evde yalnız yaşamayı tercih mi ettim zorunda mı bırakıldım hatırlayamıyorum yada hatırlayamayacak kadar çok zaman geçti üstünden.
Aynadan bana bakan kadının ben olduğumu kabullenmek her geçen gün daha da zorlaşıyor. Aynada saçlarını tarayan kır saçlı kadın gülümsemeyi unutmuş ürkek bir papatya.
Geçen Maide’nin bahsettiği kuaföre mi gitsem şöyle şu kaşlarımı kaldırsam hı ... Yada dudaklar biraz dolgu ... Neydi adı ya... Alman askısı yok ya alman değil neydi ya .... Şey şey Fransız askısı yapsam biraz yüzü gerdirsem .... Hımmm on sekizlik çıtır oldun be Asude ha ha ha annem görse bu halini ne dalga geçerdi hatta “ bu yaştan sonra kudurma “derdi ...
Asude kız kudurdum mu ? Ya bakma öyle biraz eğlenelim hakkımız değil mi hem akşama çok var hazırlanırım elbet .
Hem ben niye gidiyorum Mürvet’in oğlunun düğününe ? Hiç te sevmem zaten o kadını annem de annesini sevmez miş zaten . Dik duran kendine yetebilen bekar her kadını evde kalmış kız kurusu olarak yaftalayan bir kadınla ne işim olabilir ki?
Kırk beş yaşında bekar fizik profesörü olan kocaman bir evde iki kedisi ile yaşayan hür ve sorumluluklarının bilincinde olan bir bireyim o kim ki beni evde kalmış kız kurusu olarak yaftalayacak dur ben söyleyeyim o kim o altın günlerinde hep aynı kekin tarifini alıp hiç bir zaman o keki lezzetli yapamayan dedikodu için camlardan sarkan orta yaşlı elini ayağını çekmiş genç yaşındayken nasıl koca parası yerim diye düşünen çapsızın teki.
Ay Asude bu biraz ağır oldu sanki aman boş ver. Bu konuştukları mız sadece sen ve benim aramda .
Of Asude baya saçmaladın dışardan gören seni deli sanacak tara saçlarını giyin elbiseni de çık şu kazulet aynanın önünden.
Siyah mı giyinsem mavi mi ? Siyah giyeyim hem kilolarımı saklar . Off benim derdim değildi bunlar neden taktım ki şimdi elbisenin rengini sabır ver yarabbim.
Annemin anlattığı “süslü kurbağa” hikayesinde ki kurbağaya döndüm tencerede yavaş yavaş kaynayan suyun içinde öleceğini anlamıyordu. Benim tencerem dünya sıcak suyum insanlar ve ben insanların içinde yavaş yavaş benliğimi kaybediyorum. Ölüyorum...
(
Süslü Kurbağa başlıklı yazı
İslamokan17 tarafından
5.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.