Müzmin ve de derbeder bir ses
olduğunu önce bilemedim sensizliğin ve sessizliğin duvarlarında asılı resmine
dahi bakamadım ben ki özlemin tininde saklı o coğrafya ve sen ki: aşkın
lahzasında saklı afili bir coğrafya.
Tecelli edecekti yeni gün madem
Bense ıskaladığım kadar kendimi
eriştiğim
O devasa matem
İz düşümü aşkın
Göğün körüklediğin sancının
Ve sana vedanın
Yansımasında saklı ihtişamlı bir eda
Yakarışım evrene ve Tanrıya
Yâdında dünün
Eşelediğim toprağın
Örtüsünden sökün etti edecek o
vaveyla
Kuşağımda aşk
Kusurumdu hassas yürek
Kurada çıkan hediye misali
Hercai duyguların temsili resmi
Yerin iklimi
Göğün feri
Azadesi bulutların
Kâh pervane kâh kelebek
Düşlerimin her boyut
Değiştirdiğinde sırtımı örten ince
yelek
İmecesi duyguların
İnhisarında yalnızlığın
Ve işte kutsanmış bir acı
Nadir rastlanan değerli bir taş gibi
Taçlanmışken varlığım
Günü gününe uymazken duygularımın
Taşlandığım bir yas gibi
İçinde saklı tutulduğum mahzenim
Münazarası yüreğin
Münakaşası sessizliğin
Topun ağzında bir fıtrat
Sarmalında hüznün eşlik eden
Üstüme serili kıraç toprak
Nazenindi gönlüm
Bir nakkaş gibi işlediğim yüz görümüm
Beşi bir yerde dizeler
Batıl ruhların öfkesinde savrulduğum
kadar
Savunabildiğim bu aşkı
Sarpa saran bir karanlıkta çıkılası
O dik yokuşu
Meylettiğim aydınlığın ve meleklerin
d/okunuşu
Ok gibi fırladığım
Oylumu evrenin
Kat izinde nemli ruhumun
Kaybolmaya dair
Bir tutku adeta yolunu g/özlediğim
İçimde yeşeren ufku…