Kıvılcım
KIVILCIM
Eros, Yunan efsanesine göre
güzellik ve aşk tanrıçası Aphrodite ve savaş tanrısı
Ares’in oğludur. Ölümsüz Tanrı Apollon’u güzeller güzeli Daphne’ye aşık eden de odur. elindeki
ok ve yayla, ya da meşaleyle ölümlü insanların da yüreklerinde aşk ateşini yakan
odur. Diyerek bir başka efsaneyi ekleyelim yazımıza
Kerem, İsfahan( İran) Şahı’nın oğlu,
Müslüman. Aslı ise Şah’ın Ermeni asıllı hazinedarı’nın kızı.
Kerem ile Aslı aynı sarayda büyürler.
Eros işin içine girip Kerem’in yüreğine okunu atmış mıdır, Aslı’nın yüreğini
meşalesiyle yakmış mıdır bilinmez? Ama Kerem’in de Aslı’nın da yüreklerine
aşkın ateşi düşmüş bir kere…
“Aşk bir kıvılcımdır. Tutkuya dönüşürse herkese
zarar, sevgiye dönüşürse herkesi sarar.”
Veznedar baba kızını kaçırır. Rivayete
göre Halep’e…
Kerem’in aşkı tutkuya dönüşür, düşer yollara. Aylar yıllar içinde varır
Halep’e. Halep Valisi olayı öğrenmiştir. İşe el atar, babayı ikna eder. Kerem
ile Aslıyı evlendirir ama baba kızına büyülü bir giysi yaptırır. Kerem büyülü
elbise yüzünden Aslıya ilişemez. O şaşkınlıkla bir offff! çeker ağzından alev
çıkar, Alevler Kerem’i de, Aslı’yı da yakar. Doğrusuyla eğrisiyle hikaye bu.
Bu hikayeyi nasıl anlamalıyız. Bana
göre aşkın ateşi kavuşamayan aşıkları, özlem ateşiyle yakarken; aşkın gücünü
kavrayamayan ana babaları da pişmanlık ateşiyle yakar.
/İnsanın yüreği tek kişiliktir/
başlıklı yazımda, “aşk ile öfke iç içedir” Devamla:
“Aşk ile öfke arasında benzerliği kavramak
çarpıcıdır. Aşkta da öfkede de kendinizden geçersiniz. Ancak, öfkenin ateşine
herkes su taşır ama aşkın ateşini kendiniz söndürmek zorundasınızdır.” Demiştim.
Eğer efsanelerde anlatıldığı gbi ‘aşk’ bir ok, (Eros’un oku) ya da bir
kıvılcımla yüreğe düşüyorsa; öfkede, kavgada bütün karmaşık olaylar da en
küçüğünden en büyüğüne bir kıvılcımla başlar diyebiliriz.
Bu anlamda (Tdk.): “Kıvılcım, Harekete geçiren etken” tanımını yapmıştır
Bütün kavgalar, incitici tartışmalar;
“Öyle değil, böyle! Yan baktın çamura battın! Vs.” Sebepler değil midir? Sebep ne olursa olsun,
haklı ya da haksız sonuçta, öfkeyi kabartan, kavğayı kışkırtan da bir söz, bir
davranış, bir kıvılcım değil midir?
Öyle ise, aşağıdaki dizelerde ifade
ettiğim gibi…
“Adam dediğin
Bastığı
yerde izi
Vardığı yerde, söyleyecek sözü olmalı
Vurması gerekiyorsa, vurmalı!
Ama ilk önce
Sevgisini silah gibi kuşanıp
Öfkesine karşı durmalı
Duracağı yeri bilmeli.” Diyerek, yeniden konuya dönelim.
Buraya kadar anlattıklarımız,
insanın, insanla olan ilişkileri; bir sebep, bir kıvılcım ile harlanan öfkenin
ya da tutkunun çok küçük bir alanı etkileyen kötü sonuçlarından söz ettik.
Kıvılcım, daha büyük ateşleri de harlayıp doğaya, insalara yıkımlar, katlimlar unutulmaz
acılar vermiştir.
Bundan sonra da geçmişten ders
almadığımız sürece İnsan soyu, daha çok yıkımlar, katliamlar yaşayacaktır.
Örnek mi?
Avustya- Macaristan tahtının varisi
Arşidük Franz Ferdinand 28. Haziran 1914’de
Gavrilo Pirincip adında bir sırplı tarafından öldürülür. Bu bir
kıvılcımdır. Avusturya- Macarstan Sırpistanı işgale başlar, Bunu Almanya’nın
Belçika, Lüksenburg, Fransa işgali takip eder. Yetinmez , Rusya’ya savaş ilan
eder. İngiltere de Almanya’ya ve bağlaşıklarına savaş ilan eder. Dünya ikiye
bölünür. 1.Dünya savaşı dört yıl sürer. Yaklaşı, 17 milyon ölü ve kayıp, 21
milyon yaralı ve yanmış yıkılmış şehirler… Almanya, Osmanlı, Avusturya&
Macaristan İmparatorlukları ve Çarlık Rusya çöker, Dünya haritası değişir.
Özetle, yangın Dört uzun yılda ancak
denetim altına alınır. Soğutma çalışmaları devam ederken, 1 Eylül 1939 da Almanya
Polonyayı işgal eder. Bu bir kıvılcımdır. Savaşın ateşi yeniden harlanmıştır.
1945 yılına kadar süren 2. Dün ya
savaş, 20 milyon asker,40 milyon sivil yaklaşık 60 milyon ölü, katliam, soykırım, yıkılmış yanmış şehirler
ve bu savaşta ilk defa Kıyamet silahı Atom bombası kullanılmıştır. (Sayılar Wikipedia’dan alınmıştır)
Günümzde henüz, Dünya’yı yakıp kavuran Yıldırımlar yağmasada; Afkanistan,
Ukrayna, Suriye, Irak, Libya, Filistin daha adını saymadığım birçok ülke de
şimşekler çakmakta… halkların üstünde karabulutlar dolaşmaktadır.
Bu bölgesel savaşlar kontrolden her
an çıkabilir ve Dünya’yı 3. defa yakıp kavuracak yıldırımlar yağabilir. Hatta
bu sefer İnsan soyunun sonu olabilir.
Buraya kadar anlatılan olayların
başlangıcı bir kıvılcımdır desem de kıvılcım, çıngı, şerare vs. genellikle Ateş
ile beraber algılanır. Çünkü kıvılcım Ateş’i harlar, Ateş kıvılcımlar saçar.
Ateş denetim altında, kontrollü
kullanılırsa İnsanın ve doğanın yararınadır. Denetimden çıkarsa, orman
yangınları gibi… O zaman afettir. Yakar yıkar yok eder.
Yangınların % 90’ı İnsann kaynaklı
olduğunu unutmayalım. İster insan kaynaklı olsun, ister doğal sebeplerden
olsun;
“Her yangın bir kıvılcımla başlar. Yangını
söndüremezseniz, kıvılcımı atanı da kenarda seyredip bakanı da yakar.” Diyerek, yazıyı sonlandıralım.
(
Kıvılcım başlıklı yazı
yolcu9901 tarafından
15.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.