Yeterince akıllı değildin belki,
Yahut gereğinden fazla önemsedin
Seni hiç düşünmeyenleri
Benden kaçma dedilerse de
Sen hep kaçarak kurtulmuştun
Fare kokan, damarlı ellerinden
Sen mağlup olmasan, kahraman olmazdı
Kahraman olmasa, hikâye olmazdı
Büyüyünce bile
Ne sendeki o âdem elmasının
Ne de alnına düşen kahve saçlarının
Güzelliğini anladın
Aslında sen, birçok şeyi anlamadın
Lacivert, yıldızlı bir gökyüzün var
şimdi
Güneş doğar mı dersin?
Peki sabah vakti gelince,
Ne kadar göz alıcı olursan ol
Senin gibi yıldızlar görünür mü hiç?
Sen hep susarsın
Gözlerin konuşur genç adam
Dinleyen olur mu?
O zaman senden umut kesilir
Bırakırsın anlatmayı
Usluymuş, unutmuş derler
Oysa sen,
Bir gün yeniden hatırlayacak kadar
bile
Unutamadın
Bu kadar yakınsan herkese
Ama dokunamıyorsan kimseye
Sen bir gölge değil de nesin?
Grileşmiş yüzüne uyuyor
Söyle bana, kimin gölgesisin?
Hayal de mi kurmazsın?
Yanıma gel demeye korkuyorum
Çünkü sesinde bir yok oluş var
Bu hikâye ise senin sayende var
Oysa kimse görmüyor bunu
Çünkü bu yana bile bakmıyorlar
Belki de fazla koyulaşmışsındır
Fark edilmeyecek,
Arka planda kaybolacak kadar
Kararmışsındır
Olsun,
Senin aydınlığını çalanlar utansın