Ak Kalemi ile Gönlüme Desenler
Çizene
Tarifsiz olan neydi, aradım durdum?
Tarifi ile beni tamamlayacak sorularıma cevap verecek olanı aradım. Bu kadar
anlatılarak sonuna ulaşılmayan olan, yanında olana yakışan neydi? Sonunda
buldum bir gülüşün içinde! Ağzım açık şaşkınlık içinde, gökyüzünü dolduran
gülüşünde bulmuştum aşkı, o anda. Bende onunla birlikte yeryüzünü gülüşlerle
doldurmanın peşinde iken, belki de olmayacak bir isteğin peşindeydim.
Gönlümle onun gönlüne girerek içinde
gezmek istiyordum, aylarca içinden çıkılmaz bakışlarımla bakışlarına baktım, bakışları
benimle iken ben sanki uzaklardaydım ya “sevmiyorum” der ise ben ne yapacaktım
bilmiyorum. Ak kalemi ile gönlüme desenler çizene “seni seviyorum” diyemedim! Lakin
bahar gelmeyince güller açmazmış, benimde gönül bahçemde açan güllerim soldu
kaldı benimle beraber.
Al dedim seni bende
Ne haldeyim gör sen gidende
Lal olmuş dilim neden yaşadım bunu
Kaldım biçare bu aşkın içinde
Kaldım işte ben böyle avare
Veremedim gönlüne güllerden bir
demet
Bu nedenle ne olursun beni af et
Konuk oldum sensizliğe
Misafirim ol artık son ver bu
sessizliğe
Her gece yazmak onu anlatmak, bu kanayan
yarama merhem oluyor, tarifsiz olanı anlatmak ve anlamak bu akılla olacak iş
değil, gönlümün kır atına binerek, ovalara, çöllere onu anlatarak yoluma devam
ettim, anlamak yerine hasreti ile yaşamayı seçtim, o benden uzakta onu sevdiğimi,
onunda beni sevip sevdiğini bilmeden, divane halimle yaşamaya devam ediyorum
vesselam.
Mehmet Aluç