Düşlerim tekbir getiren bense muallimesiyim içimdeki yetim çocuğun ve aşkın şiddeti bazense noksan addedilen benliğim:

 

 

 

 

Varsa yoksa aşktır Aşk, kutsalım

Rengim kaçık

Bedbaht bir rüzgârım, ey vefasız bayım.

Naçarım

Ama delice eserim

Hassasım

Gel gör ki:

Şiirdir tesellim ve şiarım

Ve hüzün mektebinin kıdemli yolcusu

Şarlayan iblise sitemim

Şirret bir iklimse eğer ki zalimin sönük feri

Ve işte içimde saklı izdiham

İçimin tefe konan hicreti

Gök gözlü bir kadının kızıyım

Aşkın hummalı sefaleti

Esir düştüğüm eserimse mizacım

Esmekle susmak arasında bir rötarım

Rölantiye aldığım en meçhul iklim

Nazarında eşrafın

Ayrık otu bir çiçeğim

Varsın da olmasın itibarım

Allah katında saklandığım

Kadar

Allah Aşkı ile sıvazlanan sırtım

En meçhul renk

Müptelası aşkın

Sır dolu mabedimde

Yana yakıla yaşarım

Yaşamasına da

Ölümledir imtihanım

Ve tüm sevdiklerimle

Eksik etekli bir düş filan da değilim hani

İçine düşülesi çukurun sarnıcı

İlhamın estiği en delici rüzgârım

Sevdiklerimin de artık yoktur bende itibarı

Ne de kazıntısı ömrün

Hüküm süren bir gülüm mademki

Sır dolu içtimada bir nefer

Serlerini dahi düşman eline veren

En sefilzade

En cefakâr

En çok da mühimmatı sevgi ile kıyama duran

Bir konçerto

Bir resital

İteklendiğim kadar cihanda

Bir koşu ulaştığım en yüce Makam

Dergâhında salındığım Rabbin

Cüssem ne ki cübbemle

Yerleri süpürdüğüm

Göz hizasında bir derviş

Devşirmen hüzünle yakıp yıktığım

Gemiler ne ki hem?

Mademki batık hazinenin müptelası

Dergâhım ve kaptanıderyası aşkın

Kaptan köşkünde saklı döktüğüm gözyaşı

Denizin iniltisi

Köpüren öfkesi yalnızlığımın

Yâdımda saklı tek teselli ise sizken, vefasız bayım

Derim demesine de

Kızgınlığım örterken üstünü acılarımın

Yine de ve yine de taş değmesin

Ayağınıza

Taşlasanız da ruhumu

Taçlanandır yüreğim serildiğim ufku

Ve yaşadığım cehennem azabı

Ansızın taşır beni cennete

Aklı evvel bir seyyah

Yitiminde umudun korlarla içli dışlı bir güzergâh

Ölümün bet sesi

Atmışken de beti benzi bu sefil aşkın

Kodaman gölgelere isyanım

Nemrut dağların nedamet yüklü sitemi

Kat çıktığım kadar şiire

Kat izinde saklı iken aşkın

İltimas geçtiği bir günü daha

Taşımaksa zirveye

Yenilmişliğimle

Yanılmışlığımla

Nur inerken yüzüme

Dağıldığımsa ayan beyan nar tanelerinde saklı

Kanımın akmayan son damlası

Ve sizi ve gizi taşıdığım kadar en derinde

İhbar ediyorum varsa yoksa bu imkânsız sevdayı

İkaz edildiğim kadar

İtibarım had safhada

Nasıl ki insanın onuru gider önde

Öncü kuvvetlerin de sözcüsü

İken kalemin şu nidalarına aldırmayın

Kanmayın da ahvalin sözüne

Dualarım ve bendeki seferi hüzün

Duayeni olduğum kadar da kimsesizliğin

El aman demeden

Tek de ah, etmeden

Saklayacağım sizi sadece sizi

Yüreğin neminde yaşaran yeşeren hüznümle

Kol kanat gerdiği kadar Mevla’nın

Tokalaştığım bir yıldız misali kaydığım

Takvasında yalnızlığın gül mizacımla yolcusu olduğum

Dergâhın münferit sevgisi

İkbalim ve itibarım ve inancımla

Günbegün büyüttüğüm yasım

Büyümez iken de yaşım

Sizi büyüttüğüm kadar gözümde

Gözümden düşen her günün her hecenin

Her kıyamın da hazır ola duran

Yolcusuyum seferisi rüzgârın

Uçuşan saçlarıma yağan kelebekler misali

Sanır mısınız ki:

Yaşımın insanıyım

Masumiyetin hicrinde

Metanetin de zirvesinde

Delişmen cesaretimle

Huzur bulduğum bulacağım bir aşktayım

Sonunda ölüm olsa bile dinmeyecektir feryadım…

 


( Aşktır Aşk Kutsalım... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 29.03.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.