Endamlı bir düş’ e sarıldım kilit
noktamdı aşk
nokta özürlü bir sevap işleme arzusu
ve yorgun mizacımın kıvrımları
adeta bir meddücezrin sağanağının
sağalttığı acılarımla örülü
dikiş tutmaz yaralarımdan dökülen
irin misali
ihtimaller dâhilinde yaşadığım kadar
vuku bulan mucizeler ırmağı ve evet,
ben
bu sağanağın hüzün dalgasıyım:
ne reşit ne eşit
irdelenebilen aşkın
koyu kıvamında gözlerine vurulduğum
göğün kanatlarına hükmeden
bir tanrı bir tanı ve bir tını,
alakam yok iken dünyevi nimetlerle
bir b/ölü ikiyim aşkın kefesinde
özlemin kafesinde
hüznün dirayetimi sınadığı bir kavşak
benzeri
geçişlerin mümkün olmadığı
mutluluğun arifesinde
sessizce kıyama durduğum
yalnızlığımın muhatabı
tek sırdaşım iken Tanrı
avuç içlerime dökülen
yağmurun izleri
yalnızlığın izbesi
salkım saçak duyguların
hem mimarıyım hem Mihriban’ı
bu şaşkın aşkın bu delişmen
yalnızlığın
ve sistematik duvarlarla örülü
tek kişilik dünyamın salvosu
savurduğum nidaların kölesi
avuntu mahiyetinde yazıyor
olabilmenin
vakur neşesi ve hüznün miadı
dolmuş olsa bile bir milat bildiğim
her şiirin de bir öyküsü var bende
aslında her öykünün şiir olduğu
şavkında hayallerin
tuz buz olmuş anıların ve de aşkın
yükselen çıtasına konan bir kırlangıç
misali
ayrı düştüğüm kendimden
aymazlığında yine kendimin
malik olamadığım bir minvalde
aşkın seferisi sözcüklerin
diş izi kanamalı bir ibare
ve işte imlecin peşine takılı
ünlenmiş bir ünlem ile
şaşkın bakışlarımın beni götürdüğü
en muhteşem lehçesi iken aşkın
özlemle yıkandığım öznemden
ayrıldığım
ve aşk meleğinin emir kipinde
saklı bir muhafız alayı
siper ettiğim duyguların mozaiğinde
saklı
ilham perimle iştigal
baş koyduğum yorgun yılların katarı
ve kantarı ve atar damarımda saklı
bir ihlal nefsime öfkeli
nefesimi de boşa harcadığım kadar
insan nesline saygılı bir yer bir
gökten öte
parçalanmış bir gönlün beyhude
arayışı
beti benzi sararan kıblemin kıvancı
yüklendiğim heybemde saklı
insan olmanın meali ve rüzgârı
kırbaçlandığı kadar duygularım
ve işte şiir iken altıncı duyum
öznem nasıl ki aşikâr özlemimle
yüklemin
eşiğinde sev, diyen kâinatın ışığı
ve miski amberi sözcüklerin
kara deliğin çağrısında
bağrıma bastığım hayallerin sağdıcı
ve sol yanı sonlanmayan muradı
aşkın izdihamında idrak ettiğimden de
çok öte iken
aşkın inkârı ne mümkün
hele ki şiir iken yüreğimin radarı ve
tek sığınağı
ölümden de öte ölümsüzlüğü dilerken
yazılası her sözcük her hece
varsa yoksa o münferit hecenin kılavuz
edindiği
s/onsuzluğun d/okunuşu aşkla iştigal
bir b/ölü iki iken aşkın örtüsünden
süzülen
gözyaşı yaşamın da dinamiği iken
yazılası söylenesi her şiir her
şarkı…