İlhamı aradım o gece. Sana anlatmak istediğimi birkaç süslü cümleyle kavrayabil diye. Olur ya belki etkilenirsin de bir kere olsun “burada ne demek istedin?” dersin diye. Olur ya belki o gece!
Oysa sen, tüm yıldızların bana dokunmasını dileyerek yazdıklarıma “güzel” demekle yetindiğin günlerin geleneğini o gece de sürdürdün. O kadar aşıktım ki sana düşün, “Belki hayatım anlaşılmamak üzerine kurulu koca bir sanata dönüşür, fena mı?” dedim. O gece son geceydi! Gideceğimi, sevilmediğimi hissettiğim kadar hissediyordum. Artık anlaşılmak bile anlamsızlaştı. Gözlerimi kapattım. Derin nefes aldım. O gece kalbimi dinlemek istedim. Sessizliği bozan ritmik nabzım beynimdeki düşüncelerle birleşince koca bir gürültü oldu. Ben, bensizliğimin o an farkına vardım. Ne kadar yorulduğumu, kendimden ne kadar uzakta durduğumu ve beni asıl yoran şeyin sana duyduğum o yoğun duygular olduğunu o an anladım.
“Neden seviyordum ki bu nemrudu?” diye kendime sorular sordum. Cevapsızdı. Cezasını en ağır şekilde ödemiştim. Ödüyordum, o geceye dek! Tek dilek hakkımı işte o gece kullandım. Kendimi garip bir şekilde kullanılmış gibi hissediyordum. Beklentilerim mi vardı, bekleyişlerim mi? Besbelli olmayan o güvensizlik hissi sarmıştı her yanımı. O gece cesaret ettim. Ben o gece senden vazgeçtim.
Hatırında mıdır ilk tanışmamız? Gülhane Parkı’na mahkum bir ceviz ağacı gibi dikilmiştim karşına. Sanki bir ceviz düşecek olsa, yakalanma korkusuyla gelmiştim sana. Gerçi sen, seninle her tanıştığım gün birer birer düşürdün o cevizleri. Yakalandım. Aşkın beni esir aldı. Başlarda cezamı müebbet sanıyordum. Ama işte o gece tahliye edildim. Ben o gece koca koğuşu yaktım da gittim.
Soracaksın “O gece ne oldu, yerim mi doldu?”. Asla. Seni unutamayacağımı bile bile duvarıma astığım fotoğraflarımızı kaldırdım rafa. Bir asır boyunca hissettiklerim bana yeter, artardı. Hissettirdiklerin ise yüreğimde nasır olarak yerini koruyacaktı.
“Sevdiği kadar sevilmez insan” derler zaten. Sen varya sen canımı almak yerine önce canımı çektirdin, sonra hep can çekiştirdin. O gece ne mi oldu? Aldatılmak değil aldanmak koydu. Üzgünüm sevgilim, ben o gece ruhum sendeyken bedenim sana uydu.
Tuğsel Karakırık