....
henüz 
çatlamamış bir nüveydi
suyun sunmadığı toprağın kavrayamadığı
bir kün öncesiydi sessizliğin
bir yalnızlığın anatomisi


bir zemin senfonisiydi 
yontulmuş ömrünün son kalanı
yakasına takılan bir ödünç nişanı
kesik bir başak gibi üzgündü gözleri

gün ağrısı çekiyordu 
önünde diz çöküp yalvarıyordu 
kaç bahar gelip geçmişti ömründen
alnından öperek uyanamıyordu hiç sabahın
kıyasıya kaybettiği savaşın 
en müstakbel sanrısıydı 


içindeki bedevi yangını hiç bilmedi
içinden kör bir kar kervanı geçti

toprağın namusuydu çıplaklığı

bütün sıfatlarının yok sayıldığı
derbeder bir cümleydi şimdi 
hiç yaşamamış hiç yaşanmamıştı
ne anıları vardı hatırlayacak 
ne de sırlarını döken bir sağanağı
doğumundan başka hiçbir rüyası olmayan
tekil bir düşün artığıydı 

bir gölün durgunluğunu taşıdı gözleri
ve bir camın donukluğunu 
ne yeşilinden haberi vardı çağın ne de sarısından


ne acısını filizleyebildi
ne de kokusuzluğunu değiştirebildi 
hiçbir iz bırakmadan çekip gitti
,
,


_boran

( Sürgün Çiçek başlıklı yazı RamazanBoran tarafından 16.05.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu