Aryası aşkın ve bakir mevsimin yürek
sızlatan iniltisi
Ne çok acı
Ne çok gece
Çöreklenen hece hece
Mavinin yoldan çıkmışlığı
Her kesit her kisve
Ateşin parıltısı
Dudaklarımdan dökülür yalnızlığın
seremonisi
Sancılıdır yürek
Bir o kadar sevecen
Aşka meyleden her saniye
Gök gözlü kadın varsa yoksa
Annemin soluk teninden kayar imgeler
Kâh ömür
Kâh rüzgâr
Kâh kader
Kubbesi göğün
Yeraltında saklı o belirsiz hüzün
Rivayet o ki:
Ölüm var/mış…
Rehavet ola ki:
Yüreği d/ağlamış
Hezeyan değil heyecanla eşlik eden
İlhamın sonlanmaz vardiyası
İçimde saklı cepken
Dışımda göğüs kafesimi çevreleyen
Batmaz bildiğim gemim
Batsa bile
Bata çıka yürüdüğüm çamurun izi asla
kalmaz üzerimde
Elbet güneşim ben güpegündüz kararsa
da gök kubbe
Elbet şiarım aşk ve evren ve ezkaza
yıkılan kale’ m
Hatırşinas bir öykü derledi ulu
Keykubat
Hem tarih hem tarifsiz kader
Hem de uleması hayatın
Ulak bildiğim şu sefil kalemim
Kandığım zalime
Kardığım kadar ne çıkarsa önüme
Haşmetli bir tapınak bilmezler ama
Sırça köşküm ve sarnıcım
Boyumu aşan acıların karekökü
Büyüdüğüm anbean
Büyümekle iştigal
Satır aralarında ömrün
Damlayan yaşım ve hüznüm
Yaşam ise bir kördüğüm
Koyu ve ıssız gece
Karartısı bulutların sökün edene
Sunduğum ferman
Yazılası anıların
Yâdında yalnızlığın
Kulp takanlara sözüm
Tasfiye edemediğim bir hayal ki
Taziyelerimi
Sunduğum kadar gerçeklerin dilemması
Şiarım nasıl ki yarın
Şairliğimse babadan miras
Bir köhne kulübe öncemde saklı
Varsın yıkıntı ve enkaz addedilsin
Ruhumun deryasında sözcükler dinmez
iken
Terk edilmişliğim
Zanlar ve sanlar
Sancılı doğumun bekası yalnızlığın
yıktığı duvar
Ve duvar ötesi
Sınırlarımın ihlal edildiği
Elbet Rabbimde saklıdır reçetesi
Hasın değil hazzın hiç değil
Haizi olduğum o tek zerrenin ibaresi
İştigal
Olduğumdan öte
Hemhal
İken varla yok arası
Yanaşması zalimin
İteklediğim kabrim ve hüznüm ve
serencamı köşküm ki
Aslında ağırladığım bunca duygu ve
zümre
Şatafatlı bir yalnızlığın
Durağan lehçesinde
Sökülen duvağın kanlı gölgesi
Kanamalı imgeleri
Tehir edemediğim kadar
Kaybolmaya müsait bir pusula
Kaybım ve garbım ve sancım dinmese
bile
Beklemedeyim
Bakaya kalan bir asker gibi
Bekası yarınların
Ve işte yüreğime zimmetli
Sabır ve şükür
Ve umut ve sevgi
İnancın devindiği
Yer gök girmeden birbirine
Telaşla kollarımı sıvadığım
Tasvip etmediğim kadar
Ben de varım bu hayatta bu savaşta
Siperim aşk
Şiarım umut
Seferi tanıklığında yüzümü yalayıp
geçen akça pakça bulut
Şimdim
Varsın ölsün dünüm
Yarınlara meylettiğim
Yandan çarklı geminin kaptanı
Düşmeye gör sen!
Direndiğim kadar ezelden
Diklendiğim zalim ve iblis
Bir minval ki:
Kalemimin doğasında saklı her g/izi
Şiir diye gözüne soktuğum ahali
Elbet vardır ruhun bir de iyi hal kâğıdı
Kaybolmadan
Gün sonlanmadan
Gecenin isi
Sihirli bir d/okunuş mademki
Şiir
Varsın ötelensin benliğim
Varsın yeniden yazılsın kaderim
Varsın yok sayılayım
Varmakla ölmek arasında
Bir Araf ise saklı sarnıcımda
Bir kader iken kederin hegemonyası
Hiç olmadığım kadar huzurlu
Hiçliğimle eşleşen bir yontu
Eşkalim ve emsalsiz düşlerim
Kanıksadığım kadar da bunca hayali
Gerçek kılan elbet yüce Mevla…