Merhaba
bir tanem !
Hani bana kırılmıştın ya,
Neden bana er mektubu yazmıyorsun diye
Bak seninde bir er mektubun oldu artık.
Neden yazmadığımı açıklayamamıştım
İşim çok, müsait değilim diyordum.
Onun için yazamıyorum diyordum.
Şimdi açıklıyorum o zamanlar görevdeydim hep.
O yüzden sadece kısa telefonlar açabiliyordum.
Şimdi sana mektup yazabiliyorum bak
Komutanıma sordum, evet dedi
Yazabilirsin artık. Çünkü görev bitti.
Görev bitmişti, zamanım çoktu.
Ha! komutanıyın ne işi var dersen onlarda geldi
Yine beraberiz, omuz omuza, sırt sırta.
Burada hep bir bölgedeyiz, aynı yerdeyiz.
Mevzilere yatıyoruz sadece.
Artık emir vermiyorlar hepimiz kardeş gibiyiz.
Görevde yok artık.
Sadece nöbet tutuyoruz, herkes kendi nöbetini.
Kendimize ait iki metrelik yer nöbeti.
Kan
akmıyor hiç bir yerimden,
Göğsümde
gül var bir tanem.
Hala kırgın mısın bırakıp gittiğime, üzgün müsün?
Sen güçlüsün, her şeyin üstesinden gelirsin.
Umarım beni anlarsın.
Zaten
farkındayım bir tanem
Seni nasıl bir zamanda bıraktığımın
Omuzlarına ağır yük yüklediğimin
Oysa ne hayallerimiz vardı seninle
Birlikte her şeyin üstesinden gelecektik
Çocuklarımızı beraber büyütecektik
Ne birbirimizi nede çocukları yalnız bırakacaktık
Ben sözümde duramadım, Taktir böyleymiş.
Çocuklar deyince! onlara ne söyleyeceksin? Anlarlar mı
Sen şimdilik gitti dersin
Daha yaşları küçük nede olsa
Bayramlarda babama götür onları, onun elini öpsünler
Bir bayram günü geleceğimi söyle
Benden bahsederken sakın ağlamayın
Çünkü burada ben mutluyum
Benim gibi gelenler hep mutlu,
Yüzlerinde
yusufçuklar açmış gülüyorlar
Birde onları neden bıraktığıma sitem etme
Çünkü yerimi onlar dolduracak
Benim yerime elini onlar tutacak
Seni onlar sevecek, ben mutlu olacağım
Hepinizi selamlıyorum.
Laa İlahe
İllallah Muhamaden Resulallah.
(Şehit) ER MEKTUBU GÖRÜLMÜŞTÜR.
İsmet Bozkurt (Dilsiz Kalem)