Seni Seviyorum Şiir Ve Sevgili Kendim...




Düşlerim terli ve ıslak ve mavi: açık ara farkla düş gördüğüm de değil tek gerçek, kendimi tek geçtiğim ıslah olmaz sezilerimin dırdırı ve iniltisi.

Öykündüğüm ise ne şiir ne şehir öldüremediğim kadar iç sesimi.

Mağlup geldiğim öykülerim: hani, onlarcasını yalanım yok yüzlercesini yastık altı yaptığım bir kehanet olmasa gerek gerçi mutluluk iken en endamlı rivayet ve işte şiirin izdivacına talip şehrin en sergüzeşt yıldızı, sözcüklerin efendisi bekârların güncesinde saklı iken aşkın alfabesi.

Bir riya iken hâsıl olan içimin ürperdiği ve gözbebeklerimin ışıdığı sözcüklerin ansızın yankılandığı en sevmediğim iken verilen komutlara uymamın istendiği ve işte uyuşamadığım iş hayatında gözümü dikmiş olsam da en yüksek makama…

Kasıtlı kasıtsız da insan kendini ihbar etti mi yakınında uzağında kim varsa hele ki tutamayıp da dilini içini açtı mı yorgun ve eski bir kilim gibi ve de tahmin edemedi mi bozuk kimyasını yakın ve dost bildiklerinin.

Şiir yazmadığım yıllardan arda kalan yenilgilerim ve de yanılgılarım:

İhtimamla okuduğum mekteplerin değil iş dünyasının beni aforoz ettiği.

Ne şiir iken umurumda ne de şehri İstanbul nerede ise her gün şehri adımladığım, bindiğim vapurların ve ölü iklimlerin henüz yasını tutmadığım ve de henüz yaş almadığım yılların özlemi mi var içimde yoksa hörgücü mü sırtımda konuşlu?

Gel-geç aşkların henüz yaşanmadığı yıllar iki binli yılların sonunda bazen eşikte kala kaldığım bazense beşiğimde bebekler gibi uyuduğum o sessiz güzelim çocukluk yıllarımın özlemi halen saklı iken içimde.

Şiirler ve şiir gözlü insanlar.

Aşkların dumura uğramadığı.

Bir çağıltı.

Bir çığlık.

Bir haykırış.

Yerin göğün birbirine kavuşmadığı.

Sözcüklerse rakamlarla dans ederken en sevdiğim mali tablolar ve kambiyo işlemleri ve ben tüm iş dosyalarını kucaklayıp da masa başında geçen uzun saat dilimlerini mutlulukla eşleştirirken.

İnsanı kendini tanımaya görsün hele ki bir de yanlış tanımışsa.

İzahı olmayan hatalar durağında sektiğim ve durağa gelen her otobüse izin almadan ve de nereye gittiğini bilmeden bindiğim.

Ufkuma bandığım hayal kırıklıkları da yok iken.

Umarsızca yaşadığım kadar uyruğumun tek ibaresi iken nüfuz cüzdanımda saklı ne var ne yok kabullendiğim ve de asıl uyruğumun şiir olduğunun bilincinde değil şiirsiz geçen hayatımı sadece dünüme mal ettiğim.

Ve de aşağıdaki metne rast geldiğimde…

‘’Bir şair hayattayken çoğu zaman en yakınları bile bilmez şiir yazdığını. Bilenler de pek umursamaz bunu doğrusu. Eğer şair şiirinden kazanmıyorsa… Oysa en çok saygıyı şiir hak eder. Şiir dilin avlusudur. Şiir olmasaydı belki yazı vücut bile bulamayacaktı.’’(Alıntı)

Şiirden ve şairlerden bihaber geçip giderken ömrüm ve yaşım kemale ermişken kalemi henüz elime alıp sözüm ona şiir yazdığıma inandığım şiirle dolu dolu gönlü mürekkebe bandığım ve dünümü esefle anıp şiirle gözümü açıp yine şiirle günümü ve gözümü kapattığım…

Edebiyatın ilk durağı şiir ve ulağı ve uleması ve de postacı kuşlar size her gün şiir diye sunarken hayatı ve işte hayattan kazandığınız ve de kaybettiğiniz ne varsa şiirle ve kalemle uzlaşıp da cebinizdeki çakıl taşlarını döker gibi ve de eteğinizdeki taşları ve işte şiirle ve hüzünle beslenen yüreğinizi altına tepside sunduğunuz dizeler…

Gönül isterdi ki: şiirle önceden tanışsaydım ama belirtmem gerekir ki hayatı ben zaten şiir gibi yaşayıp mesleğimin raconu değilken kesilen aslında bıçak gibi de bilemişken iç sesimi yaşadığım kadar sustuğum ömre paye vermez iken insanlar ve işte şiirlerle hayatın ufkun resmini çizdiğim üzerinde yürüdüğüm çizgidir de.

Dünyanın tüm şiirleri tüm şairleri…

Başın sağ olsun, ey şiir gözlü adam ey şiir bakışlı kadın.

Sen çocuk: asla bırakma annenin elini ve şiir solu büyüdüğün kadar büyüttüğün kadar da insanları gözünde aklın varsa büyüme çocuk:

Dünyanın en güzel şiiri, başın sağ olsun!

İyi de bakalım, henüz yazıldı mı dünyanın en güzel şiiri?

Henüz yazabildim mi en muhteşem şiirimi?

Ya da şiirlerle bezeli hayatın ve şiirle geç tanışıklığımın intikamını mı alıyorum hayattan ya da kendime yine mi çok yükleniyorum?

Varsın olsun tüm yüküm şiirden ibaret.

Varsın olsun sinsin üstüme şiir ve rehavet.

Racon kesen kalemim değil elbette ama ben illa ki racon kesmeliyim ki kesiyorum da ne zamanki konu hassasiyet ve umuttan ve aşktan açılsa ve işte açtım kollarımı:

Sana koşuyorum şiir elbet bana da konuşlu iken şiirler ve hayaller durağında kendimi kucaklamak ve sevmek adına bir yanlış yola girmediğim de ayan beyan ortada ve işte tüm sitemim de kendime iken hele ki insan en çok sevdiğine sitem ederken:

Demek oluyor ki: ufaktan sevmeye başlamışım kendimi belki de alabildiğince tek sitemim kendime tek derdim de kendimle ve şiirle iken…

Seni seviyorum şiir ve sevgili kendim…

 


( Seni Seviyorum Şiir Ve Sevgili Kendim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 2.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu