Burjuva gölgeler siper k/azıyor:
Azgın bir ruhun öfkesine yenik
düşerken gece…
Karanlığı b/astıran isyanı zalimin ve
ulu orta her hece…
Devşirmen misali kazan kaldıran yeni
çeri
Oysaki zulmün de kötülüğün de bolca
fink attığı
Karanlığı
Yeter ki ıslah etsin diye Tanrı:
Otağı kurmuştum geniş pencereli gönül/lü
ülkeme
Elbet yaşayan yaşatan
Elbet coşturan
Elbet sevmeyi lütfeden kulunu
bağışlayan
Sadece Rabbinin izinde
Bir gönül işçisi bir nefer bir kul
Derken
Sorgu sual hak getire
Kimse çemkiren
Kimse isyanı öfke ile pekişen
Geniş cepheli gönül ülkem saklı
içimde ihanet etmediğim kadar
Kul olmanın racon kestiği diyarlar
Değil asla
İyi niyet ve vicdan
Ve Rabbini örnek alan merhamet
İzafi bir rota belleseler de ruhumu
İdrakim yerinde
Zikrime denk düşen fikrimi
Daha da çoğaltsın diye içimdeki
yangını
Külümden doğmakla iştigal
Bir kul
Bir gül
Hemhal
Olduğum satırlar dahi yetmezken
Sevgimi lime lime edenlere dahi öfke
beslemediğim
Hür benliğim
Hükümranlığında Rabbimin
Hümayunu olabildiğim kadar
Sergüzeşt imgelerin sunumu
Ziyan ettiğim ömrün sonlanmasın diye
tutulan nutku
Zemherilerde asılı bir çiçek olmanın
verdiği umudu
Ufuk sayacım
Uğrunda yaprak döktüğüm dost bildiğim
sırdaşım
Ve işte asi/l bir rüzgâr
Asası saplanmış iken toprağa
Kimine göre çocuk kimine göre saf
Arz ettiğimse her rüya
İz düşümü derviş yüreğimin mahcup seslenişi
ve
Sonlanmayan hüznü
Kerbelada yeşeren göğü
Cihanın aldatıcı zümresi
Bense bir yılkı atı mahiyetinde
At başı sevdiğim duyguların ihanet
etmediğinden de öte
İsyanı bastıran o kolluk kuvveti
Elbet şehrin gizemi
Bense sekizinci tepesi
Olmaya aday
Ruhumun röntgeninde saklı sonsuzluğu
Ve aşkı milat bildiğim kadar
D/okunaklı el yazımdan sökün ederken
harfler
D/okunmak ne kelime?
Uzaktan sevdiğim pişekar güdüler
Rotamda saklı iken her nota
Ve de şu ömre koyamadığım o nokta
Tıpkı yazdıklarımın s/üzülen
endamında
Defterini dürdüğüm hecelerin nezdinde
Üç noktalı bir hayal dünyasına kanat
açmakla iştigal
Öncemden seken güncem
Günden güne büyüyen gönül servetim
Hümayunu aşkın
Sevmediği bir dünyayı da neyler ki
insan?
Sevilmediği ne ki?
Kanatsız bedenimde
Kardığım önümde
Kanadığım hicvinde
Şiirlerin
Anmakla iştigal her an Rabbimi
Azık bildiğim azadesi ilhamın
Elbet bir de düş perim
Caka satan yalanların yakınından bile
geçmediği
Geçmediğim
Geç kalmışlığım kadar hayata ve aşka
Özlem yüklü bir neferim
Öznemle sabit bir katsayı
Öngören kaderi başımın üstünde
taşıdığımın ertesi
Yolum yine düştü kendime
Yoldan çıkmamak adına
İnzivada geçen öyküler tadında
Bir kul bir kül bir gül bir de göl
durgunluğunda
Bir hayata meylettiğim
Kalemin ilk ve son duası da saklı
olsun kabul görsün yeter ki
Allah katında:
Kâh pervane
Kâh semazen
Kâh hayal dünyam ve cüzi iradem
Külliyemden doğan güneşin
Peşinde seken
Bazen yıldız
Bazen şimşek
Bazen solgun bir çehre
Neşeme paye vermese de cihan
Mutluyum ben kendimce
Mutlak bir mutluluğun da şifresi
Sevgi ve umudun yerleşkesi
Yeter ki:
Ol, desin yüce Huda
Olmazın oluru her rüyaya da Amin
dediğim…