
Bir düş’ e sadece bir düş’ e mahal
verendin hükmümün geçmediği fasıllarda sözcüklerin kum döktüğü hasılası iken
yalnızlığın ve aşkın biteviye kesiştiği özlemle resmettiğimdin…
Rengine müptela bu aşkın
Hazan ertesi yola düştüğüm
Ve ruhumdan sökün eden şarkıların
Adeta hafızasına kazınmış
Bir hatıra gibi
Ya da yüksek volümlü bir iç çekiş
Fıtratın sızdığı şiirlerin iz düşümü
Ve göğün örtüsü
Yerkürenin yanan tütsüsü
Meşrebi hüzün
Miadı dolan
Mihrabı yerinde iken tüm şiirlerin
Ve aşkın gücü
Renkler hüzünlü bir veryansın
Şaşalı sevişler dindi dineli
Savruk heceler göçtü göçeli
Omzumda yalnız ve yaralı bir kuş:
Tek servetim
Alabildiğine ruhları ihya edebilme
arzusu ile
Saf tuttuğum s/afiyetin dökümlü
etekleri
Kazılası toprağa
Kaynakçamsa aşk ve ilham
Göğün münferit b/ölmelerine gözümü
dikip de
Dibe çöken tortusunda hüznün
Kasıtlı kasıtsız sevebilmenin tek
ölçüsü
Şiir diner
Sızı asla.
Şair susar
Kalemi ise bir içim su
Aşkın başşehri olan umudu
Saklı tutma arzusu
Derin ve aymaz
Dipçiği sırların
Kırık sırlı aynaların
Mevcudiyeti
Ve kelamın saklı hüviyeti
Bir edimden bir hayale kolaylıkla
seken
Yüreğin ziyneti öfkeli bir şehre de
vaatlerini sunan
Yaralı vecizelerin göğsünde o
şarapnel parçası
Bir eziyet babında olsa bile hayatı
Tek solukta içine çeken
Övünesi meziyetlerin de eşref saati
Artık kaçsa kurduğum şiire
Artık kaçkın hangi akılsa aşkla
eşleşen yürek menzili
Bir kehanet addedilmesin de hani
Üstüne çöken tonlarca ağırlığı
Kurşun misali sözcüklerin ne zamanki
susa gömüldüğü
Ve işte cennetim
Cinnetimi silip arsızca ve de ansızın
Şiire serildiğim
Ne cübbem ne cüssem yeter evrene
Hidayetin eşiğinde dolan içim
Ve aşk…
Öyle bir sebil ki:
Tek solukta içime çektiğim nefesin
yerlisi
Sözcüklerin dirayeti
Ölümle eşleşen yolun ve şiirin
hassasiyeti
Ardıç kuşlarına özenen nazlı ve
nazenin mevsim
Ne kurak ne çorak
Tutulan nutkuma yağan kar gibi
Asil ve sıra dışı iken karın
dokunulmazlığa sirayet eden
Her bir zerresi
Bir ses bir sus bir serzeniş
Bir nüans bir nota bir eşleniş
Aşkın yüzü suyu hürmetine
Kırık kalbimin de sev dediği…