
Kaan, Elif’in resimlerine bakarken, içinde bir huzur buluyordu. Onun renkleri, gri iş dünyasının monotonluğunu kırıyordu. Elif’in dokunuşu, onun içindeki boşluğu dolduruyordu. Aylin ise onun hayatına yeni bir soluk getirmişti. Müziğiyle, Kaan’ın içindeki duyguları harekete geçiriyordu. Ancak Kaan’ın içinde bir çatışma vardı. Ailesinin beklentileri, iş dünyasındaki başarısı ve Aylin ile olan ilişkisi arasında sıkışıp kalmıştı. Elif ile olan aşkı, onun içindeki karmaşayı daha da artırıyordu.
Aylin’in Gözünden…
Aylin, Elif ve Kaan’ın arasında duruyordu. Onların aşkını izlemek, onun içindeki müziği daha da derinleştiriyordu. Aylin, kendi müziğini yapmak istiyordu ama içindeki boşluk, onu sıkıştırıyordu. Kaan’ın dokunuşu, onun içindeki notaları çalıyordu. Üçü birlikte, bir resim yaparken, duygularını tuvale aktarıyorlardı. Elif’in renkleri, Kaan’ın gözleri ve Aylin’in müziği, aşkın gücünü taşıyordu. Üçü, birbirlerine destek oluyor, engelleri aşmaya çalışıyorlardı.
Elif, Kaan’ın gözlerine baktığında, içinde bir fırtına
kopuyordu. Onun bakışları, tuvaldeki renkler kadar derindi. Birlikte resim
yaparken, Kaan’ın elleri, onun tenini yakıyordu. Fırçayı tutarken bile, onun
dokunuşunu hissediyordu. Kaan’ın gülümsemesi, içindeki tüm karanlığı
aydınlatıyordu. Birlikte geçirdikleri her an, Elif için bir resimdi. Kaan’ın
yanında, renkler daha canlıydı, gökyüzü daha maviydi ve dünya daha anlamlıydı.
Kaan’ın Gözünden…
Kaan, Elif’in resimlerine baktığında, içinde bir huzur
buluyordu. Onun renkleri, gri iş dünyasının monotonluğunu kırıyordu. Elif’in
dokunuşu, onun içindeki boşluğu dolduruyordu. Birlikte resim yaparken, Kaan,
onunla aynı frekansta olduğunu hissediyordu. Elif’in saçları, fırçaların
dokunuşunu hatırlatıyordu. Onun gülümsemesi, içindeki tüm stresi silip
atıyordu. Kaan için Elif, bir resim değil, bir şarkıydı. Onun yanında, notalar
daha netti, ritim daha güçlüydü ve dünya daha melodikti.
Kaan kalbi iki aşk arasında bölünmüş bir genç ne yapması
gerektiği konusunda kararsızdı. Sahip olduğu her anı, yaşadığı her duygu,
sevdiği her gülümseme, aklını karıştırıyor ve kalbini sıkıştırıyordu. Bir yanda
ilk aşkının sıcaklığı ve masumiyeti olan Elif, diğer yanda ise yeni bir aşkın
tutkusu ve cazibesi olan Aylin vardı. İlk aşk, geçmişin güzel anılarıyla dolu;
soğuk kış günlerinde içini ısıtan bir sıcak çikolata gibiydi. İkinci aşk ise,
beklenmedik bir yaz yağmuru gibi heyecanlı sırılsıklam edendi. Kaan
beklentileri arasında sıkışıp kalmıştı. Kalbindeki savaş, sadece kendisine
aitti kimseden yardım alamazdı. İlk aşkının hatıraları, gün batımında
yaptıkları yürüyüşler, beraber izledikleri filmler, birlikte geçirdikleri
sessiz anlar... Bu anıları düşündükçe, kalbinin derinliklerinde bir sıcaklık
hissediyor, ancak bu sıcaklık bazen yetersiz kalıyordu. İkinci aşkın ise
cazibesi ve tutkusu, onu bambaşka dünyalara sürüklüyordu; öyle ki, zaman zaman
ilk aşkının masumiyeti gölgede bırakıyordu.
İki aşk arasındaki kararsızlık, iç dünyasında derin bir
çatışmaya neden oluyordu. Bu çatışma, bazen o kadar şiddetleniyordu ki, genç
kendi duygularıyla yüzleşmekten kaçınıyordu. Ancak bir karar anı gelip
çattığında, tüm bu karışıklığın, tüm bu baskının ortasında, kendini bir yol
ayrımında buldu. Karar verme zamanı gelmişti. Kendi içindeki sesi dinlemeye
karar verdi.. Aklındaki sesler susmuş, kalbinin sesi daha yüksek çıkmaya
başlamıştı. İlk aşkının sıcaklığı ve masumiyeti ile ikinci aşkının tutkusu ve cazibesi
arasında bir köprü kurmaya çalıştı. Anladı ki, insanın kalbi büyüktü ve her
türlü sevgiye yer vardı, ancak aşk bir seçim meselesiydi. Ve o seçimini, kendi
mutluluğunu ve iç huzurunu birinci planda tutarak yapmalıydı. Sonunda,
yüreğinin derinliklerindeki cevabı buldu genç. İki aşk arasındaki seçim,
aslında kendi benliğiyle yaptığı bir yolculuğun sonucuydu. Eliften yana
kararını verdiğinde, içinde büyük bir rahatlama hissetti. Her ne kadar karar
vermek zor olsa da, kendi duygularıyla yüzleşmek ve dürüst bir şekilde hareket
etmek, ona gerçek mutluluğun kapılarını açmıştı.
Kaan, yaşadığı deneyimlerden alnının akıyla çıktı. Kendi
içsel çatışmaları, ona aşkın, sevginin ve kararların değerini öğretmişti.
Kalbindeki sevgi, ne kadar karışık ve zorlu olursa olsun, her zaman en doğru
yolu bulmanın anahtarıydı. Ve böylece, iki aşk arasında kalan genç, kendi iç
huzurunu ve mutluluğunu buldu. Elif, Kaan ve Aylin arasındaki aşkın
karmaşıklığı içinde, Kaan sonunda bir karar verdi. Gözleri Elif’e kaydı ve onun
ellerini tuttu. “Elif,” dedi, “seninle olmak istiyorum. Seninle birlikte resim
yapmak, renkleri paylaşmak ve hayatın her anını seninle yaşamak istiyorum.”
Elif’in gözleri dolmuştu. “Kaan,” dedi, “ben de seninle olmak
istiyorum. Seninle resimlerimi paylaşmak ve dünyanın en güzel resmini yapmak
istiyorum, gözlerinin içinde kaybolmak istiyorum.”
Aylin sessizce kenarda duruyordu. Onun içindeki boşluk, artık dolmuştu. “Elif, Kaan,” dedi, “siz ikiniz de benim için çok özelsiniz. Ben aranıza sonradan geldim, bundan sonra dost olarak kalalım. Ama benim yerim burası değil. Benim müziğim, yolum başka. Siz birlikte olun, ben de kendi yolumda ilerleyeyim.
Elif, Kaan ve Aylin, birlikte mücadele ederek engelleri
aşmayı başardılar. Elif, babasının baskısına rağmen resim yapmaya devam etti ve
sonunda kendi sergisini açtı. Kaan, ailesinin beklentilerine karşı koyarak Aylin
ile birlikte müzik yapmaya başladı. Aylin ise içindeki boşluğu doldurmak için
kendi şarkılarını yazdı ve sahnede performans sergiledi.
Mehmet Aluç
Devam edecek inşallah