Bir Kadının Yitimi Çok Şeylerin Bitimi Demektir
    Bir kadının kendine ait dünyasında onu kıskaçlara alacak,onu koruma adı altında hükümran olacak güçler vardır.Bu güçleri aşabilmek kadının para getirir bir meslek sahibi olmasıyla yahutta bazı para,mal,mülk edinimlerinin sahipliğiyle mümkün olur.Bizim toplumumuzda,kadın;erkek egemenliğine mahkum edilmiştir.Kadının yaradılışı gereği doğuşuyla birlikte ergenlik ve olgunluk evreleri,davranış biçimleri ahlak ve namus ölçütlemesi içinde değer bulmuş erkek egemenliğinin meydana getirdiği bu sultaylada cehaleti üst boyutlarda bazı yapılarca bu masum ve hassas varlık itlaf edilip,hayatı egemen erkek tarafından sonlandırılmıştır.Sebep nedir?.Ona egemen olma,sahiplenmeler,din fıtratında öğrenilmiş yanlış bilgiler,günah kavramı içindeki hedef varlık olması,çok sevmeler ve kıskanmalar.Batsın böyle sevme ve kıskanmalar.Kadın hayatı üzerindeki olacaklara sadece kendisi karar vermeli ve varmalıdır.Onun giyimi,onun gülecen ve sevecenliği,küçücük bir terimle en yitik,aşağılık değerlere tabi tutulup,ölçütleme egemen erkek tarafından bu kriterlerde normlandırılmıştır.Bunun adı toplumda hafif meşrep yahutta hoppa olarak nitelenmelere itilmedir.Düşünebiliyormusunuz?,bir kadın asla beğendiği karşıt cinsin yani bir erkeğin peşi sıra,bir erkek gibi onu takibe alma,onun peşinden gitme,ona kur yapma,takılma gibi davranış biçimleri bizim ülkemizi geçin Dünya'da bile rastlanılır olaylardan değildir.Erkek beğenmeli,erkek ona kur yapmalı,erkek ona arkadaşlık yahut evlilik teklifi etmelidir.Eskiden beri çok iyi bilinirki;nüfuslu yahut zengin kadınlar karşıt cinsle ilişkilerinde,bu ilişki gün yüzüne çıkmışsa skandal olarak değerlendirilir ama edinimi olmayan bir kadın birine gönül verir bunu geçin bir erkekle küçük yerlerde bir arkadaşlığı olmuşsa toplumdaki konumu hemen belirlenir,kadınlara saygımdan dolayı bu terimi kullanmak istemezdim ama yazmak zorundayım "Orospu"olarak damgalanırdı.Bu damgayı yedikten sonra yine bu yüksek ahlakı değerleri büyük toplum tarafından taşlanarak yahut kanının kanı en yakın akrabaları tarafından kimselerin olmadığı kuytu bir yerlerde katledilebilirdi.Dince,törelerce bu katlediş caizdi,böyle inandırılmıştı.O yere göğe sığdırılmayan bazı fanatikler tarafından her fırsatta öğünç kaynağı olan Osmanlı İmparatorluğunun padişahlarının haremlerine yurdun güzelleriyle ünlü bazı yerlerinden 12-13-14 yaşlarında odalık olarak getirilip padişahın yatağına sokulan kızlar eğerki hamile kalmışlarsa yedi kule zindanlarında cellatlara boğdurulur,sarayburnunda ağzı bağlanmış bir çuvala koyularak mezar bile kazmadan denize bırakılırlardı.Bunu ben söylemiyorum tarih kitapları yazıyor.Bir zamanlar yeşilçam sinemasının bazı filmlerinde Anadoludaki dini büyük halkımızın kadına bakış açısı anlatılmıştır.Halide Edip Adıvar yazmış olduğu "Vurun Kahpeye" adlı eseriyle bunun çok güzel bir örneğini vermiştir.Yeşilçam sinemasının meydana getirdiği en önemli eserlerden biri olan "Yatık Emine"de kadına bakış açısı bakımından hafızalardan çıkmayan bir görsellik sergilenmiştir ve bu Anadolunun dini büyük insanının uyguladığı bir gelenekten alınmış ve sinema filmi olarak gösterime sunulmuştur.Emine köyde bir erkeğe gönül vermişliği yüzünden yargılanmış,köyün bilmem hangi kişisinin yahut islamiyetin içinde türeyip kendisine din adamı hüviyeti statüsü verilmiş bir şahsiyetin kafasına göre verdiği fetfayla,bunu islami kural olarak benimseyen ve bu zamanlara kadar devam eden bu olguya inanan insanlarımızın,dini görüştür inancıyla köyün dışında bir çuval unla onu ölüme mahkum etmeleri kadına bakış açımızdan ne kadar acımasız bir toplum olduğumuzu bu filmde gözler önüne sermektedir.Kadın evlilik yapar kayınna gelini zaman içinde beğenmediyse oğluna devamlı kötüler ve onu boşamak için anlaşmalı önceden hazırlanmış bir seneryoyla gelinin hemen sülüsü kesilir.(kaderi belirlenir)Koca bir gece anlaşmalı evden gidecek,kadına kırık gönderilip kapısı çalınacak o esnada kocada eve dönecek,kırık yalandan kaçacak,arkasından yalandan bağırılıp kovalanacak kovalanırken yedi mahalle ayağa kaldırılacak,kırık her ne hikmetse yakalanmayacak ve uydurulan herkeslerin bağırıklarıyla,yaygaralarıyla görselleştirildiği bu olayla gelinin kapısına kırık geldi diye gelin baba evine gönderilecektir.Bu seneryolar vijdanı büyük,dini büsbütün tamam toplumumuz tarafından hep uygulanmış,nice kadınlar yurtlarından yuvalarından edilerek katledilmişlerdir.Benim çocukluğumda Konya/Bozkır sonyaz mahallemizde güzelliği dillere destan bir Nezaket abla vardı.Eski ismi Hoca köy yeni ismi Üçpınar'dan Akmanoğlu diye bilinen bir adam karısıyla birlikte Nezaket ablayı Karadeniz tarafından bir yerlerden galiba bir çocuk yurdundan evlatlık olarak almışlar.Üçü bir arada devam eden aile yaşamlarında Akmanoğlunun karısı ama ölmüş ama Akmanoğlu karısını boşamış Nezaket Abla birden bire Akmanoğlunun karısı haline dönüşüvermiş.Burada o dönemlerde bilmediğim ama şimdi çok iyi algıladığım ve aynı zamanda mahallenin kov (Dedikodu) haline dönüştürdüğü duyumlar var.Ben onlara değinmeyeceğim.Yine o zamanlarda birisi,birisiyle evlenecekse,daha çok taşrada,resmi nikaha pek itibar edilmez,imam nikahı kıyılır,karı koca olunuverilirdi.Akmanoğlu da Nezaket ablayı bu şekil karı edinmişti.Nezaket Ablanın yaşı küçük olduğundan medeni kanun zaten bunada müsaade etmezdi,imam nikahı bu iş için en uygun olanıydı.Birgün Nezaket Ablanın öldürüldüğünü duydum.Bozkır Çatlı ve Yalıhüyüklü bir kaç kişi Akmanoğlu'nun elinden Nezaket ablayı almışlar sonra aralarında kavga çıkmış,silahlar çekilmiş,sıkılan kurşunlardan birisi Nezaket ablaya isabet etmiş,oracıkta ruhunu Allaha teslim etmiş.Günlerce üzülmüştüm Nezaket ablaya.Çocukken daha asma dallarında korukken koparılıverilmiş,yaşama doymadan ona buna çerez olmuş,hiç mi hiçine ölüp gitmişti.Geceler olur günler yeniden başlar.İnsanlar olumlu olumsuz kültürler edinirler.Rasyonel olmayanı tehlikelidir.Cumhuriyetimiz Büyük Atamızla birlikte kadınlarımıza hak ve özgürlüğünü kazandırmıştır.Diğer türlü başkalarınca,kadına hak aramak,ona egemen olmak demektir ve onu kendi dirateyinden,fikrinden,zikrinden,vereceği,varacağı kararından tamamen yok etmektir.Bu yüzden önce kadınlarımız okutulmalı,kadınlarımız aydınlatılmalıdır.Kimse onların haklarını soyunuculuğa ve savunuculuğa kalkışmasınlar.Onlar kendi haklarını korumayıda savunmayıda çok iyi bilirler.Yıllar önce Bozkır'da bir genç kadın daha doğrusu kimsesizlerin kimsesizi bir kız çocuğu acımasız ellerde katledilip yitirilmiştir.Bir kadının yitimi çok şeylerin bitimi demektir..06/Ocak-2016 Şerafettin Sorkun/Konya'dan

Meryem Urlu Gündüz Şeref abicim o zamandan bu zamana mâlesef hiçbir şey değişmemiş. Hâlâ kadını yerden yere vuran bir toplumda kadın kendini ispatlamaya ve namusunu korumaya çalışıyor. Bence bu sorunu yine çözecek olan kadın yani anneler . Bir anne önce kendini sonra çocuğunu özellikle erkek olanı iyi yetiştirmek zorunda ki böylece o erkek büyüdüğünde kadına kendinden farklı gözle bakmasın. Ama bunu başarabilirmiyiz bilmiyorum. Yurtdışında gezerken en çok kıskandığım bu konu, bir kadın akşam tek başına sokakta özgürce dolaşabiliyorsa işte o toplum medenidir bence. Kalemine sağlık. Sevgiler ve Selamlar
Şerafettin Sorkun Sağolasın Sevgili Meryem.Anneler ne yazıkki erkek çocuklarını el bebek gül bebek yetiştiryorlar onlarda dış dünya'da da bu şekil davranışlar bekliyorlar.Bütün bunlar çok yönlü bir anlayışla üstesinden gelinir.İçinde din var,para var,yanlış ahlak düşünce anlayışı ve inanışı var.Var oğlu var.Saymakla bitmez.Hilafet gelsin,Cumhuriyet yok olsun düşünceleri var.Emperyalist güçlere teslim olmuş ülke vatandaşlarında satılık zihniyetler çok olur.Onları görünümleriyle insan sanırsın.Amuda kalk de kalkarlar,başlarındaki ortaya bir ideoloji atsın yazarları,gazetecileri,şakşakçıları o haberin bir numaralı pompalayıcısı olurlar.Yine başlarındaki o haberden vazgeçsin hemen onlarda oo bizde zaten onu savunuyorduk,doğru karar deyip şakşaklarına başlarlar.Bizim Ülkede bazı şeyler zordur,öyle kolay kolay aşılmaz.Hepinize sevgilerimi iletiyorum...

( Bir Kadının Yitimi Çok Şeylerin Bitimi Demektir başlıklı yazı serafettin-sorkun tarafından 19.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu