Bir Ağacın Gölgesine Oturdum Ve Seni Düşündüm

 Sarıkamış buz kesti, ağaçlar kırağı tuttu


Karlı bir kış sabahıydı, beni terk ederek giden sevdiceğimi rüyamda ormanın içinde gördüm. Onu aramak için ormana doğru yürüdüm. Yüreğim yerinden sökülecek gibiydi… Ormanın derinliklerinde, sessizlik vardı. Her yer beyaz bir örtüyle kaplanmış, doğa adeta uykuya dalmıştı. Soğuk hava, nefesimi buza çeviriyordu. Ağaçların dalları, karın ağırlığıyla eğilmiş, her bir dal, beyaz bir örtüyle kaplanmıştı. Bu ıssız ve acımasız ormanda, bir mucizeye tanık olacaktım seni bulacaktım. Şimdi dersiniz karlı havada ormanda ne işi var diye, onunla böyle karlı havada ormanın girişinde gezinirken bulmuştum, kayboldum demişti, aldım arabaya evime götürdüm, şöminenin başında ısınması ve elbisesini değişmesi için elbiselerimden verdim… Daha sonra kanepede uymasını isteyerek ben odama çekildim, o kış günü tekrar ormana gidere gezinti yaptık, ormanda yürümeyi seviyormuş. Bir hafta sonra sabah kalktığımda yoktu gitmişti, ben ona vurulmuştum aylardır hasretini çekerken, bu kış günü yine rüyama girdi beni beklediğini söyledi. Rüya işte peşine düştüm, belki bir kulübede beni bekliyor diye düştüm yola. Seninle karşılaştım o gün, Eylül. Bir kar tanesi gibi eşsiz ve narindin. Gözlerin, karın beyazlığına inat, derin bir sıcaklık taşıyordu. Ama bir kar tanesi gibi, erimeye mahkûmdum ve eridim…

Ormanın derinliklerinde yürürken, ağaçların arasında süzülen güneş ışınları, kar tanelerini parıltılı bir örtüye dönüştürüyordu. Her adımda, karın altında ezilen dalların çıtırtısını duyuyordum. Ormanın derinliklerinde, rüzgârın hafif esintisiyle yapraklar hışırdıyor, kuşların cıvıltısı ise bu sessizliğe eşlik ediyordu.

Günler geçtikçe, yine onu ormanın her köşesinde aradım. Her çiçekte, her yaprakta, her kuşun şarkısında onu bulmaya çalıştım. Onunla geçirdiğimiz o kısa ama unutulmaz anları hatırladım. Gözlerinin derinliğinde kaybolduğum anları, ellerinin sıcaklığını hissettiğim anları düşündüm. Her şey, seninle daha anlamlıydı. Seninle, ormanın soğukluğu bile sıcak geliyordu.

Ormanın derinliklerinde yürürken, bir ağacın gövdesine kazınmış bir yazı gördüm. “Eylül ve…” yazıyordu. Gözlerim doldu, kalbim hızla çarpmaya başladı. Bu yazı, senin hatıranın bir parçasıydı. O an anladım ki, sen her zaman benimle olacaksın. Her adımımda, her nefesimde, her anımda seninle olacağım.

Ancak, ormanın derinliklerinde bir fırtına koptu. Rüzgâr, ağaçları savurdu, gökyüzü karardı. Fırtına, ormanın sessizliğini bozdu ve her şeyi alt üst etti. O an, senin kaybının acısı yeniden yüreğime saplandı. Fırtına dindiğinde, orman yeniden sessizliğe büründü. Ama bu sefer, sessizlik daha derindi, daha acı vericiydi. Senin yokluğun, ormanın her köşesinde hissediliyordu. Ve ben, o an anladım ki, senin hatıranla yaşamaya devam edeceğim. Ama bu hatıra, her zaman bir parça acı taşıyacak.

Fırtınanın ardından, ormanın derinliklerinde bir ışık belirdi. Bu ışık, senin hatıranın bir yansımasıydı. Her adımda, bu ışık beni takip etti. Ormanın derinliklerinde, bu ışığın peşinden gittim. Işığın sonunda, bir açıklığa ulaştım. Bu açıklık, senin hatıranın en güçlü olduğu yerdi. Burada, seninle geçirdiğimiz anılar canlandı. Gözlerimden yaşlar süzüldü, ama bu sefer, bu yaşlar hem acının hem de mutluluğun bir karışımıydı. Seninle geçirdiğim her an, bu açıklıkta yeniden canlandı. Ve ben, senin hatıranla yaşamaya devam edeceğimi anladım. Her adımımda, her nefesimde, seninle olacağım.

Bu açıklıkta, bir ağacın gölgesine oturdum ve seni düşündüm. Gözlerimi kapattım ve senin sesini duyar gibi oldum. Rüzgârın fısıltısında, kuşların şarkısında sen vardın. Seninle geçirdiğimiz o kısa ama unutulmaz anlar, kalbimde bir hazine gibi saklıydı. İşte ben, bu hazineyi her zaman koruyacağım. Senin hatıran, benimle birlikte yaşayacak. Her adımımda, her nefesimde, seninle olacağım.

Mehmet Aluç

 


( Bir Ağacın Gölgesine Oturdum... başlıklı yazı kul mehmet tarafından 24.07.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu