Mukaddes bir renkti aşk:
Mutunda saklı karmaşa yetmedi mimoza
bahçeleri bahşeden adanın sakinleri ve işte içimde o devrik sözlük:
Mübalağasız sevdiğimden de öte
münazara ettiğim kabrimin beni çağıran sesi.
Ve işte o susku:
Hani, giyindiğim hani yüreğimi örttüğüm
her sus payı söylem kanamalı bir imge de girdi mi kanıma imla hatası olmaya
namzet keder yüklü kaderi değiş tokuş yaptığım kadar hüznü bitimsiz umutla.
Seyyahtır yürek.
Seferi dalgalar.
Münazara ettiğim alfabe:
Kuram dışı harfler yirmi dokuzunun dahi
yetmediği.
Otuza yıl var
Onurlu bir haykırışın esareti
Sözcükler adeta birer m/im sanatçısı
Yetmedi ruhumu örten bukleler
Duvar dibinde beklediğim dolmuş misal
Ve elimde duvar saksısı
Beklemeye aldığım kadar mutluluğu
Muradım da dileğim de sevdam da
Allah katında saklı
İkaz edebilirdim hani kendimi:
İbraz ettiğim kadar soyut hayallerimi
Ve işte şiirle diktiğim alın yazım
Okunaklı olsa ne ki el yazım?
Ne de olsa dokunulmazlığı var içimde
saklı yasın
Mihrabımda aşk
Mizacımda hasret
Mihriban’ım ise aşka esir düşerken
yediği o müebbet
Ve işte firarım bedenimden
Şakıyan aşkın rahmetinden
Payıma düşen hasretin ayracı
Sözcüklerin kat izi
Ruhumunsa damgası
Dama taşı hüzün
Parmak arası bir özlem
Büyüyen günbegün
Sinyal veren bir ruh bir duygu
Serencamın büyüsü
Sefasını süremediğim kadar hayallerin
iz düşümü
Gök tembihli
Öğütler kulağıma küpe
Yerküre ise hayli eziyetli
Seve seve kayıt açtığım yeni güne
Boca ettiğim mevsim
Mevsimin kor hecelerinde
Saklı sıcağın yok iken esintisi
Endamlı bir süreç
Maziyi yakan sönmek bilmeyen ateş…