SERÇELERİ VURMASINLAR ARTIK
Alnı açık, yüzü pak, dalları bin metreye kadar bulutları kucaklayan okaliptus ağaçları.. O yükseklikten siz her şeyi fark ediyorsunuzdur; evlerimizi, arabalarımızı, bitmek bilmeyen açlığımızı, eteklerinde güneşi uyutan ayçiçeği tarlalarını, kalbi olmadığını düşündüğümüz hüzünlü korkulukları.. Her gün kaç kişi gülüyor hiç sayıyor musunuz ya da kaç kişi canını soğuk bir taş gibi bağrına basıp ağlıyor? En çok da kuşları merak ediyorum onlar da hiç ağlıyorlar mı? Mutlaka ağlayıp gülüyorlardır ama kuşlar dünya yaratıldığından beri aynı gökyüzünde kardeşçe yaşayabiliyorlar.
Yaratılan en yüce varlık olduğunu savunurken, akıl almaz sefilliklerin önünü çeken aciz olduğunu insan çok geç fark edecek.. Minasında güzellik barındırmayan bir şey güzelin anlamını, kıymetini, sebebini, sanatkȃrını anlayamaz. Zarafetten yoksunluk insanı hayvani tarafa çekip alır ki o da merhamet ve şefkatin olmadığı bir yerdir. Değersizlik âleminde hiçbir şey var olduğu için saygı görmez, o bir araçtır ve amaca hizmet etmelidir. Akıl, sadece kendi menfaatine odaklanmıştır, keskinliği ve yok ediciliği de bundandır..
Bazen, yetimhanede yaşayan bir çocuğun pencereden dışarıya baktığı o mahzun haline bürünüyorum.. Sırtımdaki hırkanın sıcaklığına benzer bir şey mi ki ailenin sıcaklığı diye düşünüyorum? Çayımı yudumlarken avucuma aldığımda bardağın geçici keyfi gibi mi yorsa? Annem şimdi kim bilir nerededir ve aklının köşesinden ufacık da olsa geçiyor muyumdur? Bunları büyük bir insan olarak düşünmek bile bana ağır geliyor. Çocuk gücüyle, çocuk kalbiyle, çocuk aklıyla bu durumun üstesinden gelmek ne zordur. Sevgiyi bilmeyen, öğrenmeyen, tatmayan biri nefrete, kine çok çabuk sarılabilir..
Masumiyeti katledilen her çocuk bir canavara dönüşmeye aday, nefes almaya devam eder. İçindeki sevgiyi öldüren kötülük de büyümeye devam eder.. Ebeveynler; çocuklarınıza nasıl bir insan olmalarını istiyorsanız öyle davranın lütfen. Çocuk söylenileni değil sizden gördüklerini kişiliğine karakterine işliyor.. Onlara merhamet edin, şefkatle anlatın, dünyayı sevgi ile güzelleştireceklerini öğretin. Onlara en pahalı ayakkabıları ve istedikleri her şeyi almayın. Kıt kanaat büyüsünler; yokluk insanı öldürmez ama eksik erdemler bir çocuğu kendi uçurumunun dibine kadar getirir ve bir gün sonunu ya da bir başkasının sonunu yazdırır..
Bir cevizi kırmadan içinde çürümüş bir şeyler var mı yok mu bilemeyiz. Çevremizde albenili ama içi bozuk sayısız cevizlerle yaşamaya devam ediyoruz.. Bir insanın kumaşı bozuksa; kendini ne kadar kamufle ederse etsin mutlaka hatalar yapacak, gerçek yüzünü ortaya koyacaktır. İnsanlar vurdumduymaz, dikkatsiz, bananeci olduğu sürece bu çürük cevizler bir kenara ayrılmaz ve sonunda da o çuvalın içindeki diğer sağlam cevizler de çürümeye başlar. Farkında olmak, uyanık olmak zaten dinimizin de bir gereğidir. Bu husus çok elzemdir ve sevdiklerimizin selameti için böyle insanların en ufak falsoda uyarılması gerekir. Yılanın başını ufakken ezmek de atalarımızın yabana atılmayacak bir sözüdür. Başkasına yaşam hakkı sunmayan bu hastalıklı durumun bir yaptırımı, en azından kınaması, cezası olmalıdır..
İş işten geçtikten sonra; serçeler vurulduktan sonra kafamızı avuçlarımızın arasına alıp ağıt yakmanın kimseye bir faydası olmayacak..
Küçücük serçe senin hangi açlığını doyuracak ey gafil…
Mavi Yıldırım
(
Serçeleri Vurmasınlar Artık başlıklı yazı
mavi-yildirim tarafından
10.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.