Narin’in Gülümsememesi

 Diyarbakır Barosu: Narin'in bedeni deforme olduğundan ölüm sebebi  netleşmedi — Diken

Hayatın karmaşası içinde, dışarıdan bakanların gözünde her şeyin yolunda gittiği bir tablo var. Uzaktan görenler, benim gibi her şeyin mükemmel olmadığını sanmıyor. Oysa bilmezler ki, gözlerim her gün bir başka acıyla dolup taşıyor. İçimde dinmeyen bir yara var; her an kanıyor, sızlıyor. Bu derin acı, yaşamımın bir parçası haline geldi. Savaşa son vermek için zalime dersini verecek bir yiğidin çıkmasını beklemekten başka yapacak duam var Rabbimden o yiğidini göndermesi için gece gündüz dua içinde gözyaşımı dökmekteyim sizler gibi. Her gün, içsel huzursuzluğumla yüzleşmek zorundayım. Gülümsememelerimin ardında sakladığım gözyaşları, kimseye görünmüyor. Hayatımız, adeta bir meçhule dönüştü; yönümüzü kaybettik ve belirsizlik içinde kaybolmuş durumdayız. Narin kızımızın o ıstırap dolu anını onu katledenlerin vicdansızlığını şerefsizliğini anlatacak kelime bulamıyorum.

 

İnsanlar bazen dış görünüşe aldanıyor. Oysa gerçek, içsel bir mücadeleyle şekilleniyor. Her gün yeniden doğmak için savaşıyorum. İçimdeki yarayı iyileştirmek, hayatı anlamlandırmak için çabalıyorum. Ama bazen, karanlık düşünceler beni ele geçiriyor… Bu yazı, sadece bir iç dökümü değil; aynı zamanda yaşamın karmaşasının, duyguların yoğunluğunun bir yansıması. Hayatın sunduğu zorluklarla başa çıkmak, belki de en büyük mücadelemiz olsa gerek, lakin bazı şerefsiz namussuzların yaptıklarıyla ıstırap içinde kalıyorum sizler gibi…

Narini, savaşın değil, bir şerefsiz insanın merhametsizliğiyle hayattan koparıldı. Bu durum, hüzün ve ıstırabın derinliğini daha da artırıyor. Onun gibi masum bir çocuğun, birinin acımasızlığı yüzünden hayatını kaybetmesi, insanlığın en karanlık yüzlerinden birini gözler önüne seriyor.

Bu tür bir kayıp, sadece bir bireyin yaşamını değil, aynı zamanda toplumu da etkileyen derin bir yaradır. Narin’in ölümü, onun ailesinin ve sevdiklerinin yaptırdığıyla bir kara leke olarak vicdanımızda karartı halinde kalırken, tüm insanlığın vicdanında bir yara açıyor. Hüzün, kaybedilen bir hayatın ardından duyulan acıdır; Narin’in gülümsememesi, artık hatıralarda yankılanan bir hüzün kaynağı olarak kalacak. Istırap, bu kaybın getirdiği duygusal yükle birleşiyor. Narin’in yaşadığı acı, sadece onun değil; bizlerin yüreğinde de derin izler bırakıyor. Bu tür bir trajedi, insanlığın karanlık yönlerini de gözler önüne seriyor. Bu olay, adaletin sağlanması ve benzer trajedilerin önlenmesi için bir çağrıdır. Narin’in anısı, bu tür acıların bir daha yaşanmaması için bir mücadele vermemiz gerektiğini hatırlatıyor. Her bir insanın, masumları koruma sorumluluğu vardır.

Narin’in kaybı, yalnızca bir trajedi değil; aynı zamanda bir değişim arzusunu da beraberinde getiriyor. Onun hikâyesi, insanları harekete geçirmeli; barış ve adalet için sesimizi yükseltmeliyiz.

Hüzün, yaşamın bir parçasıdır; ama bu hüzünle birlikte, umudun da var olduğunu unutmamalıyız. Narin’in anısı, bize bu umudu hatırlatıyor. Onun gibi çocukların gülümsemesi için, birlikte mücadele etmeli ve insanlığın karanlık yönlerini aydınlatmalıyız, vesselam.

 

Mehmet Aluç


( Narin’in Gülümsememesi başlıklı yazı kul mehmet tarafından 13.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu