Sandı'dan Silinen Sili-3
Hürü hayvanları ora bura kaçmasınlar adına heyt hayt diyerek elindeki değneğide havada sallayaraktan yol alırlarken farkındalıkla kızının her hareketini yüzünün şekillerini,ardına bakmaları,gözlerinin inişlerini çaktırmadan izlerken işkileniyor,bu işkilenmelerle şüphe üstüne şüpheler taşıyordu.Devre telaşesi ve yol alışlarıyla anasının gizliden kendini takibe aldığının hiç farkında değildi.Onun kafasında sevdiği,gönül verdiği insan vardı.Dur durak demeden hayvanlarla dağlar ormanlar aşıp çok uzaklara varmışlardı.Bir yerlerde mola verip dinlenmek adına durdukları zaman çok çok uzaklardan kaval sesini duydu.Heyecanlandı iyice dikkat kesildi.Dağların tepelerinden perde perde inip gelen kaval sesinin melodisi obadayken Sili'nin Devre ile buluşacakları anda bulunduğu yerden ona haber vermek sesini duyurabilmek seslenilen yüreğinin haykırışlarıydı.İçine işleyen Devre'yi içinde eziklikler bırakacak kadar etkileyen kavaldan çıkan bu ses bu gün,şu an yollara düşüp giderlerken nasılda etkili,nasılda yüreğini deliciydi.Acı acı ötüyor Tınas'tan dalga dalga gökyüzüne dağılıp perde perde Devre'ye kadar yansıyıp kalbini eziyordu.Geldikleri tarafa baktı kaç dağ aşmışlardı,Güzel başı yukarı kalktı,gözleri gökyüzünün görünen maviliklerine takıldı.Gökyüzüne bu bakışıyla göz pınarları doldu.Uzaktan uzağa gelen kaval sesi hiç durmuyor sedir ve çam ağaçları üzerinde hiç bir şeylerden habersiz kendi dünyalarında olan kuş sesleri arasında ayrıcalıklı olarak Devre'ye Sili'nin arkasından geldiği ve bulamayışıyla kavalıyla nerede olduğunu araması aranmasını bilmesi açısından haz veriyor bu sahiplenişe içten içe buruk buruk seviniyor bu şekil ayrılışada çok üzülüyordu.Kimbilir bir daha Sandı yaylasına geleceklermiydi,kimbilir çoban Sili bir daha o köyün çobanı olacak bu yaylada bulunacakmıydı?.Geldinmi bir daha gitmeyeceksin,buldunmu bırakmıyacaksın hele hele hiç yanından bir adım ötelere gitmeden gözlerini bile ayırmadan hep yanında olacaksın.Din kavramlarının olduğu bilhassa müslüman inançlarını benimsemiş insan yapılarında dinimizin emirleri diyerekten kadın erkek ilişkilerini katı kuralları çerçevelerine alan ve iten yetişilen toplumlarda kadın ve erkek ilişkileri tamamıyla günah eksenli dar bir alana sıkıştırılıp bu sıkıştırmalarla insanlar yaşayacakları güzel değerleri tamaman yok ederek hayatı kendilerine zehir eder çekilmezliklere dönüştürmüştür.Tanrı kadını ve erkeği daha doğrusu üreyen tüm mahlukatı aşk üzerine yaratmıştır.Kadın aklıyla kendisine neyin zarar vereceğini neyin vermeyeceği muhakemesini yapabilir.Erkeğin kadını koruma hüviyetine soyunmasına kadının ihtiyacı yoktur.His Tanrı vergisidir ve yaşanacaktır.Uygar toplumlar,arap camiası zengin erkeğinin kendi karılarına göz koymasınlar diye müslüman ülkeleri erkeklerine uydurduğu bu saçmalıklardan,zamanında kiliselerinde yaptığı despotluklardan,kendilerini kurtarıp,kadın erkek bir arada uyum içinde yaşamayı öğrenip,batı kültürü medeniyetleri dediğimiz uygarlık seviyelerine ulaşmışlardır.Devre'nin annesi ve babası tarafından yayladan apar topar götürülmesini gerektiren fikir tasfirlediğim düşünce yapılarıyla yetişmiş oluşları gereğidir.Bu düşüncelerle kadın GÜNAH kavramları içine alınıp kapana sıkıştırılmış vereceği kararlarda bu kapana alınmayla toplumların ileriye yönelik uygarlık düzeylerini yükseltmelerde kadının üreteceği düşünce ve fikirleri toprakla ölülerin gömülüp örtüldüğü gibi örterek yok etmiştir..9/Haziran-2022 Şerafettin Sorkun/Anamur'dan
(
Sandı'dan Silinen Sili-3 başlıklı yazı
serafettin-sorkun tarafından
21.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
