Gecenin lacivertinde

sönük tebessümler biriktirdiğim

yaralı şehrin iç cebinde saklı

bir mısraı bahşeden Rabbime

sadık kaldığım kadar tüm renklere

adeta bir bilye misali yuvarlandığım

gönlümün alt katındaki ranzada

sefil kalemimin soluklandığı

yarım yamalak bir neşe iken öncem

sonramda saklı hüzün zirvem

ve işte yüreğim

bir matruşka seferisi

sözcüklerin dikizleyen imgelerin

tezahüratında sarmalında

bunca acının sökün eden

o devasa yas’ a nasıl ki zimmetlidir mevsim ve kıymetlim

ve tek ziynetim

karnaval havasında artık geçmez iken yaşam

tutamağım hayata ne kaldı sahiden

uzamında duyguların,

servet değerinde sökün eden suskun nidaların

zirvesi ve işte kapaklandığım kadar yeryüzünün

asla da yok iken hikâyesi

ruhum ve kasvetim

kadirşinas kaderimde saklı iken

sonsuzluğun kısmeti ve renklerin kapıştığı

bohçam

karanlığın asılı kaldığı takvam

ölümle el sıkışan imgelerden

çalamadığım kadar da mutluluğun şarkısını

asla da çalıntı addedilmesin yüreğimin frekansı

ne de alıntı mahiyetinde bir şiir ve zikir

ve tebessüm ekli o fikir

aklımın hutbesi sözcüklerin rütbesi

gönül gözümün de vardır elbet bir hikmeti

görünenden ziyade bir gösteri sanatı imiş meğer yaşam

ve izbelerde saklı kalan her kim ise

neyden ibaret ve her ne ise ney sesinde saklı

ikamet

ölümlü öznem ölümsüz özlem

öykündüğüm şu dağ tepe

varamadığım kadar zirveye

zindanda unutulmuş bir masal misali

harikalar diyarına yapamadığım yolculuk öncesi

ve tek azığım tekil hanemde saklı bir kirve

kambersiz düğünün güncesi

kaybolmaya ne gerek

kaybettiğim kadar da ömrün güftesi misali

say say bitmez saymanı ruhun

asla da meyletmez bir diğerine

sadece şatafatlı bir gün ışığının tekbirinde

ve de şatafatlı yalnızlığımın her hücresinde

saklıdır keramet

bazen bir fısıltı bazen bir arya

ardıç kuşlarının şakıyan duasında

ve bir illet olsa bile karanlık

düşse de üzerime

namı yürüsün umudun

beyazın dokunulmazlığında

en çabuk kirlenen ruh olsa da beyazın tasvirinde

kaderin çapaklı gözlerinde

teslimiyetim sadece yüce Rabbimde

hem doğduğum hem öldüğüm

beşik kertmem sevginin mimlediği her hikâyede

yanına çentik attığım hasretim

elbet kavuşmak adına hidayete

ölsem de bir kalsam da bir,

tasviri İlahi Aşkın

bahşedilen o muğlak sona

değil mi ki yeni bir başlangıçtır

dünyanın dibe çöken tortusunda

koruyabilmek adına masumiyeti

ve alnımda saklı beyazın muvaffakiyeti…

 


( Bir Gösteri Sanatı İmiş Meğer Yaşam... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 25.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu