Renklerin izdihamında martılar biriktirdim iç sesimin beyaz sayfasında ve de binlerce nükte.

Ölme özürlüydü hayallerim bense misafir geldiğim bu ölümlü sevincin adeta tek sahibesi.

Sonra karanlık fısıldadı ruhumda bağdaş kurmuş sazlıkta uyuya kalan Sağır Sultana hem de en sessizinden ve cevap vermeye tam da yeltenmişken Sağır Sultan, kader ağırdan aldı ve tüm gücüyle hücum etti keder ölümlü imgeler kuşağında asılı o anahtar hem de en gamlısından ruhumu örten önce sol, dediğim sol yarımda saklı sonra sağdan saymaya başladığım ve denk düştüğüm fa anahtarı.

Kısaca duygular şaibeli kıssadan hisse müziğin alfabe ile dertleştiği bir Pazar sabahı ve duyulmazlığında iç sesimin babamın rölantiye aldığı sabah uykusu.

Kasıklarım ağrıyana değin gülecektim oysa gel gör ki babamın heybetli sesi ve ulu öfkesi demem o ki: mutluluk yasaktı bize Pazar sabahları ve ömrün tek uydusu bildiğim umut ve sevgi:

Babamı sevdiğim kadar onun halis munis bir ruh haline bürüneceğinden yok iken kuşkum ve tonlamasında duyguların bir torbaya sakladığım hayata da alt yazı geçtiğim hayallerim.

Renkler süzgün.

Siyah ölümlü.

Aslında ölümü çağrıştıran tok sesi karanlığın oysaki yaşamak ve mutlu olmak adına o kadar çok sebep vardı ki…

Düşlerin girift yolculuğu gerçeklerin dibe çöken tortusu ve yalın bir hikâye Rabbin hikmeti iken yaşam ölümden sonra kim idi sahi açıkta kalan?

Hayatın sisinde ölümün sesinde bense asılı kaldığım Araf’ta tansiyonu düşmediği kadar duyguların ve babamın öfkesinde yatıya kalan tüm korkutucu duyguların iz düşümü ve çocuk aklımla ölmeyi dilediğim belki de babamın ölmesi gerektiğini kendime kolayca itiraf edemezken Allah’tan dilediğim af ve saf tuttuğum kadar mutsuzluğun tüm çekinceleri ile çocuk kalmayı sonlandırsın yeter ki Tanrı, diyebilmenin manasında saklı kalacak mıydı sahiden de masum varlığım?

Renkler cüretkâr.

Karanlık ağırlığınca baskın çıkan.

Ve Pazarın tozlu nidalarında geçmek bilmez iken zaman ve ulak bildiğim defterlerimden kopardığım yapraklara dökerken duygularımı ve gözyaşımı kırışan her sayfada görüyormuşçasına ölümün tehditkâr varlığını.

Ne gücüm yeterdi oysa ne de istek mi kalırdı insanın içinde?

Dualarımın ardı arkası kesilmezken ve işte sonunda Tanrı duymuşken sesimi babam oturduğu koltukta uyuya kaldı mı da çökerdim başına masanın ve delicesine ve de iştahla çözerken en zor soruları bildiğim oydu ki: babamın öfke patlamalarında verdiği bu moladan sonra adım gibi de bilirdim hani uyku ertesi huzurla uyanıp bizlere gülümseyeceğini.

Çocukluğum böyle geçmişken ve ilk gençliğimde başladığım arayışım bir o kadar kendime yüklendiğim ve konu ne olursa olsun suçu üstlendiğim…

Pazarları hiç mi hiç sevmemiştim mademki üstüne üstük babam bir Pazar günü vermişti son nefesini tedavi gördüğü hastaneden de tez gelmişken haberi ve annemin yorgun sesinde soluk yüzünde gördüğüm o derin acı.

Açamadığım bir çekmece gibi hem içine saklandığım hem de içimde sakladığım ve de anamın ak sütü gibi helal iken tüm haftanın huzuruna da ekledim mi Pazarları aslında yas günü ilan ettiğim Pazarın güncesinde silik bir yazı ile ve de silik bir yazgı ve işte hibe ettiğim kadar tüm duygularımı babamın her gece rüyama girip oradan bile yetişip beni azarladığı.

Renkler.

Bir de martılar.

Ve o devasa kaos.

İç pazarlığında dış etkenlerin ve dışa vuran iç sesim bir o kadar süregelen ömürlük sessizliğim…

Ben Pazarları hiç mi ama hiç sevmedim tek olgunun dışında:

Gözümde büyüttüğüm kadar insanları hep bir ek getirdim isimlerinden sonra:

Ha, Pazar-ertesi…

Ha, sevginin ertesi ve güncesi.

Hani olur da ömrün ertesi yolum düşer mutluluğa mümkün olsaydı da keşke ölüm öncesi…

 


( Pazarları Hiç Mi Hiç Sevmedim... başlıklı yazı GÜLÜMM tarafından 25.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu