ARNAVUTLUK'TA  EMPERYALİST  GÜDÜMLÜ BİR  BEKTAŞİ DEVLETİ KURMA GİRİŞİMİ HAYRA ALAMET DEĞİLDİR...
Amerika Birleşik Devletleri (ABD)  de, 22 Eylül 2024 tarihli Nevyork Times  Gazetesi'nde, Arnavut Başbakanı Edi Rama kaynaklı bir haber çıktı.

Bu habere göre, Arnavutluğun başkenti Tiran'da, Vatikan benzeri, Bektaşilere önderlik yapacak, sınırları, pasaportu olan, tahmini olarak 27 dönüm bir  yüzölçümüne sahip, hoşgörü ve çoğulculuk üzerine bina edilmiş bir BEKTAŞİ DEVLETİ kurulacaktır.
Bu devletin başkanlığına da gerçek adı Edmond Brahimaj olan ve Bektaşi toplumu tarafından "Mondi Baba- Baba mondi " olarak tanınan Arnavut asıllı ve " DEDEBABA" ünvanlı bir Bektaşi getirilecektir.

Eğer yayılan bilgiler doğruysa, Bektaşi Devleti'nin sınırları şimdiden belirlenmiş ve kesinleşmiştir 
Bektaşi Devletinin konuşlanıp içinde faaliyet göstereceği binalar bile  bitmiş gibidir.  Bektaşi Devleti' nin ilanı ve faaliyete geçmesi an meselesidir.

ABD,  Bektaşi Devlet Başkanı olacak  Mondi Baba'ya bir zırhlı araba vemiştir. Arabanın önünde, hem Arnavutluk ve hem de ABD bayrağı birlikte dalgalanmaktadır...

Söz konusu haber Arnavut Başbakanı Edi Rama, ABD'den ayrılır ayrılmaz ortaya çıktı.
Bu da gösteriyor ki, tıpkı Yeşil Kuşak Projesi,  Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) gibi, Tiran'daki Bektaşi Devleti girişimi de bir ABD Projesidir.

Bektaşilerin, Alevilerin,  Balkan ülkelerinin,  Balkan ülkelerinde yaşayan Alevi ve Bektaşilerin, Türkiye'nin, Türkiye' deki Alevi ve Bektaşilerin ihtiyaç ve taleplerinden doğmamıştır. Zaten söz konusu Alevi- Bektaşi gruplarının  böyle bir talepleri de hiç olmamıştır.

Tarihsel gelişim süreci içinde, Balkanlar oldukça çalkantılı bir coğrafyadır. Zaten "Balkanlaşmak" terimi de bu tarihsel tespitin bir ürünüdür.
Bu yeni proje, ABD'nin;  Balkan ülkelerini, Türkiye'yi, Balkanlar ve Türkiye'de  Alevi ve Bektaşi  inançlı toplulukları  kullanarak bu bölgede dinsel, etnik, siyasi huzursuzluk, istikrarsızlık ve yeni çatışmalar çıkararak ABD'nin  dünyayı  yeniden dizayn etme isteklerine uygun yeniden yapılandırmalara yönelik olabilir. Ayrıca siyonist İsrail Devletini de, ABD ve emperyalist Batı çıkarlarının bir uzantısı saymak gerekir.

Peki Arnavutluk'ta bir Bektaşi Devleti kurulmasının gelecekte yaratacağı başlıca sakıncalar neler olabilir?

1- Vatikan benzeri bir din devleti yapılanması, orta ve uzun vadede,  İslam Halifeliği  kurumuna bir hazırlık olabilir. Bektaşilerden İslam Halifesi olur mu diye sorulabilir. Ancak Arnavutluk yaklaşık üç milyon nüfuslu çok küçük bir devlettir. Ayrıca bu ülkedeki bektaşi nüfüs 150.000 kadardır. Toplam nüfusün % 10 undan bile azdır. Gelecekteki beyin yıkamaları ve iktidar değişiklikleri ile Bektaşi Devleti Sünni yönetime aktarılarak Hilafet kurumu için bir sürece hazırlık evresi olabilir.

2 - Yunanistan, Bulgaristan, Macaristan, Makedonya, Kosova, Karadağ,  Romanya, Macaristan...gibi ülkelerde  tarihsel olarak konumlanmış  ve hâla Balkan ülkerinde yaşayan bir Bektaşi, Alevi ve Sünni nüfus mevcuttur.

Bu nedenle, Bektaşi kartı oynanarak, Balkan ülkeleri istikrarsızlık ve çatışma bataklığına itilebilir.

3- ABD güdümlü bir Bektaşi Devleti,  bizzat Arnavutluk devletini, gelecekte  hem demografik, hem dinsel ve hem de kültürel olarak  istikrarsızlaştırabilir. ABD piyonuna dönüştürebilir.

4- Başta Avrupa' da ve hatta Türkiyede,  Alisiz Aleviliği  ve Alevi inancını  İslam dışı sayan Alevi ve Bektaşi topluluklar ve kurumlar da vardır. Bu yeni Bektaşi Devleti kullanılarak, Alevi ve Bektaşiler arasında  yeni  çatışmalar; hatta Alevi ve Bektaşiliği İslamdan koparıp yeni bir dinin(!) temelleri atılabilir...

5- Türkiye'deki Alevi ve Bektaşiler, Kurtuluş  Savaşımızın büyük destekçileri ve demokratik laik Cumhuriyetmizijn aslî kurucu unsurları ve sahipleridir. Cumhuriyet ve Atatürk yanlısıdır. Bu nedenle Alevi Bektaşi  evlerinin köşlerinde ve cemevlerinde mutlaka Hacıbektaş Veli ve  Atatürk fotoğrafları birlikte bulunur.

Buna karşın, Bektaşi tekkelerini kapattığı gerekçesiyle, Arnavutluktaki  Bektaşiler Atatürk'ü çok sevmezler.
Bu tür Atatürk karşıtı Bektaşi Devleti yöneticileri, Türkiye'deki Alevi ve Bektaşi nüfusuna  Atatürk ve Cumhuriyet karşıtı fikirler aşılayabilirler.

Halbuki, adından da anlaşılacağı Üzere, Atatürk'ün kurmuş olduğu devlet çağdaş ve laik bir devlettir.
Din devleti değildir. Çağdaş ve laik devletlerde tarikat ve cemaatlara yer yoktur.  Atatürk'ün Bektaşi-Alevi karşıtlığı söz konusu değildir. Bu laik tutum, çağdaş ve laik devletin zorunlu yapısı gereğidir.

6- Hem tarihsel açıdan ve hem de güncel olarak, Dünyadaki en kalabalık  Alevi ve Bektaşi nüfus Türkiye'dedir.
Alevilik olmasa bile Bektaşilik Anadoluludur, Türkiye doğumludur. Kurucusu Hünkâr Hacıbektaş Velidir.
Bu açıdan, Bektaşi ve Alevi nüfusunun çok az olduğu bir ülkede Bektaşi Devleti kurup Alevi ve Bektaşilere yön verme ve  yönetme girişimleri iyi niyetli ve masum bir girişim olarak algılanamaz.

Bu açıdan, Türkiye'de, Kültür Bakanlığına bağlı olarak kurulan Alevi ve Bektaşi Genel Müdürlüğü'nün konumunu, yetkilerini, bağlantı  ve  sorumluluklarını güçlendirerek yeniden gözden geçirmek; Alevi yurttaşların cemevlerini ibadethane kabul edip, tıpkı camiler gibi yasal konuma almak, ayrıca devlet hizmetine girişlerde, liyakat dışında,  başka ölçütlerle  Alevilere görünmez engeller çıkarmamak gerekir.
Alevi ve Bektaşi yurttaşların zihinlerideki eşitlik ve adalet karşıtı uygulamalara son vermek lazımdır.

7- Hacıbektaş Veli diyor ki       "Bilimden gidilmeyen yolun sonu karanlıktır. "  O'nun düşünceleri, ahlak, adalet ve insan merkezlidir.
O, toplumsal cinsiyet ayrımcılığına, kadınların eğitimden yoksun bırakılmasına karşıdır.
Ömrü, fikir olarak, dinbazlar, din madrabazları ve din yobazları ile mücadele ederek  geçmiştir.
Hacıbektaş Veli'nin,  dört kapı, kırk makam öğretisi, eline, diline ve beline  sahiplik ilkeleri insanı kâmil,  yani iyi ve doğru eğitilmiş, güzek ahlaklı ve dürüst vicdanlı  insan oluşturma projesidir.

O'nun ardılı, evrensel büyük ozan Yunus Emre de Anadolu Alevi ve Bektaşiliğinin   büyük mimarlarından biridir.
Fakat her ikisinin temel fikirleri ve öğretileri arasında siyasi devlet kurma ve toplum yönetme fikri yoktur. 
Her ikisinin tüm öğretileri, iktidar olmaya değil,  bireysel olgunlaşmaya yöneliktir.
Bu nedenle Arnavutluk'taki siyasi Bektaşi Devleti'nin teolojik devlet  temelleri yoktur.

8- Çağımızın gelişmiş tüm ekonomik refah devletleri, özgür akıl, deneysel ve elestirel bilim rotasındadır.
Bu nedenle sanayileşmiş ve gelişmişlerdir. Bu devletler laiktir, çoğulcudur, hukukukun üstünlüğü ve yargı bağimsızlığına dayanır.
Siyasi olarak, hibrit değil gerçek demokrasilerle yönetilirler...Bu nedenle,  çağımızda, dinsel görüşleri ne kadar çoğulcu ve özgürlükçü olursa olsun, adı Bektaşilik ya da Alevilik  bile olsa  sonuç olarak kurulacak devlet teokrasi temelli bir din devleti olacaktır.
Kaldı ki genelde çoğu dinsel metinler çok farklı yorumlamalar ve  değerlendirmelere de müsaittir. 
Bu nedenle de, tarihsel olarak bütün dinler, yeni mezhepler, yeni tarikatlar ve yeni cemaatlar doğurarak varlıklarını sürdürmüşlerdir.

SON SÖZ:

Şimdiye kadar, tarihten, dinden, ekonomiden, siyasetten, eğitimden, kültürden ve özellikle de emperyalist gözlem ve deneyimlerden öğrendiklerim;  hem aklen, hem vicdanen ve hem de bilimsel olarak;
Arnavutlukta bir Bektaşi Devleti kurulması;

- Arnavutların ve Arnavutluk devletinin yararına değildir,
- Balkan ülkelerinin yararına değildir,
- Alevi ve Bektaşilerin yararına değildir,
- İslam toplumunun yararına değildir,
- Türkiye'nin ve Türkiye'deki Alevi ve Bektaşi toplumunun hiç asla yararına değildir.
- Çağın siyasi devlet kuruluşu ve örgütlenmesine aykırıdır.
- Emperyalizm, ABD ve Batı güdümlüdür.
- Zaten Türkiye'deki Bektaşi kurumları da böyle bir devletin varlığına  karşı çıkmışlardır.

Ben den söylemesi...

Prof Dr.Halil Çivi
28.9.2024.
( Arnavutlukta Bektaşi Devleti başlıklı yazı Ali Arslan tarafından 28.09.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu