Hayatımızın En Nadide Takısı
Her günümüz keşmekeşlerle, koşuşturmacalarla veyahut sürekli bir şeyleri yetiştirme çabasıyla geçip gidiyorken kaçımız yüzündeki ciddiyetin, öfkenin, gerginliğin, suratsızlığın farkına varıp küçük de olsa bir tebessüm yerleştirebiliyor acılar içindeki yüzüne? Hangimiz filtrelenmemiş, makyajsız, maskesiz gönlündeki saf güzelliği yansıtabiliyor karşısındakine? 

Tebessüm etmek için illaki mutlu olmak şartı mı aranmalı yoksa mutsuzken de; sokakta gördüğün ya da otobüste, durakta yan yana geldiğin yaşlı bir teyzeye, çocuklu bir kadına, iş yerindeki çaycıya, hastanedeki hastaya, evdeki anneye tebessüm edilemez mi? Çok mu zor hoşgörülü, güler yüzlü her şeye rağmen pozitif olmak? Kötülüklerin içinde kaybolmuş olan tebessümü yakalayıp iyiliklere göz kırpmak? 

Günümüzü zehir de vezir de etmek aslında yüzlerde gizlenen küçük bir tebessümde. Uzaklarda da değil kendimizde... Doğallığın tasviri... Yüzümüzden hayatımıza kondurulmayı bekleyen yaşam anahtarının pırlantası... Kendimizin en nadide takısı... Küçüklü, parçacıklı, taşlıklı bir tebessüm silsilesi. Belki de hayatın içinde çözülmüş gibi duran fakat gözden kaçırılmış bir sadaka meselesi!.. 

GÜLÜMSEMEK

Dünya hayatı, kâh sevinç kâh hüzün, bin bir medcezirler içinde devam edip gider. Gönül öyle bir misafirhanedir ki, orada yaşanan elem ve kederler, sevinç ve mutluluklar da birer misafir hükmündedir. Hiçbiri daimi ve kalıcı değildir. Bu yüzden yaşadığımız veya yaşayacağımız olaylar karşısında aşırı sevinç ya da aşırı hüzne kapılarak fâni hayatın ölçüsünü kaçırmadan bir yerinden yakalamak gerekir.

İnsanoğlu; mümkün olduğunca nazik, ince, hassas bir kalbe sahip olmalıdır. Simasından da tatlı bir tebessümü eksik etmemelidir. Tebessüm, taşkınca gülmenin hafifliğine karşı insanoğlunun olgunluğu, diğer taraftan asık suratın iticiliğine karşı da içtenliğin câzibesidir. 

Hazreti Mevlana, gülmek gibi sıradan görülen bir davranışın kişinin karakterini ele verdiğinden hareketle ince bir uyarıda bulunur. "İnsanın nasıl güldüğünden edebini, neye güldüğünden aklını anlarım. "

Gülümsemek, güler yüzlü olmak sünnettir. Bunlarda sadaka sevabı vardır. Bunlar kalbe hayat verir. Ruha huzur verir. İnsanları kaynaştırır. İnsanlar arasında güven, sıcaklık ve yakınlaşma meydana getirir. Dostlukları arttırır. Düşmanlıkları öldürür. Kırgınlıkları önler. Şeytandan gelen kini, nefreti, öfkeyi, kızgınlığı, küskünlüğü söndürür, yok eder. 

Peygamber Efendimiz (s.a.v) gülümserdi ve güler yüzlüydü. İnsanlara somurtmazdı. Kızdığında kızgınlığını belli etmezdi. 
Buyurmuştur ki:

"Güler yüzle insanlara selam vermen sadakadır. "

"Allah yumuşak ve güler yüzlü kimseyi sever. "

"Siz mallarınızla bütün insanları memnun edemezsiniz. Öyleyse güler yüzlülüğünüz ve güzel huyunuzla onları memnun ediniz. "

"Allah'tan kork ve hiçbir iyiliği küçümseme. Bu, su isteyen birisine kovandan su vermek veya Müslüman kardeşini güler yüzle karşılamak dâhi olsa. "

İnsanın yüzü-gözü, üstü-başı bir nevi vitrinidir. Bütün varlıkların bilinen lisânları dışında bir de hâl lisanı vardır. Yani insan, ağzıyla konuşmasa bile duruşuyla da bir beyan halindedir. İnsanın yüzünde, gönül hâlinden bir nişan vardır. Gören gözler için bütün çehreler, iç alemlerin tercümanıdır. Bu bakımdan simalardaki nurani bir tebessüm hali, gönül âleminin en güzel dışa yansımasıdır. 

Hazreti Mevlana ne güzel buyurur:
"Nar alacak isen, gülen, çatlamış nar al ki; o gülüş, sana içindeki danelerden haber versin... Gülen nar bağı da bahçeyi de güldürür... "
Allah Resulü (s.a.v) de alemleri aydınlatan nur çehresiyle insanların yanından yavaşça ve tebessüm ederek geçerdi. 

ÖYLEYSE... 

Tebessüm etmek, gülümsemek; sorunların, sıkıntıların olmadığı anlamına gelmez, bilakis sorun ve sıkıntılarla birlikte Allah'ın sana yazdığına razı olmak demektir, sorunları kendi sınırlarında tutmak, bütün hayatımızı mahvetmeye izin vermemek demektir tebessüm. Tebessüm sevgi kapılarını açan bir anahtardır. Sevap kazanmanın en güzel yoludur. Ne güzel söylenmiştir: 
Neşeli olmanın hiçbir maliyeti yoktur, ama her şeyi satın alır...

"İnsan gülebildiği kadar insandır. " (Moliere) 

"Bütün insanlar aynı dilde gülümser. "

"Gülme, yan etkisi olmayan yatıştırıcı bir ilaçtır. " 

"Gülmesini bilen insanlar; dünya meselelerine sağduyu, sakin kafa, sağlam düşünce ve kültürlü bir gözle bakabilmelerine imkân veren, sihirli anahtarı ellerine geçirmiş olurlar. " (Lin Yutang)

DİYECEĞİM ŞU Kİ..

Hayatın çilesine, yorgunluğuna, zorluğuna rağmen; yüzünün bir köşesine tebessüm çiğdemleri tutturabilmeli insan her daim... Hayatımın daimi mottosu: Gülümse:) 
Tatlı bir iz bırak, hayatın acılığına rağmen:) 

Benimledir her şeye inat tebessümden kurduğum dünyam. Ve de benimle gelir kalbime kondurduğum coğrafyam... 
Tebessümlü sabahlara uyanabilmeli insan:))) 
Varlığıma bir tebessüm benden kendime olsun armağan:))) 

NOT: Bol tebessümlü bir şekilde kaleme alınmıştır bu yazı ben tarafından:)

BÜŞRA DALGIÇ



( Hayatımızın En Nadide Takısı başlıklı yazı Gülen Düş tarafından 3.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu