Bir sabah uyandım, dünya döndü tersine,
Gözlerimde maviler soldu, kayboldu derine.
Yeşilin coşkusu, çiçeklerin rengi bitti,
Hastalık geldi de içime karanlık ekti.
Güneş mi doğuyor, ay mı batıyor, bilmem,
Ruhumda bir fırtına, hiç dinmez, inlemez.
Zamanın akışı silindi gözlerimden,
Her nefeste acı, her anımda bir endişe var içimde derin.
Bir vakit kuşlar uçar, şarkılar söylerdi,
Şimdi sessizlik var, sanki dünya küserdi.
Rüzgar esip tenimi okşardı nazikçe,
Şimdi soğuk ve sert, her şey uzakça.
Ne yağmur ne bulut, ne deniz ne gökyüzü,
Hepsi bir renksiz düş, solmuş eski bir yüzü.
Hastalık ateşiyle kavruldu gönlüm,
Bütün dünyam soluk, renksiz, keder dolu bir hüzün.
Oysa bir zamanlar ben, umutla dolardım,
Her anı sevgiyle, sevinçle yaşardım.
Şimdi ise her şey bir gölge, bir karanlık,
Hastalığın hükmüyle dünya oldu bir anlık.
Renkler silindi, hüzün sardı her yeri,
Her adım bir yük, her nefes derin bir deli.
İçimdeki ışık soldu yavaş yavaş,
Artık renkler yok, her şey soğuk ve kısık bir ses.
Yine de kalbimden bir umut tınısı var,
Hastalığın gölgesi belki silinir, varır bahar.
Renkler geri döner, can bulur belki ruhum,
Bir gün yeniden yeşerir,
Yeniden dolar her boşluk ve ahenkle dolu kıyım.
Yazarın
Önceki Yazısı