Türkiyede Yaşamak
Sabah kalkarsın. Televizyonun varsa evde ve açarsan o acayip cihazı sana sunacağı şeyler bellidir; toplumsal gerilim, stres, cinayet, yolsuzluk vb. haberlerle dolu sabah bültenleri, aile arası çarpık ilişkilerin zirve yaptığı ve programa her çıkanın kendisini Sherlock Holmes zannettiği kadın programları, çocukların düşünce yapısına, zihinsel gelişimine ve kişiliklerinin şekillenmesine zerrece olumlu katkı sağlamayan saçma sapan çizgi film kuşakları... Liste bu şekilde uzayıp gidebilir. Üstelik işe yetişmek için acele etmek zorundasındır ve elin hep olduğu gibi ayağına dolaşmıştır. Kaliteli yaşama hep özenirsin ama asla öyle yaşamazsın çünkü saatlerce takıldığın sosyal medya mecraları sana bu davranış şeklini çoktan aşılamıştır. Üstün körü bir kahvaltı bile lüks gelir o an. Sadece toplum içinde iyi görünmeni sağlayacak kadar temiz ve düzenli giyinirsin ama kişisel hijyenin asla olması gerektiği gibi değildir. 

Hep başkalarının kurallara uymamasından şikayet eden ama kendisi de kuralları delik deşik eden sürücülerin sebep olduğu trafik keşmekeşinde debelenip durursun. Belediyelerin asla planlamayı beceremediği kavşaklar, trafik işaretleri ve ışıkların uyumsuzluğu, toplu taşımanın standardın oldukça altında kalan salaş ve gevşek işleyişi ve daha bir düzine saçmalığı umursamamayı çoktan kanıksamış olsan da işine sevecenlikle gitmek mümkün olmaz çünkü bu keşmekeş seni çıldırtmıştır bile. 

İş yerine gittiğinde ilk ve en çok düşündüğün şey o günkü mesaide yetiştireceğin işlerin değil aç karnını doyurmak için çok kereler kullanılmış yağ ve malzemelerle üretilmiş simit ya da poğaça ile hiç sevmediğin çaycıdan aldığın çayla kahvaltını yapmaktır. Çalışırken kafanı işini düzgün yapmak değil bütçeni oldukça aşarak yaptığın harcamaların ay sonunda ödenmeyi bekleyen taksitleri meşgul eder. Kendini bu mali zorlukla baş başa bırakmamayı hiç düşünmezsin çünkü hak etmediğin o lüks hayat sana sosyal medyada Avrupa insanının standart yaşamı olarak gösterilmektedir. Oraya gitmenin hayallerini kurarsın hep. Senin gibi bir çalışan Türkiye'ye fazladır. Halbuki Türkiye'deki bu vasat altı performansına orada asla tahammül gösterilmeyeceğini akletmezsin bile. 

Sokaklarda sürekli korna çalan, yabancı uyruklu müşteri kovalayan taksicilerin, besmeleyle açmak dışında satışında helali haramı düşünmeden hayırlı bir iş yapmayan esnafların ve hayatındaki tüm stresi ülkeyi yönetenlere yıkmak için sürekli homurdanan bilimum insan takımının yaydığı olumsuz enerjinin toplumu içine sürüklediği buhranlı ruh hâli yetmezmiş gibi bir de yaşadığın coğrafyada devam eden savaşlar, zulüm ve soykırımlar her gün yeniden uyandığın bu hayatı dayanılmaz bir hâle getirmiştir. Bunca sıkıntıya sebep olanların insanların medeni hukuk ve modern yönetim anlayışı diye birbirine dayattığı saçma sapan kurallar bütünü olduğunu fark etmezsin bile. Senin için suçlu hep bellidir. Ötekiler... 

Türkiye'de yaşamak zordur, hayata bu pencereden bakarsan. Tükenmiş bir ülkenin sokaklarında hayatta kalmaya çalışan insanlar sürüsü gibi görünür hayat insana, o pencereden. Ama bir de öbür penceresi vardır Türkiye'de yaşamanın eğer bakmayı bilebilirsen... 






Mahmut UZUN


( Türkiyede Yaşamak başlıklı yazı Mahmut Uzun tarafından 10.10.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu