Utanç
bu gün benim yüzüme açılmaz bir kapı kapattı,
çirkin,vefasız sözlerinde sıkştı yüreğim,
kırıldım, boynu bükük kaldım,
ruhuma siyah batırıyordu,
hayallerimi alıyor,
şımarık bir kahkaha atıyordu,
yıllar sonra,gözleri yalnızlığın en seyir yerinde,
gözlerime bakıyordu,
put kesildi bedenim,
ellerim ne yapacağını bilmiyordu,
onca yılın özleminde tir,tir titriyordu,
yüzündeki utanç duygusu alabildiğince olgundu,
olgun olduğu kadar da yorgundu,
susuyordu,
sustukça boğuluyordu,
utancıydı onu böyle sindiren,
kalbine yalnızlık çiziliyor,
saçlarını yağmur çiseliyor,
her yanıyla ağlıyor,
ağlamaktan öte utanç yağıyordu,
işlemeli aynalarda büyüyen sima,
artık aynaların arkasından dahi geçemiyordu,
maskesinin ellerine döküleceğini biliyordu,
sessiz bir çığlığa gömülüyor,
güneşi görmüyordu,
bense;gözlerimde iki damla isyan,
utanırım utanç duyduğun andan,
hem kalbime,
hem sevgime,
hicran eyledin utan,
bakma ardımdan masumcasına,
artık çekiliyorum ben sevda yasına,
kaçıyorum,
en ücra köşenin dağına ovasına,
gidiyorum utangaç sevdam,
hayatı sırtında taşıyanların tam ortasına....!
HALİL İBRAHİM UZUNTAŞ
(
Utanç başlıklı yazı
Halil Uzunts tarafından
20.05.2010 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.