Neden Ağlar Bir Kadın

bilir misin
kadın beyaz bir gül gibidir
mavi bir ışık gibi
hani el değince bozulan ve gölge düşünce küsen
böyle kavli karar kılınmış ezelden 
böyle yazılmış alnımıza emanet kaderleri

bereket fidanlarını büyüten süslü bahçelerce 
serdiler ayaklarımıza mutluluğu, sevinci
tebessümlerinde güneşler açtı hep
hayat yüklü güzellemelerin kafiyesidir
en kara akşamlarda 
bahtımıza en parlak doğan yıldızdır
gönül sahnesinin perdesini açan da
kapayan da hep bir kadındır 

bir kadın mutlu ise elbet mutludur erkek de
ev yapan ve ev donatan da
karları toprak eden 
yeşili yaprak eden de odur
hanım da, hanımcık da
sevgili de 
sultan da

bir düşün 
hangi kara geceydi terk ettiğinde
düşün bir
adını hangi kurşuni gecede silmiştin kitaplardan
hangi çiçekti 
onu sana hatırlatan alaca akşamlarda
bir şarkı var mıydı 
mehtaba karşı birlikte söylediğiniz
ya bir türkü ıssız tarlalarda

hangi saatte bağırmıştın yüzüne karşı ilkin
hangi zamanda çatılmıştı kaşlar
düşün bir
sığ rüzgarlardan kaçırıp 
evim evindir diye peri masalları anlattığını

yalnızlığın tenhalaşan sokaklarında 
hangi ayın hangi gününde çalmıştın kimliğini 
yeni bir kimlik vaat ederek 
bilir misin 
onu hangi mevsimdi 
atları çalınmış arabalarda 
bir başına bıraktığını

ne kadar da erken unutulmuş o sözler
şu yeminler, öteki hayaller 
ne kadar da erken
cemrelerdi umutlarınız hani 
birlikte havaya ve suya ve toprağa düşürülecek
yağmalanmış kentlerin kapısında 
o halde 
neden ağlıyor bir kadın 
neden ağlıyor
gözyaşları inci-mercan

paramparça damarların yanık türküsünde 
seni okuduğunu 
azgın hecelerin koşuştuğu sayfalarda 
sevgini yazdığını duymaz mısın
nicedir hicranın böğrüne sancılar sapladığını 
bilmez misin

kadın bir beyaz gül gibidir 
mavi bir ışık gibi 
gecelerde söndürülmüş kandillerin fitilince yandığını
kırk kere kırdığın kalbin 
kırk bir kez seni andığını 
bilmez misin

sessiz ve sakince batar güneş
söyleyemediğim şeyler kaldı çok derinlerde bir yerde
rüzgarın esintisinde sesinin inlemelerini duyuyorum sanki
bir kadının gözlerindeki merhamet ağlatıyor gönlümü
ne olur…
merhametle bakma göğe bu kadar 
parçalanmış ruhum çıkacak sanki bedenimden
bilmez misin

bu olsa gerek hüzün dedikleri 
özlem dedikleri 
sevda dedikleri bu olsa gerek
beni çağırıyor sanki bir kadının sesi
gel tut ellerimden
çiçekleri seyredelim
deniz sensiz eskisi gibi mavi değil 
gözlerinde
bilmez misin

kaybolsam gözlerinde
beni de götürsen gittiğin yerlere
sessiz ve sakin bir gecede uğurlardık yıldızları
bilmez misin
nefes almak seninle güzelmiş
su içmek seninle 
bir sabah daha oldu 
ve sen hala yoksun

bilir misin her sabah 
pencereme dokunan ışığı özlüyorum
odamın içinde dolanan güneşi arıyorum 
bir yaprağın sallanışında düşlüyorum seni
çok uzaklarda …
ve zamanın ötesine 
açılan bir çiçek arıyorum 
bir kadının tebessümüyle büyüyen
her akşam 
her gece 

bilir misin
hüzün denizinden bir güneş batar gözlerimde
gölgesi çöker de didarıma
geceye çalan bir hüzün bırakır içime senden
ve ben gözlerine bakarken
senin gözlerin kapanmasın hiç
batmasın gözlerimde
batmasın güneşim...

bilir misin
bazen gidesim gelir de 
geride bırakmak isterim her şeyi
sayfalarca yazılmış mektupları 
yırtmak…
bir kalemi tüketen mürekkep denizini
acısını satırlarında barındıran anı defterlerini
yırtmak …
mum ışığında yazılmış sözleri
yakmak isterim

artık gitmek istiyorum
içinde bir kadın dostluğunun olduğu 
yalnızlığın uzletine çekilmek istiyorum
kendime varmak için
belki de en çok 
sen olarak yaşadıklarımızdan
uzaklaşmak istiyorum
bazen bir ateş düşüyor
ta içime 
bunu izah etmek hakikaten zor
bilir misin.

*
hicret eden peygamberimiz (s.a.v.)
hanımı hz. sevde, 
kızları ümmü gülsüm, fatıma ve zeynep ile 
nişanlısı hz. aişe'yi mekke'de 
bırakmak zorunda kalmıştı

mescid-i nebevî inşa edilip bittiğinde 
hane-i saadet yapılınca, 
onları getirmek üzere 
zeyd bin harise ile 
ebu rafi' hazretlerini gönderdi mekke'ye  

bu iki sahabi 
onları alıp medine'ye getirdiler
sadece, hz. zeyneb'i getiremediler
henüz müslüman olmayan kocası 
müsaade etmediğinden 

bir müddet sonra 
o da medine'ye hicret etti 
daha sonra müslüman oldu kocası da 
peygamberimiz (s.a.v.)'in ev halkı kendi odalarına
hz. aişe  babasının evine yerleşti

resul-i ekrem, 
hz. aişe ile mekke'de nikahlanmıştı 
ve fakat düğün tehir edilmişti
hicretin birinci yılı 
şevval ayında düğünleri yapıldı
peygamber efendimiz o sırada 
elli beş  yaşında idi

cahiliyye  devrinde iki bayram arasında 
nikah kıyma uğursuz sayılır hurafesi
resul-ü ekrem’in şevval ayında 
hz. aişe ile evlenmesiyle 
bu yersiz itikat ortadan kaldırıldı

hz. aişe’nin ,
diğer hanımlarından farklı bir yeri vardı
resul-i ekremin yanında 
amr bin as bir gün
ya resulallah, halkından sana 
en sevgili olanı kimdir… diye sordu
resul-i ekrem, aişe diye cevap verdi
ya erkeklerden, ya resulallah …deyince
efendimiz, aişe'nin babası…buyurdu

hz. aişe, 
ince bir kavrayış melekesine 
kuvvetli bir zekaya sahipti
kısa zamanda 
hz. resulullahtan bir çok hadis ezberledi 
bir çok islami hüküm öğrendi 
ashab-ı güzin arasında 
mümtaz bir mevkie yükseldi
rivayet ettiği hadis sayısı 
2.210'dur

bir çok sahabi, peygamberimiz (s.a.v.)'in 
çeşitli meseleler hakkındaki tatbikatını 
islami hükümleri ondan sorarak öğreniyordu
resul-i ekrem efendimiz, 
dininizin yarısını bu humeyra kadından 
hz. aişe’den öğreniniz…buyurmuştu 
onun  ilmi ehliyetini tebaruz ettirmişti

ebu musa el-eşari'nin şu itirafı da 
aynı noktaya parmak basmakta
biz resulullahın ashabı, 
bir hadis-i şerifi anlamakta 
güçlük çektiğimiz zaman 
aişe'den sorardık
zira, hadis ilminin 
kendisinde mevcut olduğunu görürdük

hz. aişe validemizin 
fıkıh ilmindeki derinliği 
islam hukukuna büyük faydalar sağladı
kadınlarla ilgili birçok meselenin kaynağını 
o teşkil etti


redfer


Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen
Hayat hikayesinin 58.bölümü
( Neden Ağlar Bir Kadın başlıklı yazı redfer tarafından 11.12.2024 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu