GANDİ KEMAL
Gündem yine dopdolu… Gandi Kemal liderliğe hızlı girdi. Pek yakında sinemalarda. Artık Başbakanla ağız dalaşı yapmayacağını, halkın önemli sorunlarına odaklanacağını söyledi. Bir partinin halka nasıl umut olacağını, işsizliği, yoksulluğu, yolsuzluğu nasıl yok edeceğini CHP’nin 33. Kurultayında söyledi.
Gandi aşağı, Gandi yukarı… Peki kimdir Gandi ve felsefesi nedir? Gelin birlikte bir göz atalım.
1869 yılında doğan Gandi “Şiddet göstermeme, inancının birinci maddesi diyerek Hindistan’ın İngilizlere karşı verdiği bağımsızlık mücadelesinde milli bir simge olmuş. Gandi, bizi yok edecek şunlardır diyor; “ İlkesiz siyaset, vicdanı sollayan eğlence, çalışmadan zenginlik, bilgili ama karaktersiz insanlar, ahlaktan yoksun bir iş dünyası, insan sevgisini alt plana itmiş bilim, özveriden yoksun din anlayışı, (Pardon burada bir haber vereyim, sonra Gandi’nin felsefesine devam ederiz)
“Suudi Arabistan’da artık kız çocukları da yangın esnasında itfaiye ekipleri tarafından kurtarılacakmış. Mekke polisi 2002 yılında bir okulda çıkan yangında kaçmaya çalışan on beş kız çocuğun dini kurallara uygun giyinmedikleri için dışarı çıkmalarına izin verilmeyerek ölümlerine neden olmuş.”
İşte size özveriden yoksun din anlayışı!…
Nerde kalmıştık? Evet Gandi sabah kalktığında kendine “ Dünya üzerinde vicdanımdan başka kimseden korkmayacağım” diye söz verirmiş. Adaletsizliği adaletle yıkacağını ve mukavemet etmekle ısrar ederse onu bütün mevcudiyetiyle karşılayacağını, sevginin olduğu yerde hayatın olduğunu, sıkılmış yumrukla el sıkışılamayacağını ve şiddet göstermemenin de birinci inancı olduğunu söylemiş. İnsanlığa şöyle öğüt veriyor; “ Söylediklerinize dikkat edin, düşüncelere dönüşür, düşüncelerinize dikkat edin duygularınıza dönüşür, duygularınıza dikkat edin, davranışlarınıza dönüşür, davranışlarınıza dikkat edin alışkanlıklarınıza dönüşür, alışkanlıklarınıza dikkat edin değerlerinize dönüşür, değerlerlerinize dikkat edin karakterinize dönüşür, karakterinize dikkat edin kaderinize dönüşür”
Kader kısmet beş kuruş!...
Ve Başbakan hepimizin yüreğini yakan hani seçim zamanlarında bedava siyasi rant yaptığımız karaelması çıkarmak için yerin yüzlerce metre altında asgari ücretin bedavalığında ölüm pahasına çalışan gencecik insanlarımızın ölümüne “Kader” diyerek, mikrofon uzatanlara; “ Gidin Diyanetle konuşun” demiş. İşte söylediklerimiz…
Diyanet ise “ Üzücü olaylara kaza ve kaçınılmaz demek yetmez. Türkiye’nin bu tip olaylarda iyi durumda olmadığını maalesef insan unsuru olduğu ve daha çok önlem alınmasının gerektiğini” söylüyor.
Sizce hangi söz doğru? İşte size iki sonuç;
17 Ağustos 1999’da 7.1 lik Düzce depremi; Ölen 50 binleri aştı…
27 Şubat 2010 Şili depremi, şiddeti 8.8 ; Ölen sayısı 800
Hangisi kader? Kur’an’da ne diyor? “Ey müteahhit efendi demirden, çimentodan çalmayacaksın. Mühendise ne diyor? “Okuyacaksın, araştıracaksın ve en iyi teknik donanımlarla projeni çizeceksin” Denetim Kurumları’na ne diyor? “Sende rüşvet almayacak ve işinin hakkını vereceksin” Kısacası, dürüst insan olacaksın diyor…
Düzgün insan dedim de işte size bir haber daha; “ YÖK Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, üniversiteye giriş katsayı farkını düzenlemeyi iki kez reddeden, üçüncüsünde ise yargı kararına uyulduğu için onaylayan Danıştay Başkanı ve altı üyesine teşekkür için kendi cebinden ödediğini beyan ettiği marka saatleri Danıştay üyeleri “Etik” olmaz kararı ile geri iade etmiş”
Düğün değil, bayram değil, enişte beni niye öptün!...
Aman Gandi Kemal dikkat!... Bütün şer odakları sana yüklenecek… Kadınlarla konuşurken mesafeli ol! Evine ve ofisine alacağın misafirlerin dost mu, düşman mı olduğunu iyi bil, zira hediye olarak evine böcek salıverirler! Gel sekreterini de erkek seç! Zira şu günlerde “Kes, kopyala tuuuu yapıştır” çok moda!…
Vesselam, bizler dürüst insanları pek sevmeyiz!
Bizler sert lider severiz, kodumu oturtan cinsinden olanları!
Kavgacı ve hırçın olacak!
Uzun boylu olursa hiç de fena olmaz, değil mi? Tepeden baktı mı insan korkacak!,
Lider dediğin, dini alet edecek, ağzı edebiyat yapacak, Allah’ın o kutsal ismini siyasete alet edecek. Onu ağzına almayanları da hemen “Allahsızlıkla” suçlayacak!..
Lider dediğin, karalama edebiyatını sık sık gündeme getirecek!
Lider dediğin, gündem yaratıp, işsizliği ve ülkenin en önemli sorunlarını unutturacak!..
Lider dediğin, çocuklarının geleceğini düşünerek onlara en iyi iş olanaklarını hazırlayacak,
Lider dediğin, yedi yıldızlı otellerden çıkmayacak,
Lider dediğinin havuzlu villası olacak,
Biz böyle liderleri pek severiz…
Gandi Kemal, bunları yapmazsan sevmeyiz seni! Yalan mı?
Biz öyle toplumuz ki; nice suikastçıları, devletin kasasını boşaltanlar ile mafyaya bulaşanları omuzlara alarak, “Türkiye Seninle Gurur Duyuyor!” Diye bağırmışızdır.
Unutmayalım insanları yücelten iki meziyet vardır; “ Cesur ve namuslu olmak”
Öyleyse görelim bakalım, tavandan tabana yansıyan refahı, gerçek demokrasiyi getirin, yok edin işsizliği ve herkesin gülen yüzle mutlu olduğu bir Türkiye’yi kurun, bizde bunu gerçekleştirenleri omuzlara kaldırıp, “Türkiye sizinle gurur duyuyor” diyelim.
Sevgiyle kalın…
Ertuğrul Erdoğan/Bursa/23.05.2010
[email protected]www.erdoganlaedebiyat.com