
Bir düş takvimi seğiriyor içimde bir
o kadar yalpalayan gerçeklere isyanı gecenin.
Hüzne düşkün bir milat
Semiren hecelerin zamlı zan yüklü
tarifeleri
Kıssadan hisse ise şiir
Şairin gizi ve kalemi saklı içinde
Gerçi cebi yok kefenin
Elbet yüreğinde ağırladığı tüm
kelimelerin
Ansızın tozu dumana kattığı
Bir öğreti
Ve de öğlen üstü
Üst üste yığılmış seferi imgelere
Dudak büken
Dil yarası ve anne mevsimi
Sevk eden bir makamdan diğerine
Soyutlandığının da esintisi
Göz s/üzen karanlığa ve zalime
Şiirin duyduğu öfke
Masum ve ihlaslı bir yürek
Manidar kelamın t/av olduğu yalnızlık
Göğe konuşlu hem bulut hem umut
Ufkun seyrinde şair
Kitabın da her sayfası
Kurutulmuş yaprakların ç/ağrısı
İçine çekilesi her duygu
Yağmalansa ne ki
Ölmeden girdiği mezarı
Diş izi parmak izi
Gövdesi delik kovuğunda yaşadığı
Köksüz ağacı bahşedene duacı
Kalem-kakan ruhundan dökülen her
zerre her hece
Geçimsiz yerkürenin sonlanmayan
isyanı
Külfeti ve karafası
Acının da hülasası
Mağdur iklimin beylik esintisi
Gözden ırak olsa da sevgili
Gönle nasıl da yakın ve korumacı
Ve işte o devasa Es
Mağduriyet krallığı
Çöken tahtı
Bahtına ise dünden razı
Kırağı çalan kadere el pençe divan
Boynu kıldan ince Rabbin katında
Göz süzen zalimi iblisi
Batırdığı kadar da yerin dibine
Top tüfek kuşandı da hâsıl oldu
duygular
Aşkın ibresi özlemin sekantı
Haşa sözcükler Rabbinden hediye
Bir minval ki meylettiği
Kibriti de çaktı mı
Kalemin tevazu yüklü çırpınışları
Kelamın bitimi
Sessizlik konuşurken şairin yerine
Nüfuzlu bir esinti
Evrenin çalkantısı
Ölüm var aşk var
Ön sözü yok iken şiirin
Noktayı koyacak olana teslimiyetin
Asla sonlandırmasın yüce Tanrı…