Peygamberimiz H.Muhammad Mustafa (s.a.v)in hatırasına ithafen
Hayat hikayesinin 73.bölümü
çözdük ayak bağlarımızı
çekildik kör kuyulardan
ayrı bir yerde duruyoruz şimdi
kalbimizin uçarılığına eşlik ediyor bedenimiz
dünya dar geliyor bize
cevap vermiyor isteklerimize
doyuramıyor kimse bizi
her nefeste bir la…
çekiyoruz
yok, sizden bana fayda
ben başka dertlerin derdindeyim dercesine
anlaşılan o ki bir seyahatteyiz
iç yolculuğumuz başladı bile
öyle bir yol ki
Allah’tan emin olmaya doğru yürütüyor bizi
Allah’la emin olmak için harekete geçtik
Allah’ın emin olduğu insan olmak için yola düştük
yeni topraklara yeni gözlerle bakıyoruz
çözünürlüğü arttı bakışımızın
daha çok piksel, daha parlak renkler
daha net çizgiler var etrafımızda
her şey yenileniyor
alışkanlığın pası siliniyor
ilk kez tatmanın keskin tadı vuruyor damağımıza
sırlı mektuplar yazar ya kimileri
gizli sandığa saklar
mühürler zarfları ya
cümleleri dünyadan vazgeçmiş birinin
vazgeçilmez ifadeleri okunsun diye
ölümünden sonra sadık bir dil olsun diye
suskunlukla zarflıyoruz sözlerimizi
bir mektup gibi
ölümümüzden sonra açılmak üzere
yazıyor bizi
yeniden
çünkü yaralanınca fark ediyoruz tenimizi
kanayınca anlıyoruz kalbimizin çırpınışlarını
acıdıkça öğreniyoruz dünyadan gidebilir olduğumuzu
yaralandıkça, yola düşüyoruz
yolcu olmanın hafifliğini giyiniyoruz
yaralarımıza ümit fidanları dikiyor Sahibimiz
bir de beklemeyi öğretiyor
durup demlenmeyi sevdiriyor
aynı heyecanın eşiğine baş koyduruyor bize
aynı vaktin ipine diziyor koca bir şehrin insanlarını
doğudan batıya dalga dalga
bir sevinç dalgasıyla kıpırdıyor yeryüzü
suda eriyor cümle ayrılıklar
ayrışmış kalpleri yeniden bağlıyor birbirine
şehrin iki yakasını bir araya getiriyor
birbirine düğümlüyor insanlığı iliklerine kadar
özgül ağırlığımızı yeni baştan belirliyor
çekirdeğimize yeni parçacıklar koyuyor
çırpınıp durduğumuz yeryüzünde
ilk defa tartılmaya başlıyoruz.
gövdemizle değil, ruhumuzla yer kaplıyoruz
başkalarına görünme telaşımız bitiyor
Allah’a görünmenin serin huzuruna razı oluyoruz
arkasında yıkıyor zindanımızı
unuttuğumuz firarı başlatıyor
avunduğumuz köşelerden yüz çevirtiyor
medet umduğumuz yüzlere küstürüyor kalbimizi
ötelere kilitliyor bakışımızı
kendimizi hapseden parmaklıkların arasından
bakmaya başlıyoruz
sonraya, sonsuzluğa
çare yok
doyurmuyor artık yeryüzü
cennette açılan
cennete açılan o sofrayı
ne kadarda özlemişiz
titrek bir damla gibi
gitti gidecek bir kabarcık
söndü sönecek bir parıltı
dünyanın yüzüne konmuş
cennet tebessümüyüz artık
dünya ötesinden gelmiş
bir huzur busesine yanak olmuşuz
hüzünlü bir tebessümün nemlenmiş teniyiz
dünyanın öte yüzüne elçiyiz artık
en güzel gülüşümüz
gülistana açılır
onca dikenleri severek ağırlayan
ince bir güle dönüyor halimiz
tuttuğumuz yoldur artık
biz O'nu tutuyoruz
O' bizi yolda tutuyor
yolumuz O'na çıktıkça
O' yol oluyor bize
*
kıble'nin kabe tarafına çevrilişinden bir ay sonra
peygamberimiz (s.a.v.)in
medine'ye hicretinin 18. ayının başlarında
şaban ayında oruc farz kılındı
indirilen ayetlerde mealen şöyle buyruldu
‘ey iman edenler
oruç, sizden evvelki ümmetlere farz kılındığı gibi
size de farz kılındı
ta ki günahtan sakınıp takvaya eresiniz
o ramazan ayı ki
insanlara doğru yolu gösteren
apaçık hidayet delillerini taşıyan
ve hak ile batılın arasını ayıran kur'an
o ayda indirilmiştir
kim bu aya erişirse orucunu tutsun
bu ayda hasta olan veya yolda bulunan
tutamadığı günler kadar
başka günlerde oruç tutsun
Allah sizin için kolaylık ister
zorluk istemez…’
ramazan orucu
islam dininin beş şartından biridir
resulullah bu hususta şöyle buyurur
islam beş şey üzerine kuruldu
Allah'tan başka ilah olmadığına
hz.muhammed'in O’nun resulü olduğuna
şahadet getirmek
namaz kılmak
zekat vermek
haccetmek
ramazan orucunu tutmak
bu senenin ramazan ayının sonlarına doğru
sadaka-ı fıtr vermek vacib oldu
resul-i ekrem efendimiz
küçük büyük, hür köle, erkek kadın
her zengin müslüman için kuru hurmadan
bir sa
veya arpadan bir sa'
veya kuru üzümden bir sa'
veya buğdaydan yarım sa'
fıtır sadakası ayrılıp
bunun bayram namazından önce
yoksullara verilmesini emretti
zekat,
hicretin ikinci yılında
ramazan orucunun farzından
fıtır sadakasının vacip olmasından sonra
farz kılındı
zekat,
zengin müslümanların yıldan yıla belli ölçüsüne göre
mallarının bir kısmını zekat niyetiyle ayırıp
layık olanlara vermelerinden ibaret
mali bir ibadettir
kur'an-ı kerim'de emredilmiş
32 yerde namazla birlikte zikredilmiştir
bir hadis-i şerifte efendimiz şöyle buyurmuşlardır
her gün, her sabah iki melek inip birisi
ya Rab…zekat ve sadakasını vererek
malını Allah rızası için harcayana
harcadığının yerine yenisini ver' der
diğeri de …ya Rab
zekat ve sadaka hakkını ödemeyerek
malını sıkana da malını telef et' der
ilk ramazan bayramı namazı
şevval hilali görülüp, sabahleyin güneş yükselince
resul-i ekrem efendimiz oruçlarını açmalarını
bayram namazına çıkmalarını
müslümanlara emretti
onlarla birlikte
bayram namazı kılmak üzere namazgaha çıktı
hutbeden önce,
ezansız ve kametsiz
cemaatle bayram namazı kılındı
nebiy-yi muhterem
medine'ye teşrif buyurdukları zaman
medinelilerin iki mahalli bayramı vardı
efendimiz onlara şöyle buyurdu
Allah resulü size onlardan daha hayırlı olmak üzere
fıtır ve kurban bayramı günlerini verdi.
resul-i kibriya
bayram namazlarını namazgahta kılardı
medine'nin namazgahı
şehrin şark kapısı üzerindeydi
efendimiz, bayram namazı kılmak üzere
namazgâha yürüyerek giderdi
bayram namazına bir yoldan gider
başka bir yoldan dönerdi
ramazan bayram namazına çıkmadan önce
bir şeyler yerlerdi
ekseriya bunlar
bir kaç hurma olurdu
peygamber Efendimiz,
zilhiccenin dokuzunda
sevik gazasından dönerek
medine'ye kavuşmuştu
ertesi günü,
zilhicce'nin 10. günü
müslümanlarla birlikte namazgaha çıktı
ezansız ve kametsiz olarak
iki rekat kurban bayramı namazı kıldırdı
namazdan sonra bir hutbe irat etti
hutbede, kurban kesmelerini müslümanlara emretti
kendileri de iki kurban kesti
satın aldığı semiz, boynuzlu
beyaz koçtan birini keserken
Allah'ım…bu senin birliğine ve senden bana gelenlere
şahadet eden bütün ümmetim namınadır dedi
ikincisini keserken de şöyle buyurdu
Allah'ım…bu da,
muhammed ve muhammed'in ev halkı içindir
bundan, kendileri, ev halkı ve yoksullar yediler
islam'da ilk kurban bayramı budur
redfer