Ayten...




Temkinliyim artık düş kurarken elbet öfkeme yenik düştüğüm zamanlardan geçiyorum.

Bir alt kültürü var mı sahi yalnızlığın?

Hani, taban tabana zıt duygularla mı çıkar insan yola?

Sözcüklerimin bam teline basma, Ayten!

Issızlığı sen tercih ettin yetmedi tensiye ettin kalıcı olmayan duygularını ve yürek sevme yorgunuydu adeta yol yorgunu ruhundaki o kırlangıç fırtınası gibi.

Meali yok hem hüznünün ve raf ömrü sadece bir yıl olan bir düş’ün girizgâhında unutuyorsun gerçekleri ve işin gerçek yüzünü.

Yaftalar saklı o sevdiğin düş ambarında.

Atın ölümü değil arpadan olan ne de olsa bir arpa boyu yol alamadın, Ayten ve elini çabuk tut ve acilen ütüle ruhunu yoksa kırış kırış ruhunla seni yok sayacaklar.

Yetmedi mi yetmedi mi…

Haydi, cilala yüzünü ve kimseler görmesin kuşların gagaladığı kaz ayaklarını ruhunun.

Oysaki sen bir kelaynaksın belki de aşk sarhoşu ne de olsa yollarda kalan duygularından ördün sen bu yeni hayatını.

Aşk olsun…

Deme de.

Aşığın ölümü yeter ki özlemden olsun elbet özlediğin aslında yine sensin bu yüzden öz veri ile seviyorsun ve adını aşk koyuyorsun hayatın.

Lafügüzaf, Ayten bak nasıl da sırra kadem bastı mutluluğun kim demişse ne de güzel demiş:

‘’Mutlu aşk yoktur.’’

Afalladığın nasıl da aşikâr ve haydi, itiraf et içindekini ne de olsa içindeki masum çocuğu korumak adına bunca zaman uzak kaldın insanlardan: ne gam!

Mümkün mü gerisin geri kaçmak?

Bak, duygularına: nasıl da pişkin ve pişekar.

Öznen ne, Ayten?

Öz veri ile sevdiğin bunca insan mıdır yoksa ayaklarının altına kırmızı bir kilim sereceklerine inandığın?

İnandığın kadar da yalnızsın.

Yalnız kaldığın kadar da düşmansın mevsime ve çatık kaşlı rüzgara kızgın ne de olsa mevsimin de rüzgarın da ta kendisisin.

Haydi, bırak kendini…

Hayır, hayır, yanlış anladın: uçuruma bırak demedim kendini.

Bir ip cambazı olduğunu asla inkâr etme hem:

Gerildiğin kadar diksin.

Dik kaldığın kadar sabırsız.

Yolma yapraklarını o sefil kauçuğun.

Serme de en güzel örtünü masaya ama illa ki yatır da duygularını masaya yetmedi deş yetmedi eşele yetmedi eşkâlini çiz.

Yanıldın bak, yine.

Yanıltmamak adına kandın sevdiğine ve sevdiğin kadar hırpalandın ki sen bunları asla hak etmiyorsun, Ayten.

Dolap beygiri gibi dolandığın.

Şelale gibi çağladığın.

Boğazındaki o hıçkırık ve sefil ve de şüheda mazin…

Sevildikçe kaybolan bir güzelliksin sen, Ayten çünkü sevdikçe güzelleşiyorsun ki her insan sevdikçe güzelleşmez mi?

Yalnızlığın vurdukça kıyıya enginlere açılmak istiyorsun ve iptidai ruhun ve ipe sapa gelmez istekleri insanların oysaki sen bir kuş kadar özgür olmalısın ve illa ki kuş bakışı sevmelisin…

Yetebileceğin kimse yok çünkü sen sadece kendine ve aşka yatırım yaptın elbet tüm duygularını borsada kaybettin ve işte ertesinde yeniden döndün başa.

Yüz yaşına da gelsen aynısın Ayten ve aymazlığında ruhunun köstekli saat gibi geri kalıyorsun sonra da geç kalmışlığınla sıvışıyorsun.

Sözcüklerse atıl olan.

Sense duygularınla akil olan.

Akıl hocan yok üstelik hem akıl değil midir akıldan üstün olan bu yüzden boy ölçüşemiyorsun aklınla ve ruhunda rölantiye aldığın ne varsa illa ki sana ayak bağı…

Şimdi çözül, Ayten.

Çözümle kalan neyse.

Çökme de dizlerinin üstüne çünkü dik olduğu kadar başın aşkın da asaletine sahipsin sen ve düş ambarında sevgiden olacak senin ölümün yeter ki çatlayana kadar sev.

Aldansan da.

Aldatı olsa da aşk.

Ama aşk asla bir ç/alıntı sığınağı değil bilakis Yaratanın kâinata sunduğu bir armağan ve içinde saklı tuttuğun hazine, Ayten.

Korkma sevmekten ta ki sıra gelene kadar sana elbet sevilmeyi bekleme: yekten sev ama öncelikle kendini.

Yakınma da üstelik çünkü bunu sen istedin.

Dilediğince yok sayıl yeter ki kendine yetmenin keyfini sür ve aşkın İlahi birlikteliğine inan ve teslim ol.

Şaşalı bir sağanaktan sonra daha çok serpilecek ruhun:

Korkma Ayten ve sev sadece elbet kendini de ve yoksunluğun değil yokluğunla terbiye olsun insanlar çünkü Yaratan yok yere yaratmadı hiçbir kulunu.

Yoktan var eden Allah ismiyle yâd et en büyük aşkı ve şahdamarını kolla ve kodla yüreğini ta ki kendinle uzlaşıp da kavuşana kadar Rabbine ihanet etme içindeki cennete ve ihmal etme içindeki çocuğu…

 


( Ayten... başlıklı yazı GÜLÜM-ŞİİRİN TEK H/ECESİ İKEN AŞK... tarafından 11.01.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu