Kırgın bir meyyalde kırağı çalan
sözlere yakınlığım kadar da aşikârdır hayata ve insanlara olan uzaklığım:
Oysaki en yüksek nida ile atılası
naralar ve ekin tarhında saklı bir vaveyla uzanası kollar da değil aslında
boşluğun sarmalında saklı iken hoşluğun rükû ettiği ve İlahi Mevla ile olan
hasbıhalim kimselerin görmediği bir minval iken bile dualarımın ve inancımın ve
kalemimin ve ruhumun acımasızca yargılandığı ve o idam mangası iken elbet ben
sadece celladıma aşığım nasıl ki mermerden mezarımdır uzandığım ve ne zamanki
yüce Rabbim: bana sev dediği ol dedi aşk iken fıtratım boyunduruk tanımadığım
yalan cihanın zulasında saklı iken o derin görünmez yara ve acı.
Tütünsüz bir geceydi aşkın
mübalağasından ziyade muğlak göğün temkinli kuşları ben ki:
Bir kuş kabrinde saklı
Bilinmezin hicreti
Doğaüstü bir kuram iken yaşamak
Doğadan sökün eden yaprak yaprak
Unutulmuşluğum ne ki?
Kurutulmuşluğum iki yaprak arası
defin töreni
Mezarım iken defter sayfaları
Bir içtima iken kitabın yanık
duvarları
Hicrinde sözcüklerin
Münferit bir heceden çıkıp da yola
Terk edilmişliğin de yok iken ötesi
Hırpalanmış bir beden bir ruh
Deryalar aşılası o güruh
Göğün hazzı
Sözcüklerin hası
Haiz olduğum ne ki?
Hicabında ömrün
Takvası dünün
Tahayyül edebildiğimden öte
Teşrif eden yeni gün
Hüzünlü bir milat
Coşkulu nehrin kıvrımlarında saf
tutan
Her hece her damla her dalga
Deniz ve kara kavuşmuşken birbirine
Kurumuş dere yatakları dahi gelir
aşka
O rahmettir ki Rabbin bahşettiği
Yağmurun tek zerresi dahi yeter
Yatıya kalan hüznün indinde…
Matbu bir renk olmayı dilemezdim asla
Metruk hanelerin yıkık duvarlarında
asılı
Bir tablodan da öte
İçimin dinmez hengâmesinden sökün
ederken
Benim gibi yaralı bir kalbe
Ve işte yamadığım sözcüklerden
dikilesi
Bir kale misali
Kalem ise bozdur bozdur harca
Tükenmek bilmeyen bir temenni
Ve sevgi seli misali
Ve işte bonkörce sevdiğim
Ve yazdığım yandaşım iken renkler
Belki de ansızın vuku bulacak
mucizeler
Nasıl ki çevreleyen bir sevgi selidir
Gaipten gelen coşkuma eşlik eden
Elbet tevafuk bildiğim
Elbet tevazu yüklü menzilimde
Dinmeyen bir esinti
Yıkılmayan cesaretimle metanetimle
Beni benden eden dünlerin değil
Artık günlerin ve kaderin huzurunda
Eğildiğim kadar da tüm duygular başım
gözüm üstüne…
Önce bir düş gördüğümü sandım ezeli
hüznün arbedesinde
Sonramla müşküle düşüp ölümle
sınandığım
Yıkık kalpler kulesinde
Ruhsa patır patır dökülen bir avuç
külden
Medet umduğum
Gül mizaçlı benliğimden
Sökün edip sonsuzluk denen deryada
savrulduğum
Bir ümit
Bir de ak bulut
Renginden ziyade vakıf olunası o
dirayet