PİSUAR
Öğretmenevinden çıktım, caddeye doğru yürürken peşimden söylenerek geliyordu. Sesin sahibi bana yetişince, şikâyetini başa aldı:
-Kabinin kapısını da kapatmamış. Ayakta işiyor utanmadan. Koskoca öğretmen bir de…
-Öğretmenevimiz halka açıldı. Belki öğretmen değildir. Tanıyor musun kendisini?
-Tabii tanıyorum öğretmen olduğunu da biliyorum.
Yüzüne baktım. Tanımadım. O, beni ya tanıyor ya da saçlarımın rengine göre yaşlı olduğuma hüküm vermiş galiba, dert yanıyordu. Beklediği tepkiyi göremeyince “İyi akşamlar!” dedi hızla uzaklaştı yanımdan.
**
Dindar arkadaşlar, çok dikkat ediyorlar bu işe. Öğretmen okulundaydık. Yaşıyorsa selamet, vefat ettiyse rahmetler dilediğim din dersi öğretmenimiz Rahmi Özer’in “Gençler, idrarınızı ayakta yapmayınız. Sıçrayan damlalar paçanızı kirletir” diye uyarılarını hiç unutmam. Onun dersine girdiği her sınıfın kara tahtasının kenarlarında büyük harflerle “ESİRGEYEN, BAĞŞLAYAN ALLAH’IN ADIYLA” yazısı hiç silinmezdi.
Bu işi önlemenin en iyi yolu pisuardır. Yakın zamanda yapılan çok katlı modern öğretmenevimizin her erkek WC’sinde yeteri kadar pisuar vardı. Son yıllardaki yöneticiler pisuarları söktürdüler. Şimdi yeni gelen öğretmenler, WC’yi kimseye sormadan elleriyle koymuş gibi buluyorlar, yoğun idrar kokusundan..
İşemekle ilgili bir espri:
Rahmetli İhsan Sabri Çağlayangil’e ait olduğu söylenen bir şiir:
“Ayağında pantolon,
Elinde binlik şişe.
Bunlar marifet değil kızım
Erkeksen ayakta işe.”