Bir düş’ün yerlisi olsam keşke…
Bir düşün, sevgili bir düşün.
Nemalandığım hangi iklimde kaldı ki
aklım?
Pervazında ruhun kayıp minvalin
gölgesinde
Sıkışmış bir metafor gibi
Belki de meylettiğim umuttur taşan
yürekten.
T/aşkın mizacına yenik düşen bir seferi
gibi
Kaykıldığım eksende
Kapıp koyuverdiğim gövdemde kesikler
İlahi bir sevgiyi katık edip ömre
Ömürden ömür gitse ne ki?
Göğün kovuğunda saklı kuşun
Kurşun misali acının
Seyyah mizacın da son ukdesi
Uğurladığım günün ardından sayıp
sövsem ne ki?
Sökün eden bir rüzgârsa
Kollarımda saklı yorgun bir kelam
En kibar selamıdır şiirin
Başlayıp da ilk heceden
Dilimlenmiş sözcüklerden
Arda kalan sıtması belki de evrenin.
Sadık kaldığım kadar kadere
Devinen şu yürek
Doğurgan felek
Na’şımda saklıdır sırları ömrün
Neşreden her şiirden bir önce
dilediğim
Gölgemden sızan acı gibi.
Bir hutbe ise tutulduğum
Bir katre dahi yok teselli
Bir koşut ki karaladığım yeryüzünde
Karalandığım aşkın karması
Kaybolduğumunsa bir sonrası.
Hezeyan yüklü bulutlardan düşen bir damlaysa
aşk
Bir kuşun kırık kanadında taşınan
hayat
Telaşlı ömrün güncesi ara verir
Şiir diye diktiğim bunca söküğü
Sancılı yeis ve tükenmişliğin efkârı
Direndiğim kadar kadere
Dilemması geçmişin…