Sıradan bir akşamda yıllar sonra eski dostlarla buluşmuştuk. Evet, bu buluşma sıradanlık gösterse de eve geldiğimde üzerimdeki etkisi uzun solukluydu. 

Düşündüm. İçimdeki kasvet, yokluk ve hayal kırıklığının yol açtığı hayat kırıklıklarıyla... Meğer "her şeyin geçiciliği üzerine konuştuğumuz o masada seçiciliğimizi konuşturmuşuz." 

Birimiz kurduğu tutku dolu yuvasını anlatmış, birimiz büyük sermayeyle kurduğu işini, birimiz ise kurulu ailesi sayesinde gezdiği gördüğü yurt dışı ve yurt içi yerleri... 

En nihayetinde tırnağı ve dişi ile kazananlar ya da tırnağı kırılmayanlar başarı göstergelerini sergilemişlerdi. 

Benim ise gösterebilecek tek hakikatim vardı; onlara destek olan mimiklerim ve onlara köstek olan gülmelerim. 

Zaten çok bir şey değilim. Alt tarafı yirmi altı yıldır tek elde edebildiğim gerçeğim halk tabiriyle "devlete sırtımı dayamam"dı. Onda bile sırtımda nasırlar vardı. Sevemiyordum; ne sabahın köründe kalkmayı ne yorgun argın evime yol almayı ne de dargın uyumayı. 

Benim küçükken ne hayallerim vardı bir bilseniz! Bahçemizden topladığım taze maydanozları yoğurda karıştırırken düşlediğim ne hayaller! Ama hayat; kek yaparken serçe parmağıyla dibini sıyıranların düşlerini gerçekleştirmişti. 

Kurulan düşlerdeki düşüşler benim gibilere kalmıştı. 

Yardan yana da yüzüm asıktı. Çoğuna bodozlama dalmıştım, çoğuna da çocuksu kalmıştım. 

Yolum, yordamım, girişim, gidişatım nereye; ben de bilmiyorum inanın. Sadece sade bir hayat yaşama adına nasiplenmek istiyorum. Mesela pahalı zevklerimi karşılayabileceğim durumum ile paha biçilemez muhabbetlerin sahibi olmak istiyorum. Kulağa şu aşamada sahici gelmese de tuttuğum dileğimi, tutturduğum dediklerimi hiç bir an unutturamaz, hiçbir kader uyutturamaz, hiç bir olay da içimdeki deli kanı uyuşturamaz.


   Zamanın kolu uzundur. Bana elini vereceği gün kaptıracağım bir uzvunu. O zaman görünür ümidimin yolu, "ait olduğum yerdeyim" diyebilirim. Bunun için çabasız değilim, eşeğim sağlam kazıkta. Şu an olmuyorsa belki dünyasına oynuyorumdur; kazığı derinlere çaka çaka. Zorla güzellik olmuyorsa, belki de güzelliğin zoruna meftun olmuşumdur. Ve inanıyorum ki tüm hayallerim; hayatım olsa dahi günü geldiğinde yeşerttiğim bir gül olurum. Artık dost meclisinde benim de fısıltım duyulur ve sonunda onlar gibi kurur ve tozlu sayfalarda yerimi bulurum. 

TUĞSEL KARAKIRIK
( Tozlu Sayfalar başlıklı yazı Tuğsel Karakırık tarafından 4.04.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu