Cinayetler belliyor şehir
En çok da şiir sakinlerine verip
veriştiren
Bir imge gibi
Kıyılarında şehrin
Şiirlerin köpürdüğü köpürttüğü
dalgaları
Kucaklamak istercesine
Gönlün radarına takılı akil bir düş
gibi
Mevsimin nazarında unutulan bir öpüş
belki de
Yaslı şehrin
Alnına kondurduğu o buse şairin
Elbet kimliği kayıp şiirlerden aldığı
cesaret ile…
Hegemonyası beyitlerin
Bir düşün tanrısı
Bir tanrının düşünde şekillenen
acılar
Bir de hurafeler kundaklarken
hayatları
Ekşi erik tadında özlem
Kasvetli havasından sıyrılıp gecenin
Sarmalında bir öykü
Sevabına seven şair gibi
Kendine dokunan her hüzünde
Yaraların da maralı belki
Kirli ellerin damgası
Ne de güzeldir oysa alnının beyazı,
dercesine.
İklimin kanatlarına doğan güneş
Bir beyazı bir de şiiri seven gece
gibi
Oysaki doğasına aykırı karanlığın
Ne zamanki tezat bir iklimde boy
verse hatıraları
Gönül gözünden kopan bir kirpik mi
yoksa?
Hulasası ömrün
Geçit vermeyen dizede sıkışıp kalan
özlem ve ölüm
Sancılı vedaların yoldaşı
Gaipten gelen mevsime çaputlar bağlayan
Bir milat ki yalın ömrün rotası
Aslında kazan kaldıran bir öfke
En çok da insan yetemezken kendine.
Bir duvarsa ket vuran
Neyin şiarıdır sahi bunca sessizlik?
Bir yalansa hayatı boydan boya yaran
Sözcüklerin mintanı
Göğe dokunan el gibi
Yüreğe iyi gelen yel gibi
Hayatın nazarında boy veren filiz
gibi
Şakıyan yüreğin mazharı
Sudan sebeplerle vazgeçen bir yemin
belki de
En çok kendine ihanet eden
Elbet bilinmez de neyin nesidir bunca
acı.