Gülümsemenin müridi idi aşk hatta
bekası ömrün,
Gizinde titrek sesinden firar eden
Üç beş imge gibi
Tevekkül yüklendiğinin ertesi
Gelip de bulacaktır seni huzurun ta
kendisi
Eşkâli yok ki dünün
Miadı dolan binlerce hüküm gibi
Varlığına delalet acı ve yaşı
Gizlediğin kadar sadıksın kendine.
Maviden bir ırmak adeta
Mevsimin sönmeyen ferine âşık kâhin
O meddücezir ki
Sancılı tayfası yüreğin
Bazen aşka şahit
Bazen acıya tutsak
İçine düşülesi kabir azabı varsın
Uzak olsun yüreğin kayrasından.
Hangi izafi durakta saklıdır huzur?
Hangi göğün kopçasına dolanan yüreğin
inhisarı?
Reddi güç kabulü güç bir firar
Mevsimlerden en nazlısı
Elbet yüreğin de naçar kaldığı
Bitimsiz efkâr.
Göç mevsimi aşkın
Köhne evlerde saklı koridor
Hala palazlanan yalnızlığın volta
attığı
Hecelerken aşkı
Haznesinde saklı kâh umut kâh efkâr
Beti benzi sararan göğün müridi iken
Aşkı layığıyla yaşatan rüzgârın
Asılı kaldığı o boşluk kadar
Ulaşılması çok çok zor.
Mutluluk bazen hicabın arka yakası
Göğe kanat açan bir pencere
Sevdalı mevsimin kor sessizliğine
Saklanan üç beş hece
Bazen gözden kaçan
Bazen yüreklerden taşan
Sözcükler bam teli kimi zaman
O mevsim ki aşkın meylettiği
Kalın bir duvar adeta
Sökün eden ne çok yaygara
Sancılı varlığa da şerh düştü mü
Gözün açık gördüğün bunca rüya…
İzini sürdüğün hangi sırdır, söyle?
Söylenmediğin ne ise içine akıttığın
Bazen sezilerin un ufak
Bazen yalnızlığa tutsak
Hükmeden kadere hürmet ettiğin sürece
Mecazi firarında yüreğin
İstifli duyguların belki de
gizlediğin
Şahlanan hüzün
Pervasız mevsimin şah damarı
Pekişen özlem ki sadece Rabbin
dindireceği
Hangi rüzgarda saklı ise
söyleyemediklerin…