Sonsöz
SONSÖZ

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla.
Âlemlerin Rabbi Allah’a hamd olsun
Hamd, bizi bugüne eriştiren Allah’a mahsustur.
“Eğer Allah’ın bizi eriştirmesi olmasaydı, biz hidayete ermiş olamazdık. andolsun, Rabbimizin peygamberleri bize hakkı getirmişler” (Araf 43)

Salât ve selâm Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.)’in, ailesinin ve bütün ashabının üzerine olsun.
Ya Rabbi, Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim.Senin bize öğrettiğinin dışında bizim ilmimiz yoktur. Şüphesiz Sen, her şeyi en iyi bilen, her işi hikmetli olansın.

Ya Rabbi , Seni noksan sıfatlardan tenzih ederim.Senin bize gerçeği anlattığının dışında bizim anlama imkânımız yoktur. Şüphesiz Sen çok cömertsin ve çok ikram sahibisin

Bu çalışmayı kaleme almaktaki amacımız, Hz. Muhammed (s.a.s.)’in hayatın gerçekleri içinde doğru bir şekilde tanıtılmasını ve anlaşılmasını sağlamak; onun evrensel niteliğe sahip olan faaliyetlerini, davranışlarını ortaya koymak ve belli başlı konulara yaklaşımını yansıtmaktır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s.), Yüce Rabbimizin insanlığa gönderdiği en son elçidir. Onun nübüvveti, bütün bir insanlık için karanlıklardan aydınlığa, zulmetten nura geçişin iftihar vesilesi olmuştur.

Peygamber Efendimizin (s.a.s.) doğumu, içinde yaşadığımız dünyanın akışını değiştirmiş ve onun tebliğine kulak veren herkes hayatını yeniden tanzim etme, kendini yeniden inşa etme ve bundan sonraki gidişatında istikamet sahibi olma konusunda sağlam bir dayanağa kavuşmanın ayrıcalığını yaşamıştır.

Onun rahmet yüklü mesajları ve hikmet yüklü ahlâkî örnekliği bütün insanlık için umut vaad etmeye devam etmektedir. Bu, kıyamete kadar da kesilmeksizin devam edecektir.

İnsanlığa imanı ve güveni aşılamak, vahyi ve hidayeti taşımak için gönderilen bütün peygamberlerin ortak niteliği “doğruluk ve güvenilirlik” anlamına gelen “sıdk ve emanet” vasfına sahip olmalarıdır.
Çünkü tebliğ ve davetin başarıya ulaşması için doğruluk, dürüstlük ve samimiyet şarttır.
Şiddetin, zulmün, talanın, istismarın had safhada yaşandığı, dolayısıyla insanların güvene her zamankinden fazla ihtiyaç duyduğu Cahiliye döneminde Sevgili Peygamberimizin “Muhammedü’l-Emin” olarak anılması son derece manidardır.
Resûl-i Ekrem (s.a.s.), hayatının her döneminde sadece müminlerin değil, düşmanlarının da kendisinden emin olduğu yüce bir şahsiyettir. O, Hz. Peygamber (s.a.s.), her şeyden önce güvenilir bir insan, güvenilir bir baba, güvenilir bir eş, güvenilir bir arkadaş, güvenilir bir dosttur.

Akrabaya, komşuya, ticarette muhatap olduğu insanlara, idaresi altındaki Müslümanlara güven veren, özü sözü bir, sadık insandır. Hâkimliği, komutanlığı, imamlığı, risaleti güven üzerine kuruludur.
Kur’an-ı Kerim’i ona getiren vahiy meleği nasıl “el-Rûhu’l-Emin” ise Mekke, Kâbe nasıl “el-Beledü’l-Emin” ise ,Resûl-i Ekrem de (s.a.s.) öylece dosdoğru, öylece emindir.

Hz. Peygamber (s.a.s.),in “Mümin, insanların canlarına ve mallarına zarar vermeyeceğinden emin oldukları kimsedir.” hadisi “iman” ile “insanlara güven sunma” arasında doğrudan bağ kurması bakımından dikkat çekicidir.
Mümin, yüreğindeki sarsılmaz güveni çevresine aksettirmekle ve davranışlarına yansıtmakla mükelleftir. Onun Allah’a ve Resûlüne imanı, insanlara sağladığı emana dönüşmeli; yüreğindeki güven hissi, toplumda güvenilirliğin teminatı olmalıdır.

“Bir kişinin kalbinde aynı anda iman ile küfür, doğruluk ile yalancılık, hıyanet ile emanet bir arada bulunmaz.” hadisi gibi.
Diğer taraftan, tek başına kaldığında bile Allah’ın gözetiminde olduğunun farkında olan, iman, ihsan ve ihlas sahibi bir Müslüman, sadece kendi güvenliği için değil, insanlığın ve tabiatın güvenliği için de emek vermekten kaçınmayacaktır.
Bugün, omuzlarımızdaki yükü, dağlara emanet edilemeyip de bize tevdi edilen o ağır yükü hissetmeye, emanet bilincini yeniden kuşanmaya muhtacız.

Göğsümüze emanet edilen imanın, kalbimize emanet edilen ihsanın, aklımıza emanet edilen idrakin gereğini yapmalıyız.
Halife olarak yeryüzünü imar etmekle mükellef olduğumuz bilinciyle, hakikatin ve adaletin gücüne duyduğumuz sarsılmaz güvenle yol almalıyız. İslam’ın tarihsel tecrübesi bizlere güven toplumunun
niteliklerine dair açık ipuçları verirken, yüreğimizin sesi ve imanımızın güvencesi bize bugün de İslam toplumlarını güven iklimine taşıyacak imkan ve kararlılığı sunmaya muktedirdir .

Yüce Allah’ın son peygamberine ümmet olmak, pek tabiidir ki sadece onun varlığından ve doğumundan haberdar olmakla sınırlı değildir. Ona tabi olmak, hemen her vesileyle kendimizi onun sünnetine ittiba ederek gözden geçirmeyi, hayatımızdaki eksiklikleri telâfi etmeyi ve yine onun çizdiği yol haritasına bağlı kalarak kendimizi inşa etmeyi zorunlu kılar.

Allah Resulü’nün aile hayatı kıyamete kadar bütün insanlar için eşsiz bir örneklik arz etmektedir. Nitekim onun aile hayatında uyguladığı ilke ve prensipler, tüm zamanlarda önemini ve işlevini kaybetmeden varlığını sürdürmüştür.
Sevgili Peygamberimiz; ihsan, adalet, merhamet gibi kurucu değerler üzerine inşa edilen İslam dininde kişilerin birbirleri üzerinde hak ve sorumlulukları olduğunu müteaddit defalar dile getirmiştir.

İslami bir kimlik, etkin bir şuur ve muhkem bir istikamet açısından toplumun can damarı mesabesinde olan ve Peygamberimizin de söz, tutum, tavır ve davranışlarıyla yücelttiği İslam müessesesini çok iyi tanımak lazım.

Kişiyi her türlü menfi yapı, unsur, insan, düşünce, akım ve anlayıştan uzaklaştırıp ona huzurlu ve mutlu bir yaşamın anahtarını sunan İslam Dini hayatın tamamını kuşatan ve insana nebevi çizgide yol işareti olan güvenilir bir limandır.
Bugünkü gelinen noktada, Kur’an ve sünnetten neşet eden güzel ahlaktan mahrum kalan insanın; insan, tabiat, kâinat ve nihayetinde Rabbiyle ilişki ve iletişimde sorunlar yaşadığı, ahlak ve kültür erozyonuna maruz kaldığı, toplumsal olaylara duyarsızlaştığı, şiddetin, öfke ve nefretin öznesi olduğu her türlü izahtan varestedir.

Kısaca, peygamberin yolunu takip etmek ve onu örnek almak, onun sağlığında ashabına takdim ettiği değer ve ölçüleri zaman ve mekân sınırlarının ötesine taşıyarak kendi dünyamıza katmak ve onun şaşmaz rehberliğine sımsıkı sarılmaktır.

Bu, insanlık için en hayırlı ümmet olma şerefine nail olmanın da yegâne yoludur.
İnsanlığa, dünya ve âhirette mutlu ve doğru yolda olmalarını sağlayacak esasları öğretmek; Yüce Rabbimize nasıl kulluk ve ibâdet edileceğini göstermek üzere, tarih boyunca Allah tarafından peygamberler aracılığı ile gönderilen dinlerin en mükemmeli ve sonuncusu olan İslam Dini, sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (s.a.s.) tarafından tebliğ ve tâlim edilmiştir.

Bu yüce dinin ve Allah’ın son kitabı Kur’an-ı Kerim’in hükümleri, O’nun yaşayışı, sözleri ve uygulaması ile açıklık kazanmıştır. Bu itibârla, Rasûlüllah (s.a.s.) Efendimizin hayatını öğrenmek, bir bakıma dinimizi öğrenmek demektir.
Çünkü Rasûlüllah (s.a.s.)’in yaşayışı, sünneti, çeşitli olaylar karşısındaki davranışları bilinmeden ne Kur’an-ı Kerim’in anlaşılması ne de diğer İslamî ilimlerin öğrenilmesi mümkün olabilir.

Bu sebeple bir Müslüman için Rasûlüllah (s.a.s.) Efendimizin hayatını, örnek yaşayışını ve üstün ahlâkını öğrenmek ve bütün davranışlarında O’nu rehber edinmek dinî bir vecibedir.

Nitekim Kur’an-ı Kerim’de: “Allah’ın Rasûlünde sizin için en güzel örnek vardır.”
“Peygamber size neyi getirmiş ve emretmişse, onu alın (yapın); neyi yasaklamış ise, ondan sakının.”
“Kim Peygambere itâat ederse, gerçekte Allah’a itâat etmiştir.”
“Sevgili Peygamberim, şüphesiz ki sen en üstün ahlâka sâhipsin.”buyrulmuştur.

Rasûlüllah (s.a.s.)’in hayatı tâlim ve tebliğ ettiği esaslar ve meydana getirdiği büyük inkılâpla ilgili olarak Doğu’da ve Batı’da, çeşitli dillerde kütüphaneler dolusu eserler yazılmış; hayatının her safhası en ince teferruâtına kadar araştırılmış ve incelenmiştir.

O’nun hayatının gizli kalmış, bilinmeyen hiç bir tarafı yoktur. Peygamberler ve tarihin kaydettiği diğer meşhûr şahsiyetler içinde, hayatının her safhası, Rasûlüllah (s.a.s.)’in hayatı kadar apaçık bilinen; yaşayışı, sözleri ve davranışları en ince ayrıntılarına kadar ve en mevsuk şekilde kaydedilmiş ikinci bir şahsiyet bulunmamaktadır.

Bu kitapta Rasûlüllah (s.a.s.)’in hayatı özet olarak anlatılmaya çalışılmıştır. Bu eser, müminlere yararlı olacağı düşünülerek kaleme alınmıştır.

Bu itibarla, nebevi ilke ve değerleri kuşandığımız mutlu bir hayatın, ideal bir topluma ve daha güzel bir dünyaya uzanan yolda önümüzü aydınlatarak gerçek manada ve bütün boyutlarıyla aklımıza istikamet, kalbimize muhabbet ve ufkumuza aydınlık vermesini ,zihinlerde ve gönül dünyamızda yeni ufuklar açmasını Yüce Rabbimden niyaz ediyorum.
Eserin yayınlanması sürecinde katkısı olan tüm dostlara teşekkür ediyorum.

Kalbinde Allah olanın her iki dünyâda da yardımcısıdır Allah
Kalbinde Allah olmayanın her iki dünyâda da hasmıdır Allah

Gayret bizden, başarı ancak Allah’tandır

İlyas KAPLAN


KİTABIMIZ YAYINLANDI
Uzun zamandır hazırlıkları içinde olduğumuz Peygamber Efendimizin Hayatını anlatan eserin basımı tamamlandı.
I.Cilt 542 sayfa ve II.Cilt 535 sayfa toplamda 1077 sayfalık hacimli bir eser oldu. Elhamdulillah

Bu yolda bizimle beraber olan. ilgisini esirgemeyen tüm dostlara teşekkür ederim.
BASIM VE YAYIN HAKLARI
Cihan Yayınları
Türdav Basım ve Yayım Ticaret ve Sanayii A.Ş. tarafına aittir.

Temin adresi
Namık Kemal Mah. Cengiz Topel Cad. Ağaoğlu Apt. A blok D.No 94/F
34762 Ümraniye –İstanbul



( Sonsöz başlıklı yazı redfer tarafından 28.04.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.
 

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu

EdebiyatEvi.Com | Edebiyat ve Kültür Platformu