Sevgili Rüya Kardeşime
Kelimelerin içinden süzülen o zarif selam, usulca yüreğimin kıyısına kodu. Lavanta kokulu demişsin ya; işte öyle, geçmişten bir hatır gibi yayıldı içime. Bil ki mektubun, sıradan satırların ötesinde, hissin ve rikkatin eşsiz bir bileşkesiydi. İçtenliğin, harf harf geçip dokundu benliğime.
"Zamana bırakın ama zamanı bırakmayın kardeşim..."
O cümle, belki farkında bile olmadan ruhumdan dökülmüş bir özdü. Ne garip; bazı sözler, en çok söyleyeni vurur ya hani… Senin bu sözü içselleştirmen ve hayatına yön vermek için kullanman, beni hem mahcup etti hem de mutlu. Zaman, kimi vakit bir merhem olur, kimi vakit bir sis. Bırakılacak kadar serin, tutulacak kadar keskindir. İçinde bir tarafın solarken öbür tarafının direniyor oluşu, yaşama dair en derin çatışmalardan biridir. Ama unutma, bazı çiçekler yalnızca gece açar. Senin de içinde o karanlıkta solmayan bir çiçek var. Tutunmaya değer.
"Beni ilk gördüğünde ne düşündün?" Soruna gelirsek Kardeşim,
Fiziki olarak görmedim seni belki ama yazılarında karşılaştım seninle. İşte bu çok daha naif bir karşılaşma. Harflerinde bir tenhalaşma vardı; o sessiz çığlık hâlini hemen fark ettim. Kalbinde taşıdığın yük, yazılarının satır aralarına gizlenmişti. Seni okurken, ilk düşündüğüm şey şuydu: “Bu kişi, susarak bağırmayı bilenlerden.” Ve böyle biri, her zaman daha fazlasını anlatır.
Dayının sözleriyle verilen ölümlere gelirsek Kardeşim,
İsa Dayı'nın söyledikleri, bir çağın kalbinden dökülen taş gibi ağır ama hakikatli. “Kendi değerimizi bilemedik ki zamanın değerini bilelim” sözü, sadece bir pişmanlık değil; aynı zamanda nesiller arası bir sızı. Onun söylediklerinde bir kuşağın boynu bükük tecrübesi var. Sen o söze kulak veriyorsun ya, işte bu seni farklı kılar. Şartların kolaylığı seni tembelleştirmemiş, bilakis şuur kazandırmış. Gençliğini yalnız yaşamak değil, anlamak için uğraş veriyorsun. Bu, gelecekte en büyük sermayen olacak.
Blog yazarlığı hayaline gelelim Kardeşim,
İçinde bir yazardan ziyede bir anlatıcı ruh hakim. Zira anlatmak, yalnızca yazmak değildir. Ruhunla dokunmaktır. Ve sen bunu içgüdüsel biçimde yapıyorsun. Blog yazarlığı senin için yalnızca bir geçim kapısı değil, bir direniş şeklidir. Yazarken hayata tutunuyorsun. Ve içtenlikle söylüyorum: Bu tutunuş seni bir gün zirveye taşır. Pasifleşmiş sitelere değil, kendi kalemine güven. Kelimelerinin hakkını veren bir mecraya kavuşman an meselesi. Dilersen birlikte birkaç mecraya da göz atarız, seninle buna vesile olmak isterim.
Kendimi nasıl geliştirdim sorusuna gelirsek,
Ben, acının kenarından sarkan kelimelere tutundum önce. Okudum, düşündüm, çoğu zaman sustum. Ama o suskunlukta bile içimde cümleler döndü. Gözlem yaptım; insanı, doğayı, yalnızlığı dinledim. Yazmak, benim için bir mahremiyet biçimi oldu. Sana da bunu öneririm: Her gün az da olsa yaz. Ve yazdığın her satırı bir gün yeniden okuma cesareti göster. Çünkü yazmak kadar yüzleşmek de geliştirir kalemi.
“Bir şairde olması gereken en mühim özellik nedir?” sorusu herkese göre değişir, ama benim için şöyle özetleyeyim Kardeşim,
Bir şair için en gerekli olan içtenliktir. Sonrasında zarafet gelir. Ancak bir şair için zarafet, içtenlikten daha önemli değildir. Şairin asli vasfı ‘hissin çıplaklığı’dır. Güzel yazmak yetenekle gelir; ama “içine bakmak ve içini olduğu gibi göstermek” cesaretle. Şair dediğin, kelimeleri süslemekle değil, yalınlaştırmakla büyür. Azim, evet kıymetlidir. Ama bazen susabilmek, yazamamak da yazının bir parçasıdır. Ve işte bu bekleyişin içinde bile bir şiir saklıdır.
Sevgili Rüya Kardeşim,
Varlığın, kelimelerin, düşüncen… Her biri ayrı ayrı iz bırakıyor. Seninle yazının gölgesinde tanışmış olmak benim için hem onur hem de umut verici. Ruhunun zarafeti yansıdı bana, teşekkür ederim. Nice satırlarda, nice içtenlikte buluşmak dileğiyle...
Sevgili Rüya Kardeşime
Selam ve dua ile kal her zaman
Sevgilerimle
(
Sevgili Rüya Kardeşime başlıklı yazı
HüseyinBERFE tarafından
4.05.2025 tarihinde sitemize eklenmiştir. Sitemizde yayınlanan eserlerin hukuki sorumluluğu , kullanılan materyaller ve yazının içeriği yazarlarına aittir.İzin alınmadan kaynak gösterilse bile sayfamızdaki eserler başka yerde yayınlanamaz. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. )
Okuduğunuz Yazının Site Kurallarını İhlal Ettiğini Düşünüyorsanız, Site Yönetimine Bildirmek İçin Tıklayınız.