Yalıtılmışlık makamı
Düş perimse inzivada
Kekremsi acılar durağı
Rahvan koşu bandı yüreğin sözcükler
püsküllü belam, Akasya durağı ise unutulmuş sevdanın renginde bazense ç/alıntı
bir izdiham renklerin konuşlu duvar saksısı toprak renginde gözlerim aşk ise
bir yara bir kalıntı, metruk hecelerden firar etmiş hislerden yana şairin kalp
ağrısı bazense kaygı eşiği uyuya kalmış gök kubbenin akan çatısı.
Sözcükler revnak.
İmgeler kaçkın.
Aşk alabildiğine şaşkın, tökezleyen
ruhlar bulvarı aşkın kalburüstü süremediği saltanatı.
Alyuvarları boca etmişken tıkalı
damarın son duası:
Sahi, sabaha çıkar mı bu şiir?
Ya, şair?
Esefle dikilesi söküklerinin benzeri
yazamadığında kalem dirilesi bir ceset misali dünün punduna gelen günün sevişi
yarınların direnişi.
Saydam.
Şeffaf.
Nemli göğün Bakara suresi:
Harcı âlem duygular çeşmesi.
Şiir sakıncalı.
Şair ölümlü.
Mintanı yerleri süpüren dinamit bağlı
bir kuşak aşkın perçeminde yağan kar misali dönülesi kavşak.
Ulvi duygular.
Ahrete yolcu var!
Havsalasından taşan isyanlar mensubu
olduğu hayallerin gerçek kılınması ne ki, gerçeklerin sürmanşet yenilgisi ve
taban tabana zıt şair ve şehir ve müptelası şehrin açılası söndürülesi ışıklar
en çok da şairin uzandığı lahit.
Tası tarağı toplayıp da gitmeli hani
bu bedenden uyruksuz şiirler ulaksız kafiyeler umudun fiyaskosu belki de fiskos
yapan sehpalara dizileri çay dolu bardaklar şairin kırkı çıkmadan kıtlama
yaptığı şiirlerin yaprakları solmadan dem tutarken yürek demlenen çay demi acı
bir masal göğün komplimanlar yağdırdığı cihanın ve şairin cihadı.
Kasvetli bir hava.
Fal açan büyücü ve kumpanyası.
Hatırşinas heceler.
Kapıya bekçi geceler.
Sürrealist bir gün ışığı tohuma kaçan
korkunun tortusu ses var görüntü yok ve ilintili iken şiir ve şehir şairse
kayıplarda ve o girift imleç kapışan sözcükler bas bas bağırırken bas sesinde
melodinin ince ayar yapılası bir kafiye.