
Bir rengim yok benim sadece:
Ben renklerin toplamı hazan mahsulü
bir rüyayım, hafız:
Aşkla ve acıyla ve umutla dopdolu
Aştığım kıtalar misal
Aştığım coğrafyalar
Girgin ve gergindir ruhum
Her tökezlediğimde acımla yeniden
Doğduğum…
Müşkülpesendim de fazlasıyla
Ve…
Tetiklenmiş duygularımın hatırına
Biçtiğim sözcükler içilesi gam ve aşk
Yalnızlığımla dopdolu
Mütereddit yüreğimle pervazına
konduğum
O bulutun…
Yetmedi o tutkunun…
Yine yetmedi, hafız
Çünkü ben s/onsuzluğun ve rüzgârın
bıçkın kızıyım.
Tevekkül yüklü
Umuda dair
İşveli değil asla işinde gücünde
Latif bir tutkuyum
Arzı endam eden güne b/akıyorum da…
Aşkla ve hüzünle semiren varlığımdan
yol alıyorum da…
Yâd edilesi değilim belki insanların
nazarında
Ne de yâri ruhsuz gölgelerin
Yarenim yüce Rabbim
Ve devindiğim eksenim…
Miladi bir acıdır hırsız sözcüklerin
Caka sattığı
Ve de kum saati mizacımla
Açık ara farkla yaşadığım bunca aşk
ve umut ve kaygı:
Acımla açtığım
Acımla solduğum
Büyüyen o devasa açı
Varsa yoksa aşkın miladı
Dolu bir silahım ben:
Bacağıma sıktığım kurşun misali
şiirlerim
Nazlı mizacımla yar olmadığım
birilerine nasıl da belli
Belirsiz bir sıfattan öte,
Yağdırdıkları nice zan ve içi öfke
Dolu mahlûkatlar
Manen t/aşkın ve zengin
Rengim sadece beyaz olsaydı keşke
Hali hazırda masum kalmayı becerdiğim
Bir gök kuşağıyım, ben hafız:
Dilediğince sor soruştur
Yetmedi düş peşime
Rüzgâr misali uçuşan eteklerim ve
saçlarıma yağan ışığın nezdinde
Gölgeli bir yol değil baş koyduğum
Ne de olsa ben en baştan kovdum
gölgemi
Bana gölge edenleri
Nasıl ki havale ettim Rabbe
Rabıtası aşk:
Mizacı umut
Yakamdan düşmediği kadar bir bulut
misali
En yükseklerde gezinirim ben
Geçkin değil yaşım
Geçimsiz belki de varlığım ve mizacım
Ufkuna bandığım yasın
Berhudar rüzgârı
Yenilgi addedilen her günümse ayrı başarı
Kafa tuttuğum nice iklim nice insan
Dik başlılığımla bana sırdaş olan
yalnızlığımdan
Koyuldum yola
Koyultuldu ruhum
Kovuldum da kapısından defalarca
mutluluğun
Kırık olsa ne ki sazım…
Ve de dünümde kalan fildişi tuşlu
piyanom
Aşkın azat edemediği bir melodi
İçimde aralıksız çalan
Soytarı yüreğimle
Her aşka düştüğümde
Kendimden kaçtığım çok mu belli,
söyle hafız?
Yakalandığım aşkın çeperinde
Büyütmediğim bir çocuksa hep benimle
Ne de olsa yorgun yılların telaşıdır
Üstüme bulaşan
Çamurun da kalmaz elbet izi
Ak alnımla
Masum sevdamla
Yitik addedilsem de
Yatıya kalan bitik düşlerle
Ve işte ansızın firar ettiğim
Sökün eden hecelerle cübbemi diktiğim
Cüssem ne ki hem?
Ve şen sesimden geride kaldı mı sahi
neşem?
Nazlı bir rüzgârım olsa olsa
Nazımdan kaçanların nezdinde
Hali hazırda yakalandığım bunca düşün
peşinde
Bir sözcükten medet umup da
yazdıklarım
Yar da etmem kalemimi durduk yere
Ne de olsa kalemimdir yüzümdeki peçe
Ve kale duvarlarımda uçuşan
duygularım
Sancılı bir ömrün nidasıdır olan
biten, hafız
Hem çıkmadık candan ümit nasıl ki
kesilmez
Gölgemle ve sevdamla ve yalnızlığımla
Baş koyduğum ömrün hasadıdır
yazdıklarım
Yankısı varsın duyulmasın sesimin ve
acılarımın
Ne de olsa mühürledim ben yüreğimi
Konuş ya da konuşma sen, hafız
Sevsem bile uzaktan
İmkânsızlık ve sırlarım ve Rabbimdir
bana kucak açan…