Bir şadırvan adeta yerleşkem belki de
bir göçebe çadırı.
Aşkın akislerine sığmayan bir
coşkunun da rüzgârı
Peyda olan iklimde
Tevazu yüklü göğün kodaman bulutları
Ve işte şerh düşüyorum ömre.
Mokasen çizmelerim vardı ben çocukken
ve de kırmızı:
Tıpkı paltom gibi
Narçiçeği renginde düşlerin izdihamı
En çok da çocuk kalmak vardı
Yaşadığımız kadar bu tatsız gözümüzde
büyüttüğümüz hayatı
Ve ne ise bizden çalınan
Detayları resmettiğim bir ömrün
cefası:
Hazan yüklü göğsüm
Ve delik ceplerim
Bozuk para gibi biriktirdiğim acım ve
hasretim
Sağanak misali sözcükler
Kurdeşen döken bazen kalemin g/izi
Arşı alaya çıkmış şiirler ve ömür
Şahikanın kanadında saklı masumiyetin
sihri
Hala çocuğum ve hala saklıdır
çocukluk hayallerim
Hala yalnızım sevdiğim kadar insanları
Nazımın da geçmediği.
Geçkin bir şarkı ve de
Özlemin titrinde yanıp sönen
Geçimsiz bir zaman ve hayat
Geç kalmışlığımla tutsak olduğum
Tutuklu bir düş ya da
İçine düşülesi aşkın çapağında saklı
hasret
İfası ne mümkün yaşananın?
Yoksa bu denli hemhal olur muydum
şiirle?
Hazzını duyumsamadığım bir aralık
İçinden geçemediğim bir dehliz
Şerh düştüğüm her vakit
Kolaçan etmeninse mümkünatı yok
Sırtıma saplanmış hançerin
İsli yollar
Sistematik sevip acı çektiğim
Sisli ruhlar
Göz gözü görmezken
Kalp gözümle rest çektiğim nidalar
Elbet haykıran kimse
Ve kimse hududumda
Huzuruna çıktığım Rabbin her vakit
Aşktır ve iman gücü imzamı attığım
akit
Kıyıma uğrayan ve bedeller ödenen
Hacizli sözcüklerden roman yazdığım
Kıyama durduğum kadar kıymete binen
iç sesim
Maruzatımı sunduğumsa tek Makam
Aşkın hadisleri ve sureleri
Dilimden de asla düşmezken Elham’ın
hikmeti…
Bazen angarya yükleyen hayat
Arsız bir sevgiyle hemhal
Düşkünlüğüm düne ve insana
Çıkıp da yola insan sevgimle
Mademki yaratılanı sevdik Allah’ın izniyle
Ve işte kalemin izdivacı
Akışkan bir rahmet ve ulu bir ritim
Ülkelerden aşırdığım bir resim
İçimde kalansa son ukde
Ismarladığım hangi duyguysa
Sonunda ulaştı işte adresime…